"Küresel oyuna dikkat"
Konya Sivil Toplum Kuruluşları yaptığı basın açıklamasında 17 Aralık operasyonuyla Türkiye üzerinde oynanan küresel oyunlara dikkat çekerek endişelerini dile getirdi.
KONYA- Konya Sivil Toplum Kuruluşları 17 Aralık operasyonuyla Türkiye üzerinde oynanan küresel oyunlara dikkat çekmek amacıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Yapılan basın açıklamasını okuyan Konya Sivil Toplum Kuruluşları İcra Heyeti Başkanı Latif Selvi, "Milletin iradesine sahip çıkma sorumluluğunun gereği olarak, küresel operasyona ve bu kapsamda yaşananlara bugün bir kez daha dikkat çektiklerini belirtti.
"Operasyonda Halkbank'ta hesabı olanların mahrem bilgilerine erişilmiş"
Konya Sivil Toplum Kuruluşları İcra Heyeti Başkanı Selvi, dershane ve sınav sistemi değişikliği ile birlikte başlayan tartışmaların 17 Aralık tarihinden itibaren birtakım operasyonlarla bir kısım hukukçuların, emniyet birimlerinin ve siyasetçilerin dâhil olduğu sürece yeni bir boyut kazandırdığını hatırlatarak, "Verilere kaynaklık eden hususların temelinde, bir takım dinlemeler olduğu görülmekte, bu dinlemelerin yasal yöntemler yanı sıra, bir kısmı emniyetten kaybolduğu söylenen cihazların kullanıldığı konu edilmesi, yasal olmayan dinleme kuşkusu da uyandırmaktadır. Halkbank operasyonunda el konulan datalarla elde edilen bir kısım verilerden, bankada hesabı olan insanların mahrem bilgilerine erişilmiş, bu durum bir anayasal hakkın ihlali ile birlikte, kişi soruşturmasından öteye Halkbank'ın kurumsal yapısını soruşturma ve genel ticari sirkülasyonunun izlenmesine dönüşmüştür. Bir kısım savcılar ve bir kısım polisler özel koordinasyonla çalışmasını yapmış, kurum amirleri devre dışı bırakılmıştır. Bu durum devletin ve kurumun işleyişi açısından devlet içinde devlet izlenimi vermiştir. Amirlerinden gizlenen bilgiler operasyon dedikodularının kamuoyuna aksetmesinden itibaren sürecin içinde olduğu izlenimi veren bir kısım özel gazeteciler ve basın yayın organlarına esirgenmeden servis edilmek suretiyle bizzat savcılar gizlilik ilkesini ihlal etmiştir." Dedi.
Sorgulamalar biter bitmez dosya çok kabarık olmasına rağmen yazılıp hazır hale gelmesinin önceden özel olarak hazırlandığı izlenimi verdiğini ifade eden Selvi, bu durumun dosyaya karşı güvensizlik oluşturduğunu söyledi.
"Suçu Başbakana atın"
Selvi basın açıklamasını şöyle sürdürdü: "Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla sürecin 2. Aşaması kabul edilen operasyon polis marifetiyle gerçekleştirilemeyince jandarma göreve çağrılmış, ilgili komutan görevi yetkisi dâhilinde olmadığını belirtip kabul etmeyince tehdit edildiği haberleri ortaya çıkmıştır. Soruşturmada oğlu tutuklanan bir bakana, Başbakana suçu atması karşılığında kendisi ve yakınlarının korunacağı haberleri basına yansımıştır. Yapılan çalışma veri tabanına ya kaydedilmemiş veya yalan yahut başka isimlerle kaydedilerek işlenmiştir. Sayın Başsavcının ifadesi ile hiçbir bilgi sahibi olmadığımız bu durum hukuksuz bir keyfiliğe açık bir ortam oluşturmuştur. Kişinin işlem yapıp yapmaması inisiyatifine bağlı olan bu uygulama keyfilik, şantaj ve çıkar teminine gayet uygun olduğu için ayrıca dikkat çekicidir. Bu operasyona ABD büyükelçisinin müdahil olduğu kamuoyuna yansımış, ayrıca son zamanlarda Yahudi Lobileri, Esed ve Mısır darbecileri ile yakın ilişki kuran bir siyasi partimizin ABD büyükelçisi ile bugünlerde iki kez çok özel görüşmeler yapması manidar bulunmuştur."
"100 milyar kimin cebine gitti"
"Soruşturmada dikkat çeken bazı hususları da sizlerin dikkatine sunmak istiyorum" vurgusunu yapan Selvi daha sonra, "Gezi Parkı olayları esnasında temsilci bir grubun hükümetten isteği olarak yansıyan 3. Köprü, Kanal İstanbul, 3. Havaalanı, HES'ler gibi tarihi büyük projelerinin yapılmaması isteği, bu kez de vargı tarafından operasyona içeriği farklı olsa da, bir kısım insani yardım ve hayırlı hizmetler yapan vakıf ve derneklerin bazı ithamlarla sürece dâhil edilmek istenmesi endişe vericidir. Şu soruyu ivedi bir şekilde sormak durumundayız. Hangi iç ve dış çevreler haksız çıkarlarının peşindeler? Son süreçte kaybettiğimiz 100 miyarın üstündeki para hangi kirli hesapların içinde olan odakların cebine gitmiştir? Bugüne kadar kaybettiğimiz siyasi mevzilerimiz bir başka siyasetçiler tarafından değil, siyaset dışı güçler tarafında doldurulmuştur. Bu operasyonla milli iradenin yargı eliyle kontrol edilmesi mi düşünülmektedir?" ifadelerini kullandı.
"Bir toplum mühendisliği yapılıyor"
Operasyon çok önceden hazır hale gelmesine rağmen, seçimlere yakın ve sansasyonel bir tarzda, biri diğerinden farklı soruşturmaların birlikte sunulmasına dikkat çeken Selvi, " Birlikte işleme alınması, paydaşları dikkate alındığında bir siyasi proje, bir toplum mühendisliği izlenimi oluşturmaktadır. Acaba bu durumda hangi mahfillerin özel çıkarları söz konusudur? Neden Irak Halk Bank yerine ABD de bir banka ile çalışmaya karar vermiştir? Bu hukuk garabeti karşısında acaba kim Türkiye'de yatırım yapmak ister? Tüm kamu kurumları görevini yapmalıdır, yolsuzluk yapanlar ve haksız çıkar peşinde koşanlar mutlaka cezalandırılmalıdır. Cezalar kurum, kuruluşlara değil, kişilere verilmelidir." Şeklinde açıklamada bulundu.
"Paralel devlet çökertilsin"
Devlet içindeki paralel devletin ve çetelerin çökertilmesi gerektiğini dile getiren Selvi, "Sayın Başbakanın belirttiği paralel devlet oluşturan çete çökertilmeli, ilgililer kamu vicdanını rahatlatacak şekilde gün yüzüne çıkartılmalıdır. Hukukun adaletine güvenmek istiyoruz. Ama binlerce kişiyi mağdur eden mağdurların ve tanıkların henüz sağ olduğu 28 Şubat davasının tüm sanıkları tahliye olurken başta Salih Mirzabeyoğlu olmak üzere o günün olağanüstü şartlarında keyfi ve acımasız kararlarla mahkum edilmiş ve mahkumiyetleri devam etmektedir. Son günlerde tartışılan o günlerde bir gösteriye katıldığı için 16 yaşında tutuklanan Yakup Köse'ye ise en ağır ceza verilmiş ve Yargıtay tarafından onanmıştır." İfadelerini kaydetti.
Selvi, son olarak, "Kanaatimizce darbe dönemi yasa ve yasaklarının temizlenmesi ile yıkımlarının onarılması, ötekileştirmeye son verilip,kardeşlik ikliminin tesis edilmesi,küresel operasyonu planlayanları ve destekçilerini rahatsız etmekte,çözüm sürecinde katledilen mesafe başta olmak üzere ,ülkenin bütününü kaplayan ümit ve beklenti,ince bir mühendislikle baltalanmak istenmektedir. O halde bu oyunu bozmalıyız. Türkiye üzerinde hesabı olanları değil Türkiye'yi kazandırmalıyız." Diyerek basın açıklamasını noktaladı. (İlyas Yavuz/ İsmail Yılmaz-İLKHA)