Ankara İdamı Tartışıyor
Çocukların öldürülmesi üzerine Burhan Kuzu idamı savunduğunu belirtirken MHP ve BBP Kuzu`yu destekledi, CHP idamı "vahşet" olarak niteledi.
Ankara`nın gündeminde idam tartışması var. "Çocuklara karşı şiddetin cezası idam mı?" Tartışma siyasileri böldü. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, idamı desteklerken, Meclis Başkanı Şahin, "Geri gelmesi zor" dedi ama karşı olup olmadığını açıklamadı. MHP ve BBP Kuzu`yu destekledi; Tarım Bakanı Mehdi Eker, "Cezası idam mı? Emin değilim" dedi. CHP`ye göre ise, "İdam da vahşettir." BDP de Kuzu`yu kınadı.
Tartışmanın fitilini Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ateşledi. Komisyon toplantısı öncesinde gazetecilerle sohbet eden Kuzu, Kayseri`de kaybolan çocukların ve İstanbul`da bir çocuğun öldürülmesinin kamu vicdanında rahatsızlığa neden olduğunu söyledi.
"Toplumda çocukları öldüren kişilerin af ya da başka şekilde dışarıya çıkabileceği düşüncesinin olduğu, bunun ardından idam cezasıyla ilgili tartışmaların geldiğinin" belirtilmesi üzerine Kuzu, yasalarda idam cezasının olmasını her zaman savunduğunu belirtti.
"Zaman zaman bu insanların idam edilmesi gerektiği sizin içinizden de geçti mi?" sorusuna karşılık Kuzu, "Bunlar bir kenarda durur ama uygularsın ama uygulamazsın. O başka bir şey. Çok sınırlı da olsa... Ama AB sürecinde sınırı da kabul etmiyor. Dolayısıyla Türkiye Birlik içinde olmak istiyorsa, bu yoldan geçmek durumunda. Şahsi kanaatimi sorarsanız, idam cezasının olmasını her zaman savundum. İdam edilmeyi savunmadım, o başka bir şey. Ama bir kenarda dursun diye her zaman söyledim" dedi.
Kuzu, "Hukukçu olarak verdiğim beyanat tonlarca, yazdığım yazılar çok sayıda bu konuda. Ama benim şahsi kanaatimle olan bir şey değil. Toplumsal tatmin bazen gerektiriyor. Ama yaygın uygulaması doğru olmaz. Çok dikkatli, çok hassas bir konu. Yeniden gelme şansı yok" dedi.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de konuyla ilgili olarak, "Her ne kadar vicdanlar farklı şeyler söylese de idamın yeniden geri getirilmesi keyfiyetini zor gördüğünü" belirtti.
Şahin, "İnsan olarak vahşice işlenen bu cinayetler karşısında, `bunun failleri yaşamamalı` diye insanın içinden geçiyor. Ancak Türkiye, bilindiği gibi yakın bir tarihte yasalarından idam cezasını kaldırdı. Bu konu tekrar Parlamentonun gündemine gelerek, bundan 10 yıl önce yapılan bir değişiklikten geri adım atılır mı? Bunu tabii şu anda bilemiyorum ama idamın yeniden geri getirilmesi keyfiyetini zor gördüğümü ifade etmek istiyorum" dedi.
MHP VE BBP DE İDAMDAN YANA
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Tercihimizi milletin değerlerinden yana yaparız. Hükümet ivedilikle tavrını ortaya koysun. AKP milletvekilleri getirsinler öneriyi. Hodri meydan" dedi.
Vural, "Bu konu (idam cezası) Mecliste ele alınırsa elbette değerlendiririz. Biz tercihimizi, milletin değerlerinden yana koyarız. Sayın Burhan Kuzu, açıklamasında `kişisel olarak` diyor. Ne demek kişisel? İmzala, sun Meclis Başkanlığına..." diye konuştu.
MHP Afyonkarahisar Milletvekili Aldülkadir Akcan da, "Burhan Kuzu yokken, mensubu olduğu partinin o günkü versiyonu olan partideki milletvekilleri, MHP`nin direnmesine karşılık, 2002`de idamı kaldırdılar. Biz idamın kaldırılmasına özellikle karşı olduk. Kader kurbanı olmak ayrı, bir şeyi bilinçle işlemek ayrı şey. Bilinçle bu suçların işlenmesi, asla affedilemez, edilmemelidir" diye konuştu.
