Şartlı Barış
Hüseyin Kaya / Doğruhaber
Haber Yorum
Yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla açılan soruşturma sonrası gerginlik artarak devam ediyor.
Başbakan’ın “İnlerine kadar gireceğiz!” sözüne Gülen grubu tepki gösterirken, hükümete yakın kesimler Gülen’in “Beddua”sına yükleniyorlar.
“İn” tanımlaması kaba bir şey; ama Gülen’in Myanmar’da Müslümanları yakarak katleden vahşi Budistlere bile böyle bir beddua etmediğini göz önünde bulundursanız hükümet çevrelerine hak verirsiniz. (Bazıları ısrarla o sözlerin “beddua” değil “mülahane” olduğunu söylüyorlar; ama bana göre sadece tüm kamuoyunun zekâsıyla alay ediyorlar.)
Bakan istifaları başladı. Bu arada poliste görevden almalar da devam ediyor.
Mali operasyonun her an başlatılabileceği söyleniyor.
“Cemaat” kanadında hem tedirginlik var hem de hükümete yönelik “nankör” suçlaması!
Bu arada kasetlerin de ucu gösterilmeye başlandı.
Sanırım “Bizde daha çok şey var” demek istiyorlar.
Baksanıza H. Gülerce’ye!
Barış için hükümete şartlar ileri sürüyor. Üç şartı var Gülerce’nin:
*Yolsuzlukların üstü örtülmemeli
*Bürokrasi, paralel devlet kuramaz, sivil vesayet kurulamaz.
*Bürokraside liyakat asıl olmalı. Bizden-bizden olmayan ayırımı yapılmamalı...
Hukukun üstünlüğü esas alınmalı. Hukuk dışına çıkılmamalı.
Gülen grubunun havlu atmaya niyeti yok.
7 Şubat krizinden sonra şimdiye kadar yanlış yaptıklarına dair bir açıklamaları yok!
Erdoğan’ı da hiç tanımadıkları anlaşılıyor. Erdoğan’ın bir kere gemileri yaktıktan sonra geri dönüp yeniden gemi inşa etmeye kalkışmayacağını ben bile görebiliyorum ama Gülen grubunun etkili yerlerdeki bazı adamlarının “güç zehirlenmesi” yaşadıkları için olayı okuyamadıklarını sanıyorum.