Tarih yine tekerrür ediyordu. Kirli odaklar, karanlık yapılar kısaca şeytana hizmeti kendine şiar edinen ne kadar şer güç varsa hepsi yine Hüda erlerini durdurmak için kafa kafaya vermişlerdi.
 

Karanlık beyinler yine işbaşındaydı. Yine sahnelenmek üzere sinsi bir oyun kurulmuştu. Senaryo belliydi. Her zaman olduğu gibi yine bu oyun Müslümanlar üzerine oynanacaktı. Kim bilir bu oyunun sonunda kaç Müslüman daha fişlenecek, iftiraya maruz kalacak, belki de kimilerine cezaevi yolu görünecekti. Tıpkı bugüne kadar deşifre edilemeyen bu tür kirli oyunlarla birçok masum insanın yıllarca zindanlara mahkûm edilmesi gibi.
 

İşte bu karanlık beyinler, bunları düşündükçe zevkten dört köşe oluyorlardı. Büyük bir heyecanla bu oyunlarını sergileyecekleri günün gelmesini bekliyorlardı. Şeytan ve yaverleri, görünürde kusursuz bir plân kurmuşlardı ve kendilerince bu plânlarının tıkır tıkır işleyeceğini sanıyorlardı.
 

Bu zavallılar bilmiyorlardı ki güçlerinin üstünde bir güç, hesaplarının üstünde bir hesap olduğunu. Hüda erlerinin, güçlerini yalnızca Allah`tan aldıklarını ve ne yaparlarsa yapsınlar onları durduramayacaklarını.
 

Evet bilmiyorlardı ama bu durum çok uzun sürmeyecekti. Tarih boyunca bütün zalimlerin öğrendiği gibi yakında onlar da bu gerçekleri öğreneceklerdi. Çünkü o güvendikleri şeytani oyunları ,Allah`ın inayeti ve Allah`ın nuruyla bakan müminlerin ferasetiyle bozulup alt üst olacaktı. Bir kez daha Hüda`nın askerleri şeytanın askerlerine galebe çalacaktı. Ve böylelikle bunlarla hür davanın önüne geçemeyeceklerini anlayacaklardı. Varsın onlar tuzaklar kuradursunlar, Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.
 

Arzu Aşkın / Siverek - Yaş: 25