BİNGÖL – Genç’e bağlı Yaydere köyünde içilecek suyun dahi olmadığını belirten vatandaşlar hayvanların su içtiği dereden evlerine su taşımak zorunda kaldıklarını belirttiler.

 

Köylerinde  40 hanenin olduğunu ve köyde 200 kişinin yaşadığını belirten Yaydereliler, devletin kendilerine sahip çıkmadığını ifade ettiler. Köyün dışındaki derelerden buzları kırarak evlerine traktörler ve eşeklerle su taşıyan köy halkı, durumu defalarca ilgili mercilere ilettikleri halde kendileriyle kimsenin ilgilenmediğine vurgu yaptı.

 

Köylerindeki sıkıntıları anlatan Yaydere Muhtarı Ali Bıçakcı, “Köylülerimiz buzları kırarak dereden su çekiyorlar. Bu su da bulanık, tozlu bir de sağlıklımı, Sağlıksız mı? Görüyorsunuz, yetkililer de görsün halimizi. Gördüğünüz bu dere suyudur.  Hayvanlarımız gelip burada su içiyorlar.’’ dedi.

 

Yaydere’de 40 hanenin olduğunu ve sularının olmadığını belirten Bıçakçı, yetkililerin kendileriyle ilgilenmediğini söyledi. Bıçakçı, “Gördüğünüz bu suyla bütün ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Hayvanlarımızı suluyoruz. Köyden devamlı bir şekilde buraya tankerle ve eşeklerle gelip su alıyoruz. Durumu iyi olan tankerle geliyor. Durumu iyi olmayanlar da eşeklerle gelip su çekiyorlar. Bu su sorununu kaç defa Kaymakam Bey’e, Özel İdareye  taa Cumhurbaşkanına kadar ilettik. Ayrıca Kaymakam Bey’e defalarca kalabalık bir şekilde köylülerle gittik. Su sıkıntımıza çare bulamadık. En son dün yine gittik. İşte evraklarınız nerde sanki daha yeni gitmişiz gibi davranıyorlar. Bu işte bir iş var anlamadık.’’ şeklinde konuştu

 

İçme sularının olmadığını bu nedenle hayvanlarla aynı yerden su içmek zorunda kaldıklarını ifade eden Hacı Aziz, “Su aldığımız yerde hayvan pisliği de var. Su ihtiyacımızı eşeklerle ve tankerlerle uzak yerden taşıyoruz. Çeşmeden su akmadığı için çamaşır makinesini kullanamıyoruz. Vahim bir durumla karşı karşıyayız.

 

Su kıtlığı yaşadıklarını ifade eden Ahmet Çelik ise, “İhtiyacımız sadece sudur.” dedi.

 

Köylülerden Mehmet Bıçakçı ise şöyle konuştu:  “Suyumuz yok bu insanlar su sırasına gelmiş. Su bekliyor, bu gördüğünüz su sağlıklı bir su değil. Bu sudan içen çocuklarımız hasta. Hayvanlarımız susuz, kar yağınca kar eritip veriyoruz. Dereden bulanık su getirerek ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz. Yetkilerimiz bizimle ilgilenmiyor. Bu gördüğünüz bu manzarada insan ve hayvanlar aynı yerde su içmekte. Buyurun yetkililer gelsin baksın. Kendi çocuklarını bizim yere koysunlar. Bu su nasıl içiliyor, içilmiyor mu? Hastalık yapıyor mu- yapmıyor mu? Gelip görsünler. Su için 4-5 kez Kaymakam Bey’e gittik. Bizimle ilgilenmiyor. Evraklarımız masa altı, ayakaltı ediliyor. Yaklaşık bir yıldır her hafta Bingöl’e gidiyoruz. Bingöl buradan 100 kilometre uzakta gidip-gelmede büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Yetkililerden sadece su istiyoruz bu ihtiyacımızı karşılasınlar. Bingöl sınırının son köyü bundan dolayı bizimle ilgilenen yok. Yetkililere çağrımız gelip köyümüzü görsünler suyumuz yok. Su istiyoruz.”

 

Devletin su sıkıntılarına bir çözüm bulması gerektiğini belirten ve soyadını vermek istemeyen İdris adlı köylü, “Tankerlerle ve eşeklerle su çekiyoruz. Büyük bir sıkıntı var. Köy okulunda da su olmadığı için tuvaletler pislik içinde, girilemiyor. Kimse bununla ilgilenmiyor. Devlet bunu çözsün!”şeklinde konuştu.

 

Abdullah adlı köylü de : “Devlet bize bakmıyor. Biz su sıkıntısından dolayı mağduruz. Başka sorunlarımız da var. En büyük sorunumuz sudur. Hem insanlar ve hem de hayvanlar aynı yerden su içiyoruz. Su sıkıntısından dolayı su sırasına giren bayanlar arasında zaman zaman kavgalar da oluyor.”  dedi.

 

İsminin yayımlanmasını istemeyen bir bayan da, “Suya geldim kayıp yere düşünce kolum kırıldı. Belimizde küçük çocuğumuzla suya gelip gidiyoruz, bundan dolayı çocuklarımız hastalanıyor. Bize acıyan yok. Eve su götürmek için saatlerce sıraya giriyoruz, biz ve çocuklarımız da beraber hastalanıyoruz. Su sırasında zaman zaman kavgalarda yapıyoruz. Büyük bir sıkıntımız var. Allah rızası için bu sorunumuzu yetkililer çözsün.

 

Köylüler, ayrıca su olmadığından köylerindeki okulun tuvaletlerinin pislik içinde olduğunu  bu nedenle çocuklarının sağlıklarından endişe ettiklerini söylediler.  (Nihat Kanat-İLKHA)