18 STK’dan oluşan 28 Şubat Platformu, adliye önünde basın açıklaması yaparak kaygılarını dile getirdiler ve asker-sivil ayrımı gözetilmeksizin 28 Şubat’ın tüm aktörlerinin yargılanmasını istediler.

 

28 Şubat darbe davasının 53. duruşması, verilen 18 günlük aradan sonra dün görüldü. 19 Aralık’ta tahliye edilen kilit sanıklardan emekli generaller Çevik Bir ile Erol Özkasnak, özgürlüğün tadını çıkardı! Diğer sanık ve sanık yakınları, duruşma öncesi koridorda bir banka ilişen Çevik Bir’i tebrik etmek için adeta birbiriyle yarıştı.

 

Bir’in ardından koridora ‘teşrif eden’ Özkasnak da eski çalışma arkadaşları tarafından tahliyesi nedeniyle tebrik edildi. Daha önce savunmasından dolayı Org. Bir’le tartışan Özkasnak’ın, bu sefer tokalaştığı Bir’le yan yana oturup, sohbet etmesi dikkatlerden kaçmadı.

 

Diğer taraftan 18 STK’dan oluşan 28 Şubat Platformu, adliye önünde basın açıklaması yaparak, davanın gidişatıyla ilgili duyulan kaygıyı dile getirdi. Açıklamada, dosya kapsamında tutuklu sanığın kalmamış olmasının kamuoyunu endişeye sevk ettiği belirtildi. Yanlı tutum takınan mahkeme heyetinin, “Sayın” diye hitap edilen sanıklara karşı oldukça hoş görülü davrandığı, ancak müşteki ve vekillerinin sözlerinin kesilerek yasal taleplerinin dikkate alınmadığı kaydedildi.

 

Asker-sivil ayrımı gözetilmeksizin 28 Şubat’ın tüm aktörlerine karşı acilen soruşturmalar açılması gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, “Sermaye, yargı, bürokrasi, medya dahil 28 Şubat darbesinde görev alan tüm darbecilerin yargı önüne çıkarılmalarını, etkin hızlı ve adil yargılamalar yapılarak darbecilerin cezalandırılmaları için gerekli işlemlerin yürütülmesini bekliyoruz” denildi.

 

Savunma için kürsüye çıkan sanık emekli Albay Aydın Karaşahin, kuruluş aşamasındayken personel eksikliğinden dolayı geçici olarak BÇG’de çalıştığını söyledi. Müşteki avukatlarının soruları üzerine Karaşahin, amirlerinin emriyle 10 gün kaldığı BÇG’de televizyon izleyip, gazeteleri okuyarak irticai faaliyetleri takip ettiklerini belirtti. Ancak Karaşahin, İzlediği televizyon ve gazetelerle ilgili komutanlarına herhangi bir arzda bulunmadığını savundu.

 

Duruşma Savcısı Kemal Çetin ve müşteki avukatları, BÇG’deyken sadece televizyon seyrettiğini iddia eden Karaşahin’in savunmasına tepki gösterdi. Savcı Çetin, “O zaman sizin BÇG’de bulunmanızın o gruba hiçbir faydanız olmadığı mı anlaşılıyor?” sorusunu yöneltirken, müşteki avukatı Hüsnü Tuna da “BÇG çay ocağı gibi herkesin girip televizyon seyrettiği, gazete okuduğu bir yer midir?” diye sordu. “BÇG çay ocağı değildi” diyen sanık Karaşahin, konusu suç teşkil eden hiçbir faaliyette bulunmadığını iddia etti. Sanık emekli Albay Karaşahin’in avukatı Ahmet Gündel ise savunmasında, gazete okumak ve televizyon izlemekle hükümetin devrilemeyeceğini söyleyerek, “O dönem Brezilya dizileri gündemdeydi. Belki televizyonda Brezilya dizilerini izledi. Bilmiyoruz. Televizyon ve gazete izlemek ne zamandan beri suç oldu” yorumunda bulundu.

 

Müşteki avukatı İbrahim Öztürk’ün, müvekkili Aydın Karaşahin’in “zeka seviyesinin yüksekliğine” vurgu yaparak beyanda bulunduğunu belirten sanık avukatı Gündel, “Biz de müvekkilimize aynı şekilde yüksek düzeyde zekaya bağlı sorular sorulmasını beklerdik” dedi. Müşteki avukatları, Gündel’in bu sözlerine sert çıktı.

 

Av. Necip Kibar’ın “76 milyon kişiyi böyle gördükleri için buradayız” tepkisi, izleyici sıralarındaki müştekiler tarafından alkışlandı. Duruşma Savcısı Kemal Çetin ise sanık avukatının soru soran iddia makamı olarak kendisini ve müşteki vekillerini kast ederek hakaret suçu işlediğini belirterek, Ahmet Gündel hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Akit