Bedeli ne olursa olsun
Cunta yönetiminin İhvan'a yönelik 'terörist' söylemi, Müslüman halka yönelik saldırılar ve esir tutulan İhvan liderlerinin durumu gibi konularla ilgili açıklamalarda bulunan Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin basın danışmanı Ahmed Abdulaziz, 'Bedeli ne olursa olsun cuntaya boyun eğmeyeceğiz.' Dedi.
İSTANBUL - Mısır’da cunta yönetiminin Müslüman halka yönelik zorbalıkları tüm şiddetiyle sürerken darbeye karşı yapılan gösterilerin de ardı arkası kesilmiyor. Tutuklanmalarına ya da şehid edilmelerine rağmen darbe yönetimine karşı durmaktan vazgeçmeyen Müslümanlar, meşru yönetimin geri gelmesi için direnişini sürdürüyor.
Bu hafta, cunta yönetimi tarafından hazırlanan yeni anayasa, yapılan referandumla oylandı. Darbe karşıtlarının boykot ettiği referandum süresince onlarca kişi polisin açtığı ateşle hayatını kaybetti.
90 milyonluk bir nüfusa sahip olan Mısır’da referanduma katılım oranı 16 milyon 23 bin 554 kişiyle yüzde 31,3 oldu. Resmi olmayan sonuçlara göre yeni anayasa için yapılan referandumda yüzde 98,19 oranında “evet” oyu kullanıldı. Perşembe günü itibariyle oyların yüzde 80’ninin sayıldığı referandum için resmi verilerin açıklanması sonrası böylece Müslüman halkın inançlarına ters düşen yeni anayasa boykota rağmen yürürlüğe konmuş olacak. Oy verme işlemleri sırasında çekilen görüntülerde seçim merkezlerinin asker ve polisler tarafından korumaya alınması ve kum torbalarının seçim merkezlerinin önüne siper edilmesi cuntanın zorbalığını bir kez daha gözler önüne serdi. Mısır Savunma Bakanı Abdulfettah es-Sisi, referandum sırasında güvenliği sağlamak için ordudan gerekirse “güç ve şiddet kullanmasını” istemişti.
Hatırlanacağı üzere İhvan’ın siyasi kolu Adalet ve Hürriyet Partisi, diktatör Hüsnü Mübarek’in devrilmesi sonrası Mısır tarihinde yapılan ilk meşru seçimle işbaşına gelmiş ve ardından yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde de Muhammed Mursi Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Şehid Hasan el-Benna tarafından kurulan Müslüman Kardeşler hareketi, 85 yıllık tarihinde pek çok kez kapatılsa da ilk kez ‘terör örgütü’ ilan ediliyor. Cunta yönetimi ‘terör örgütü’ ilan ettiği İhvan Hareketi’nin üye ve gönüllülerine yapılan bunca katliama rağmen hareketin halen barışçıl gösterilerine devam etmesi ise aslında kimin terörist olduğunu ortaya koyması açısından önemli bir ayrıntıyı ele veriyor. Ancak gücü elinde bulunduran cuntanın bu cürmüne karşı İslam ülkelerini işgal ve sömürme heveslisi ABD ve Avrupa ülkelerinin sessiz kalmaları, cunta yönetimi ile birlikte hareket ettiklerinin delili anlamına geliyor. Çünkü cuntanın vahşet uygulamaları, Gazze’yi hapseden Siyonist İsrail’in politikalarıyla da birebir örtüşüyor. Siyonist rejimin en büyük destekçisi de ABD ve Avrupa ülkeleri olduğuna göre Mısır’da cuntanın insanlık dışı uygulamalarına karşı bir yaptırım uygulanmaması da anormal bir durum olmaktan çıkıyor.
Mısır’daki son gelişmeleri, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin basın danışmanı Ahmed Abdulaziz ile konuştuk. Cunta yönetiminin İhvan’a yönelik ‘terörist’ söylemi, Müslüman halka yönelik saldırılar ve esir tutulan İhvan liderlerinin durumu gibi konularda gazetemize konuşan Mursi’nin basın danışmanı Ahmed Abdulaziz önemli açıklamalarda bulundu.
