• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
Cumhurbaşkanı `Benim Böyle Bir Betkim Yok`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İtalya`ya yapacağı resmi ziyaret öncesi Atatürk Havalimanı Devlet Konuk Evi`nde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Profesör Fatih Hilmioğlu için devreye girdiğiniz söylendi. Duyduğumuz kadarıyla sağlık durumu da kötüye gidiyormuş. Bu konuda gelinen noktayı öğrenebilir miyiz?" şeklindeki sorusu üzerine Gül, şunları kaydetti:

"Defalarca söyledim ben. Bir kez daha tekrarlamak isterim. Halkımız şöyle zannediyor; Cumhurbaşkanı birisini arzu ederse veya cezaevinde, hapishanede olan biri hastaysa onu affedebilir. Böyle bir Anayasal yetkisi var zannediyorlar. Benim böyle bir yetkim yok. Böyle bir yetkim olsa, doğru ben bunu hemen kullanırım hem bahsettiğiniz kişi için, hem buna benzer başka kişiler de var. Fakat bir kez daha sizin aracılığınızla herkese duyurmak istiyorum ki, hapishanelerde, cezaevlerinde hasta olanların, yaşlı olanların Adli Tıp`a müracaat etmeleri gerekiyor, savcılar vasıtasıyla.

Adli Tıp`ın vereceği raporlar Adalet Bakanlığı vasıtasıyla benim önüme geliyor. Ben Cumhurbaşkanı olarak o zaman devreye giriyorum. O zaman ben `evet` de `hayır` da diyebilirim. Demin de ifade ettim size; bu tip durumlar insani meselelerdir, ben de üzülüyorum ama yasal olarak elimde res`en birisini hapisten çıkarmaya, affetmeye yetkim yok. Ancak bu prosedürler işler ve dosya önüme gelirse, ben o zaman devreye girebiliyorum."

Daha dikkatli dil kullanırsa bu tip gerginliklere de fırsat vermemiş oluruz

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı. Bir kaç siyasi partinin hem seçim bürolarına, hem de araçlarına saldırılar düzenleniyor. Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz ?" şeklindeki soruya da, seçim ortamına girilince herkesin, başta konuşmasına çok daha fazla dikkat etmesi, daha saygılı bir dilin kullanılması, partiler arasında yeri geldiğinde diyaloğun oluşturulabilmesi için şart olduğunu söyledi.

Aslında bunun her zaman şart olduğuna dikkati çeken Gül, "Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin açılışında yaptığım konuşmalarda belki de en çok dikkat çektiğim husus budur. Seçim ortamına girdiğimizde buna çok daha fazla dikkat etmek gerekir. Geçenlerde maalesef acı bir olay da oldu, bundan dolayı başsağlığı da diledim, üzüntülerimi de belirttim. Eğer sorumluları olarak herkes daha dikkatli dil kullanırsa, bu tip gerginliklere de fırsat vermemiş oluruz. Bu vesileyle bir kez daha ben bütün değerli liderlerden, bu konuya dikkat etmelerini hatırlatmak isterim" diye konuştu.

Normalleştirme hepimizin görevi

Bir gazetecinin, "Sayın Cumhurbaşkanım; özellikle son dönemlerde sayın Başbakanın yaptığı açıklamalar, iki taraftan da farklı tepkiler alıyor. Destekleyen taraf da var, eleştiren taraf da var. Özellikle gazetecilerin eleştirileri var, dışarıdan yine eleştiriler var. Siz Cumhurbaşkanı olarak, Başbakanın üslubunu nasıl buluyorsunuz? Özellikle Başbakan`ın açıklamalarının ardından Sayın Cumhurbaşkanının belli açıklamalar yapması da bekleniyor vatandaşlar tarafından. `Cumhurbaşkanı keşke açıklamalar yapsa da şu ülkedeki gergin ortam biraz daha yumuşasa` diye ifadeler kullanılıyor. Bu konuda siz neler söyleyeceksiniz?" şeklinde sorusunu Cumhurbaşkanı Gül, şöyle cevapladı:

"Türkiye`nin ortamını normalleştirmek hepimizin çıkarınadır, hepimizin görevidir. Çünkü demin söylediğiniz ekonomideki çeşitli oynamalar bile hepimize, sokaktaki insana da en yetkili insana da zarar vermektedir. Sayın Başbakan, aynı zamanda bir siyasi parti başkanıdır. Dolayısıyla, iktidar partisi başkanıdır. Görüşlerini açıklayacaktır, kendisi açısından. Bundan gayet normal bir şey olmaz.

Görüşlerini, inandıklarını, bildiklerini, tavsiyelerini kamuoyuyla paylaşacaktır. Burada hepimizin çok dikkat etmesi gereken şey, bütün siyasetçiler, devlet adamları, ülkenin önemli aktörlerinin hepsinin dikkat etmesi gereken şey, Türkiye`de olağanüstü bir şeyin aslında olmadığını, Türkiye`nin normal yolunda gittiğini... Siyasi mücadeleler her zaman olacaktır. Demokrasinin bunlar olmazsa olmaz tarafıdır. Türkiye`nin, demokrasinin işlediği, hukukun işlediği bir ülke olduğunu, ekonomik göstergelerin güven verici bir ülke olduğunu hem kendi halkımıza hem de bütün dışarı göstermek yine hepimizin menfaatine, Türkiye`nin çok büyük çıkarınadır."

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir