Kentsel dönüşüm insanları yalnızlaştırıyor
Kentsel Dönüşümün insanları yabancılaştırdığını ve insanlar arasındaki iletişimin kopmasına neden olduğunu belirten Muş halkı, eski günleri özlediklerini söylüyor.
MUŞ- Kentsel dönüşümün insanlar arasında mesafeler oluşturduğunu ifade eden Muş halkı, eski günleri özlediklerini söylüyor. Bir binanın içerisinde kimsenin kimseyi tanımadığını söyleyen halk, kopukluğun sebebini menfaate dayalı ilişkilere ve insanların kendilerini binaların içerisine hapsetmelerine bağlıyor.
“Gözüm bir yerden ısırıyor ama nerden? diyoruz artık”
Betonarme ve yüksekçe yapılan binaların gün geçtikçe halk arasındaki iletişimi koparmaya devam ettiğini belirten Bülent Balkaya; “Yüksekçe konutların yapılmasıyla beraber ne yazık ki insanlar arasında dayanışma da gittikçe ortadan kalkmaktadır. Ben iyi hatırlıyorum çocukken etrafımdaki komşularımdan en az 45-50 hanenin insanını tanıyordum ve bu insanlarla diyalog içerisindeydim. Ne hazindir ki, şimdi üst katımızdaki komşumuzu gördüğümüzde ‘gözüm bir yerden ısırıyor ama nereden’ diyoruz artık’’ ifadelerini kullandı.
Sıla-i Rahim kavramı tamamıyla ortadan kalkıyor
Betonarme hayatla beraber tüm sosyal etkinliklerinin yok olduğunu ifade eden Balkaya, “Eskiden büyülerimizle akşamları toplanıp sohbetler yapardık. Böylece herkes birbirinin derdini öğrenip, daha sonra bu sorunlara çözümler bulunabiliyordu. Oysa şimdi betonarme hayatla tüm bu sosyal etkinliklerimiz ortadan kalktı. Hatta ne acıdır ki Sıla-i Rahim kavramı bile yok oldu. En yakın akrabamızı dahi unutuverdik. Ne yazık ki bizler artık komşusu aç iken tok yatanlar, internet ve televizyon nesli haline gedik.’’ diye konuştu.
“Bir evde bir insan ölse günlerce kimsenin haberi olmuyor’’
Duyarlı insanların, bu halkın kaybolmaya yüz tutmuş kültürünü yeniden ihya etmesi gerektiğini ifade eden Refik Demir; “Bir binada birbirini tanıyan bir kaç kadının dışında kimsenin kimseden haberi yok. Bir evde biri ölse, günlerce kimsenin haberi olmuyor. Bu noktada özellikle site hayatı yaşayan ailelerin birbirleri arasında kaynaşmayı sağlamaları için etkinlikler düzenlemeleri gerekiyor. Özellikle İslam’daki komşuluk hukuku baz alınarak, komşular arasındaki iletişimin sağlanması gerekiyor. Aksi halde komşuluk ve akrabalık diye bir şey kalmayacak.’’ dedi.
“Kentsel dönüşüm öncelikle akrabalık ve komşuluk bağlarımızı kopardı’’
Kentsel dönüşümün birçok açıdan sosyal hayat üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu ifade eden Raif Bozkurt ise “Kentsel dönüşüm öncelikle komşuluk ve akrabalık bağlarımızı koparmıştır. Sierde yaşayan her bir aile başka bir mahalle veya köyden gelmişler ve karşılıklı dairelerde oturmalarına rağmen birbirlerini tanımamakta ve birbirlerini tanımak gibi bir ihtiyaç da duymamaktadırlar artık. Hatta aynı anda kapılarını açtıklarında birbirlerini görmezden geliyorlar. Eskiden en az haftada birkaç kez komşumuzu ziyaret ederdik. Hatta komşumuzun evine kendi evimizmiş gibi girerdik. Ne yazık ki insanımız gittikçe doğal hayattan uzaklaşarak yalnızlaşmaktadır. İnsanlar arasındaki ilişkiler ya bir iş ya da bir menfaate dayalı kalmış durumda. Kopma noktasına gelmiş olan bu bağları yeniden sağlamlaştırmak için her birimizin kendi çapımızda gayret içerisine girmesi gerekiyor.’’ diyerek, herkesin bu noktada elini taşın altına koyması gerektiğini kaydetti. (M. Şirin Çağlayan-İLKHA)