İhvan, tarihi boyunca şiddete başvurmuş değildir
Halka yönelik katliamları halen devam eden cunta, İhvan Hareketi’ni şiddet kullanmakla itham edip terörist ilan etti. Siz bu haksız söyleme karşılık neler söylemek istersiniz?
İhvan-ı Müslimin tarihi boyunca şiddete başvurmuş değildir. Aksine İhvan Cemaati nerede olursa olsun her zaman şiddeti kınamıştır. Bu şiddet olaylarının İhvan’la hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar, İhvanı ‘terörist’ ilan etmek için darbeciler tarafından planlanmış entrikalardır.
Darbe yönetimi her seferinde çeşitli bahaneler öne sürerek tutuklamalarda bulunuyor. Baltacı teröristler de İhvan üyelerinin ev ve işyerlerine yönelik saldırılarda bulunuyor. Siz bu baskı ve saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunlar İhvan’a karşı yürütülmekte olan kirli savaşın parçalarıdır. Burada İhvan’ın kötülenmesi ve halkın ona karşı nefret duyması hedeflenmektedir. Bu yolla İhvan’ın ödün vererek darbecilere boyun eğmesi amaçlanmaktadır. Ancak bedeli ne olursa olsun bunun olması kesinlikle söz konusu değildir.
İhvan’ın yol haritası aynı
İhvan’ın başını çektiği Ulusal İttifak Hareketi’nin yol haritası ne?
İhvan, Mısır toplumunun büyük bir parçasıdır. Darbeye karşı meşruiyeti savunma koalisyonuyla birlikte Mısır’da yapılan darbenin başarısızlığa uğratılması için mücadele ediyor. İhvan’ın yol haritası baştan beri aynıdır. O da serbest ve nezih seçimlerle işbaşına gelen yönetimin geri gelmesidir. İhvan, yöneticilerin halkın iradesiyle seçilmesini esas alıyor. İhvan’ın devlet modeli bütün vatandaşları eşit bir şekilde muamele gördükleri müşavereye dayalı medeni devlettir.
Açıktan katliam yapan cunta kim bilir esirlere neler yapıyor
Başta Muhammed Mursi olmak üzere zindanlarda bulunan İhvan liderlerinin akıbetleri ne durumdadır, haber alabiliyor musunuz?
Darbeciler, tutuklulara muamelede ne yerel ne de uluslararası normlara riayet etmiyor. Barışçıl gösteri yapanları dünyanın gözü önünde öldüren bir rejim, zindanlarda kimsenin görmediği yerlerde kim bilir esirlere neler yapıyor? Esir aileleri, esirlerin her türlü bedensel ve psikolojik baskıya maruz kaldıklarını ifade ediyorlar.
Cuntanın arkasında İsrail ve Amerika var
Mısır’daki darbecilerin bu kadar gaddarlaşmasının, vahşileşmesinin arkasında bizzat Siyonist İsrail ve Amerika’nın olduğunu düşünüyoruz. Sizin bu konudaki düşünceleriniz neler?
Bu konuda size tamamen katılıyorum. Bunun sayısız delili vardır.
Darbecilerden sonra Mısır’ın geleceği parlak olacak
Mısır’ın geleceğine yönelik neler söylemek istersiniz?
Darbecilerin acımasızlığı ve baskısına rağmen halkın ortaya koymuş olduğu direniş Mısır’ın geleceği konusunda bizi umutlandırıyor. Darbecilerin derdest edilmesinden sonra Mısır’ın geleceğinin daha parlak olacağı konusunda kimsenin şüphesi olmasın.
Türkiye, darbecilere karşı duruşunu devam ettirmeli
Son olarak başta Türkiye olmak üzere İslam dünyasına yönelik mesajınız nedir?
Hükümetiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, halkıyla baştan beri darbeye karşı duran, meşruiyeti savunan Türkiye’ye müteşekkiriz. Bu duruşun darbeciler yıkılıncaya kadar devam etmesini temenni ediyoruz. Diğer İslam ülkeleri için durum bu kadar net değil. Hükümetler maalesef darbeye karşı sessiz kalırken halklar meşruiyetin yanında yer almıştır. Hükümetlerin halkların duygularına ve tepkilerine tercüman olmasını diliyoruz. (Mehmet Özcan - İLKHA)