BBP lideri Yalçın Topçu da, idam cezasının geri getirilmesine yönelik bir imza kampanyası başlattıklarını belirterek, "TCK bu milletin ne fıtratına ne geleneğine ne medeniyetimize ne misyonumuza uygun. Elin adamı dayattı, bizim partilerin hepsi sıraya geçti, AB hayal tüneline girdiler ve başımıza bu belaları çıkarttılar" dedi.
Topçu, "Tebrik ediyorum Burhan hocayı, olması gereken budur, insan fıtratına, vicdanına uygun olan budur" dedi.
İdam cezası tartışmalarıyla birlikte "bazı elitlerin, tuzu kuruların feryat etmeye başladıklarını, insan hakları savunuculuğuna soyunduklarını savunan Topçu, "Çağdaş hukuktan bahsediliyor. Millet idamın geri gelmesini istedikçe bu elit grup hemen diyor ki `bunlar hezeyandır`. Ama şu bir gerçektir ki 5 yaşındaki Bedrettin`in hırpalanmış bedenini sabah çöpçüler Haliç Köprüsü`nde buldukları günden bu tarafa çocuklarımız cinsel istismara tabi tutularak öldürülüyor. Çocuklarımız ya üvey anne vaya üvey baba elinde katlediliyor. Neticede ortada bir şey var ki devlet geleceğimize sahip çıkamıyor" diye konuştu.
BBP dışındaki partilerin kiminin "oy vererek" kiminin de "göz yumarak" idam cezasının kaldırılmasına katkı sağladığını savunan Topçu, devletin değil ailelerin af yetkisi olabileceğini vurguladı.
BAKAN EKER İDAMA KARŞI
İdam cezası tartışması, Ankara Üniversitesi`nde bir açılışa katılan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker`e de soruldu.
Eker, anayasayla idam cezasının kaldırıldığına işaret ederek, "Tekrar niye gündeme geldi?" diye sordu. Özellikle Kayseri`deki olaydan sonra gündeme geldiğinin anımsatılması üzerine Eker, "Acaba onun cezası, bir tek idamla mı karşılanır; doğrusu ondan emin değilim" dedi.
CHP`Lİ SEVİGEN: İDAM DA VAHŞETTİR
TBMM Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen de böyle vahşi bir olayı kabul etmenin mümkün olmadığını ifade ederek, Kayseri`deki olay nedeniyle Türkiye`nin acısı bitmeden burada böyle büyük bir vahşetin yaşandığını söyledi.
Sevigen, idam tartışmalarına ilişkin görüşünün sorulması üzerine de "Bu olay bir vahşet. İdam da ayrı bir vahşet. Bana göre bunların cezasız kalmaması lazım. Gerekli cezanın verilmesi lazım ama bunun karşılığı idam değildir diye düşünüyorum. Müebbet hapis veya daha ağır bir ceza olabilir ama idam da bir vahşettir çözüm değildir" yanıtını verdi.
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, "İdam cezası, devlet eliyle işlenmiş bir cinayettir. Evrensel hukuk kuralları içinde yeri yoktur. Telafisi mümkün olmayan bir ceza verilemez. Türkiye, Sayın Adnan Menderes`in idamını tartışıyor, itibarını iade ediyor. Ama onu geri getiremiyor. İdam cezası böyle bir şeydir. Demokrasilerde yeri yoktur. Hangi gerekçe ile olursa olsun, cezalar ıslah etmek, suç işlenmesini önlemek amacıyla verilir. İdam ettiğiniz insanı ıslah edemezsiniz. Bu konuda özellikle Anayasa Komisyonu Başkanı Sayın Kuzu`nun yaklaşımını esefle kınıyorum" dedi.
Kışanak, Kayseri`de bayramda kaybolan ve ardından cesetleri bulunan çocuklara ilişkin, "O çocukların yaşama hakkı ne olacak peki?" şeklindeki başka bir soru üzerine, "Bunu yönetim korumak zorundadır. Demokrasilerde halkın can ve mal güvenliğinden yönetim sorumludur. Bunu korumak için gerekli önlemleri almakla mükelleftir. Türkiye çocuk istismarı konusunda sabıkası kabarık bir ülke. Bu konuda önlem almayan iktidarın, kalkıp bugün, bunun üstünü idam cezası tehdidiyle örtmeye kalkışması tam bir aymazlıktır" diye konuştu.
Ajanslar