• DOLAR 34.446
  • EURO 36.302
  • ALTIN 2836.87
  • ...
`BDP Kürt siyasetinde tek parti olma çabasındadır`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
VAN- Geçtiğimiz Cumartesi günü Van’da Sabır-Der Binası’na yapılan molotoflu saldırının yankıları sürerken konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Eğitimci Yazar Fırat Toprak, olayların arka planına dair önemli açıklamalarda bulundu.
 
“1990’larda Kürdistan’ı yaşanmaz hale getirdiler”
Eğitimci Yazar Toprak, Kürt coğrafyasının sosyal, coğrafi ve politik özelliklerinden dolayı sürekli çatışmaların merkezi veya tesir sahası olageldiğini belirterek, bugünü anlamlandırmaya dönük çabaların coğrafyanın siyasal arka planına kısaca göz atmayı zorunlu kıldığını söyledi.
 
Toprak  yakın geçmişte birçok faktörün etkisiyle oluşan ulusalcı hareketin bölge dengelerini değiştirmiş gözüktüğünü ifade ederek, “Yeni ulus inşa projesi kapsamında gerçekleştirilen pratik, tıpkı diğer uluslaşma projelerinde olduğu gibi kör bir şiddetin eşliğinde ve yıkıcı bir mahiyette tezahür etmiştir. İşte bu şiddet ilkin sol, sosyalist ve Kürt ulusalcısı çevreleri tasfiye şeklinde görülmüş ardından İslami gruplara yönelik imha politikası takip edilmiştir. Adı geçen süreç toplumsal çok iyi hatırlanacağı üzere 1990’larda Kürdistan’ı yaşanılmaz kılmıştı.” Dedi.
 
Böyle bir arka plana sahip olan bölge denklemi dikkate aldığında yaşananların şaşırtıcı gelmemesi gerektiğini ifade eden Eğitimci Yazar Toprak, “Şiddet döngüsünden çıkarılacak propaganda ile hegemonyanın tahkimi ve muhalif yapıların ötekileştirilerek sindirilmesi hedeflenmektedir. Geçmiş bugünü anlamaya yardımcıdır. Tarih ölümüne verilen hâkimiyet mücadelelerinin ders alınmamış tekrarlarından ibarettir.” Şeklinde konuştu.
 
Benzer saldırıların çözüm süreciyle bitmesini beklemenin doğru bir yaklaşım olmadığını savunan Yazar Toprak, çözüm sürecine yönelik iktidarın amacının tartışılabileceğini ancak ulusalcı hareketin otoriter bir paralel devlet modelinden başkasına razı olmayacağına dikkat çekerek, “Demokratik Özerklik diye formüle edilen sosyal ve siyasal model isabetle söylendiği gibi 1930’ların Türk ulus devletinin genel ve kötü bir taklidinden başka bir şey değildir. Saldırıların bu genel amaçla beraber spesifik olarak önümüzdeki seçim sürecine dönük bir amacının olduğu da okunabilmektedir. Belediyeler üzerinden özerklik modeli icra edilecektir. Bu amaçla ulusalcıların seçimlere asılacağını ve gerilimli bir sürecin yaşanacağını öngörmek mümkündür” tespitinde bulundu.
 
“BDP Kürt siyasetinde tek parti olma çabası içerisindedir”
BDP’nin tıpkı ulasal Kemalistler gibi Kürdistan’da tek parti olma çabası içerisinde olduğunun altını çizen Toprak, “Ancak Kürt siyasetinin HÜDA PAR, TKDP, Hak-Par vb. aktörler ile çoğulculaşma evresine girmiştir. Tek parti yaklaşımı ise bu çoğulculaşmaya varoluşsal bir kaygıyla tepki vermekte her muhalif aktörü türlü argümanlarla itibarsızlaştırmaya gayret etmektedir.” Diye konuştu.
 
“Denenmişi denemek ahmaklık alametidir”
Siyasi iklimden bakıldığında Muradiye ve Sabır-Der olayları mevzu bahis tahammülsüzlüğün yeni örnekleri olduğunu ifade eden Eğitimci Yazar Fırat Toprak, “Kürt örfünün ifadesiyle bu kardeş kavgasının kimseye fayda sağlamayacağı görülmelidir. Denenmişi denemek ahmaklık alametidir. Gençlerin kanı üzerinden devşirilen siyasi alan en kirli alandır. Hakikatin ısrarlı söylemi ve temsili müminlerin sorumluluğudur.”ifadelerini kullandı.
 
“Bu yaşananlar Kürdistan’da paralel yapıların tahkim mücadelesi mi?”
Sayısı yüzlerle ifade edilen saldırıların faillerinin bulunmamasının derin bir işbirliğini gözler önüne serdiğini sözlerine ekleyen Toprak, “Kolluk kuvvetlerinin önleyici tedbir yerine sanki el ovuşturan bir pozisyon üzere olduğu görülmektedir. Kolluk kuvvetlerinin Gülenist karakteri dikkate alındığında siyasi dinamiklerin çatıştırılması projesinde taşlar yerine oturmaktadır. Yüksekova’daki üç gencin öldürülmesi vb. gelişmeler birlikte düşünüldüğünde olanın paralel yapıların tahkim mücadelesi olduğu aşikâr olmaktadır.” Diyerek Kürdistan’daki Ergenekonvari paralel yapılara dikkat çekti.
 
Saldırgan tarafa da seslenen Toprak, ilkönce ulusalcı çevrelerin akledenlerine hitapla şiddetin merkeziliğindeki bu yolun çıkmaz sokak olduğunu ifade etmek gerektiğini aktardı.
 
HÜDA PAR çevresinin itidalli yaklaşımını sürdürmesinin geçmiş tecrübelerden ders çıkardığını göstermesi anlamında olumlu olduğunu belirten Torak son olarak, “İtidal tutumunun sürekliliği-nefsi müdafaa haktır ilkesini de hatırda tutarak- her şeye rağmen Müslümanların kazanımı olacaktır.” Diye kaydetti.  (Murat Dalgın-İLKHA)
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir