Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar aday olacak mı? AK Parti Sözcüsü Çelik açıkladı!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan MYK toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan MYK toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:
"2024'den 2025'e değişmeyen önceliğimiz deprem konusundaki seferberliğimiz. Cumhurbaşkanımız bölgedeki yapılan çalışmaları gündemde tutuyor
Teröristlerle ve örgütle mücadelemiz kararlılıkla devam edecek.
Suriye halkının devrimini bir kez daha tebrik ediyoruz. Suriye halkı haysiyet ve özgürlük için bedel ödedi.
Bu hedef için Devlet Bahçeli'nin güçlü bir inisiyatifi var.
Kürt kardeşlerimizin bu meseleyle birlikte anılmasına dönük her yaklaşımı emperyalist proje olarak gördük. Bugün de en büyük iştahın, motivasyonun siyonistlerden geldiğini görüyoruz.
Kürt kardeşlerimiz her zaman doğru yerde durdular. Yanlış duran terör örgütünün tutumuydu. Biz bunu Kandil'de gördük, Suriye'de görüyoruz. Bu hassasiyetimizi en nitelikli şekilde korumaya devam ettiğimizi ifade etmek istiyorum.
Şimdiye kadar Gazze'de soykırım, Batı Şeria'ya yönelik saldırılar, Lübnan'a saldırı, yeni yerleşim yerlerinin açılması, bütün bunlar aslında emperyalizmden daha yakıcı siyonist projenin hayata geçirilmeye çalışıldığını gösteriyor. Esasında sıcak mesaj verdikleri tek yer Kürt kardeşlerimizin aleyhine terör örgütüne mesaj vermeye çalışıyorlar. Bu mesajların oradaki Dürzileri de kullanmaya dönük olduğunu görüyoruz.
Geçmişte hiçbir dış güçle bağlantılı olmaksızın Türkiye'nin demokratik olma ve iç cephenin güçlendirilmesi, Türk kardeşlerimizin üzerindeki kimlik ve dil yasaklarını kaldıran büyük reformlara öncülük ettik.
Hem askeri vesayet içerisinde bunu sabote etmek üzere hem de yargıdan birtakım refleksler türedi. Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu sayesinde Türkiye bütün bu yasakları yırttı attı.
Bunun her zaman karşısında olan ise terör örgütleri oldu. Gerek PKK gerekse Suriye'deki SDG hem bölge Kürtlerinin medeni, müreffeh, kendi ülkelerinde eşit olarak yaşama iradesinin karşısında duruyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve sayın Devlet Bahçeli'nin mesajları çok açıktır; hedef terörsüz Türkiye'ye ulaşmaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin niteliklerinden herhangi bir taviz söz konusu değildir.
Sayın Cumhurbaşkanımıza ve sayın Devlet Bahçeli'ye dönük olarak son derece hadsiz yorumlarda bulunuluyor. Taviz söz konusu değildir. Ne milletimizin birliğinden ne de Türkiye Cumhuriyeti'nin niteliklerinden taviz söz konusu değildir. Burada iç cepheyi güçlendirme ve terörsüz Türkiye hedefinin dışında temelsiz birtakım iddialar hiçbir şekilde bu süreçle ilgili değildir.
Terörü bitirmek için teröristlerle bir müzakere yoktur. Bir çerçeve var ve bu çerçeve Türkiye Cumhuriyeti'nin temel prensipleri çerçevesinde ortaya konulan çerçeve. Bugün gelinen noktada bölgedeki Kürt kardeşlerimizi emperyalist ve siyonist projeler için lejyoner yapmaya çalışanlar var. Biz kardeşlik diyoruz. Cumhurbaşkanımızın o ilk zamanlarda Esad'ın reform yapma istediğinin gündemde olduğu zamanlarda Esad'a söylediği sözlerden bir tanesi 'Suriye'deki Kürtleri eşit vatandaş olarak konumlandır' şeklindeydi.
Şimdi mesele YPG ve PYD'ye geliyor. Esad rejiminin çökmesinden sonra Esad rejiminin türevi olarak kalmış tek yapı PYD, YPG yapısıdır. Bu çökmüş bir rejimin türevidir. Bulunduğu bölgelerde Kürtleri temsil etme kabiliyeti yoktur. Suriye'yi şu anda yönetenler 'silahlı gruplar silahlarını bıraksın' diyerek siyasi sistemin kurulmasında eşit unsurlar olsun dendiğinde, bu terör yapıların mantığı, Kürtleri yeni dönemin kazanımlarından mahrum bırakma şeklinde son derece yanlış tutumdur. Doğru olan oradaki örgütün kendisini feshetmesidir.
Orada Kürtleri temsil eden partiler olarak, başka partilerin içinde yer alarak Suriye'nin milli egemenliği ve toprak bütünlüğü içerisinde yollarına devam etmeliler. Bölgede herhangi etnik, mezhep unsuruna karşı dışlayıcı, onları haklarından mahrum etmeye çalışan yaklaşım olursa bunun karşısında Türkiye Cumhuriyeti'nde duracağından kimsenin kuşkusu olmasın. Bölgedeki Kürt kardeşlerimize dönük, hiçbir dışlayıcı yaklaşıma müsamaha ile yaklaşmayacağımızı bir kez daha belirtiyorum.
Suriye'ye batılı ülkelerden ziyaret gerçekleşiyor. Bu ziyaretlerden memnuniyet duyuyoruz; fakat Türkiye'yi burayı yönlendirecek yapı kurmakla eleştirenlerin reel karşılığı yoktur. Türkiye 'Suriye Suriyelilerindir' temelinde ve egemenliğinin korunması temelinde biz kardeşçe şimdiye kadar nasıl Suriye halkının yanında olduysak bu yolculukta yol arkadaşlığı yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.
Biz bunları söylediğimiz zaman kendisine dış politika uzmanı olduğunu söyleyen birileri 'Suriye ile niye bu kadar ilgileniyorsunuz?' diyor. Suriye'de olup biten her şey Hatay'ı, Antep'i, Kilis'i ilgilendiriyor. Burada ortaya çıkacak istikrarsızlığın ülkemize maliyet üreteceği son derce önemli.
Burada patronaj kurmaya dönük herhangi yaklaşımımız yok. Tamamen kardeşlik çerçevesinde bir yol arkadaşlığıdır. Tabii ki Batılı ülkelerin de buraya gitmesi, Suriye'ye yardımcı olacaklarını söylemeleri son derece kıymetlidir. Orada verilen mesajlarda problem var. Her giden 'Burada İran ve Rusya etkisi olmasın ama Suriye şöyle şöyle olsun' diyerek kendilerinin patronaj yaratmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Biz diyoruz ki çoğunluk ya da azınlık hepsi Suriye'nin geleceğinde rol oynasın diyoruz.
Bütün bu süreç içerisinde yeterli olmayan ama iyi olan gelişme, Suriye'ye uygulanan yaptırımlara muafiyetler getirilmesidir. Amerikan yönetimi Suriye'ye yönelik yaptırımlarına belli muafiyetler yayınladı. Bu gerek merkezi yönetimin ve gerekse yerel yönetimlerin iyi işlemesi açısından son derece kıymetli olduğunu ifade ediyoruz.
Soykırımcı Netanyahu hükümeti karşısında ortaya koyan bütün çabalara rağmen, UCM'nin ortaya koyduğu net tavra rağmen maalesef katliam ve soykırımı devam ediyor. Ateşkes, esir takası ve tabii ki Gazze'ye insani yardımların hiçbir kısıt, sınırlama olmadan girmesi konusundaki inisiyatifimizi devam ettiriyoruz.
Dünya halklarının Gazze'ye dönük olarak ortaya koydukları sahiplenme son derece asildir, dünya ve insanlık tarihine geçecek yaklaşımlar ortaya çıkarmıştır. 1 Ocak sabahı sivil toplum örgütlerimizin Galata Köprüsü'nde net mesaj vermesi, çok kıymetli olmuştur, onları da buradan bir kez daha selamlıyoruz. Gazze ile ilgili 1967 temelinde ve başkenti Doğu Kudüs olarak devam edecektir.
AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÖMER ÇELİK SORULARI YANITLADI
Biz ister Cumhuriyetçiler ister Demokratlar kazansın her ikisiyle çalışma ajandamız var demiştim. Seçilmiş Başkan Trump'la sayın Cumhurbaşkanımızın hukukunu biliyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanımızla çok kez bir araya geldiler. Aralarında sorunlara yaklaşımı ve çözümüyle ilgili yöntem oluştu. Gazze'de ateşkesin sağlanması ve soykırımın durmasını ifade ediyoruz. Gazze meselesinde bu durumun bir an evvel sona ermesi gerekir. Bu durumda yönetimin adım atması gerekir.
Önemli olan atılacak adımlardır. Biz eylemlere bakacağız.
Sayın Özel'in konuşmasını dinledim. Birtakım Da Vinci şifreleriyle konuşuyor. Buna gerek yok, açık konuşsun. O kişinin ağzından da birtakım açıklamalar yapılıyor. Böyle şifreli konuşmaya gerek yok. Sayın Cumhurbaşkanımız devletin başıdır. Kendisiyle görüşmek isteyen çok sayıda belediye başkanı oluyor. Çok sayıda siyasiler oluyor. Devletin başı olarak mesaisinin elverdiği ölçüde kapısı herkese açık. İl ziyaretleri sırasında bir sürü belediye başkanı görüşmek arzu ediyorlar. Ortada illegal durum yok. Komplo teorisine bağlanacak herhangi bir şey yok. Çıkar 'şöyle şöyle olmuş' diye söyler. Decodere ihtiyaç olan konuşmalara gerek yok."
ERDOĞAN ADAY OLACAK MI?
Çelik ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tekrar adaylığının gündemde olduğunu ifade ederek "Formüle bakarız" dedi.