• DOLAR 35.38
  • EURO 36.571
  • ALTIN 3022.36
  • ...
Doç. Dr. Özdemir: Yeni yönetmelikte aile hekimleri hastalara daha fazla vakit ayırabilecek
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Özdemir, aile hekimlerinin bakacağı hasta sayısının azalacağına dair yaptığı açıklamada, "1 Kasım itibariyle aile hekimliğinde yeni bir sözleşme yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmelik birinci basamaktaki hem hekimlere hem de oradaki aile sağlığı çalışanlarımıza, oradaki hemşerilere ve ebelere yönelik çok pozitif manada katkılar sağladı. Buradaki temel hedef sadece sağlık çalışanlarının kazançları değil, vatandaşlara yönelik bir takım iyileştirmelerde. Yani hem onların sağlık anlamında daha iyi şartlarda hizmet almalarını sağlamak hem de bu kazançların vatandaşlara yönelik daha nasıl geliştirilebilir, onun amaçlanması için birinci basamaktı, bir ilk adımdı. Akabinde hemen 1 Ocak'ta yayınlanan entegrasyon yönetmeliğiyle birlikte de o adımların devam edeceğini biz hissetmiş olduk. Bu 1 Kasım'daki yönetmelik ne gibi kazançlar sağladı? Öncelikle hekimlerimizin ciddi anlamda iş yükünün hafifletilmesi için, eskiden maksimum hasta sayısı 4 bin iken şu an 3 bin 500'e düştü. Ve ilerleyen dönemde basamak basamak bu hedef sırasıyla 3 bin ve sonrasında da 2 bin 500 olarak gerçekleşecek." dedi.

"OECD ülkeleri içinde Türkiye'nin antibiyotik kullanımı diğerlerinin  iki buçuk katı"

Yeni yönetmelikte ihtiyaç olmadan antibiyotik kullanımının kısıtlanmasının da amaçlandığına değinen Özdemir, "Eskiden, bir hekim bir hastasına 10 dakika vakit ayırabiliyorken, yeni hasta sayısının düşmesiyle birlikte o vakit 15-20 dakikaya çıkabilecek. Bu sayede hem onunla daha ilgilenilebilecek hem de ikinci basamakta hastanelerde gitmeden birinci basamakta birçok sağlık sorununu, yani basit anlamıyla otit, konjiktivittir, diabet takibi ve izlemidir, hipertansiyonun takibi ve izlemidir, bunları biz birinci basamakta çözülmesini hedefliyoruz. Bunu yaparken de hekimlerimize pozitif manada ciddi anlamda bir ekonomik ek getiri sağlamış oldu. Eskiden sadece muayene sayısına göre bir pozitif performans alırken, artık sadece muayene sayısı değil, oradaki kazancını sürdürmekle, yani onu korumakla birlikte ekstra kronik hastalık tanımalarından gelen bir ek gelir, bunun yanı sıra kişilerin ikinci basamaktaki yükünün hafifletilmesinin sayesinde oradan oluşulacak tasarrufun yine oradaki hekim ve sağlık personeline yönelik bir ödeme şekline dönüşmesi. Yine maalesef ülkemizde çok gereksiz kullanılan antibiyotik, mide koruyucu ve ağrı kesicilerin daha düzenli ve gerçekten hastaya gerektiğinde kullanılmasını sağlamak, onun da hekime performans olarak dönülmesi sağlandı. OECD ülkeleri içerisinde Türkiye'nin antibiyotik kullanım oranı herhangi bir OECD ülkesinin kullanımının iki buçuk katıdır. Bize sonrasında çok ciddi sorunlar çıkarabiliyor." ifadelerini kullandı.

"Hekim hastanın ihtiyacı olmayan ilaç kullanımını engellemeli"

Özdemir, gereksiz ilaç kullanımı noktasında da "Gereksiz antibiyotik kullanımında, bir sonraki kullanımda oradaki bakteriler direnç kazanabiliyorlar. Ve sonrasında, Allah korusun, bir yoğun bakıma düştüğünüzde veya basit bir enfeksiyon geliştiğinde, daha önce kullanmış olduğunuz antibiyotik işe yaramayabiliyor. Bunun önüne geçilmesi için de antibiyotik kullanımın akıllıca antibiyotik kullanımına dönüşmesi lazım. Diğer taraftan, mide koruyucu ve ağrı kesicilerin de birçok yan etkisinin olduğunu biliyoruz. Hele hele mide koruyucuların kanserle ilişkilendirilmesi patolojik olarak ispatlandı. Bunun önüne geçmek adına da orada gereksiz bu ilaçların kullanımının önüne geçmek adına, Bakanlığımız sözleşme yönetmeliğinde bunlara yönelik bir teşvik kalemi açıkladı. Hekim orada hastasının o ilacı kullanmaması gerektiğini ikna ederek, gerçekten ihtiyacı varsa da yazarak bunun da önüne geçmeyerek. Çünkü oradaki yönetmenlik bizzat şu şekilde. Eğer bir önceki yıl yazdığı oranda veya onun daha altında antibiyotik yazarsa, teşvik kaleminden faydalanabiliyor.  Sadece daha fazla veya OECD ülke ortalamasının yüzde 10'unun daha altında yazarsa yine aslında bu teşvikten faydalanmasını sağlıyoruz." şeklinde konuştu.

"Maalesef sosyal medyada bu biraz çarpıtıldı"

Yönetmeliğin çarpıtıldığına değinen Özdemir, "Yani orada temel amacının ilk etapta mevcut, yazılan antibiyotik sayısını koruyabilmek, muhafaza etmek, daha fazla arttırmamak. Sonrasında da ilerleyen hedefler de zaten OECD ülkesinin o aynı ortalamada bir antibiyotik kullanımını hedefliyor Bakanlık. Bunun yanı sıra da hasta memnuniyeti söz konusudur. Burada da aslında bazı hekimlerimizin ödüllendirilmesi söz konusu. Gerçekten bazı hekimler hasta iletişimleri çok iyi sağlayabiliyorlar. Bunlar yönelik de ek küçük de olsa bir teşvik kalemi ayrılmış. Maalesef sosyal medyada bu biraz çarpıtıldı. Onu o gözle değil de, sadece oradaki hekimlerimizin ödüllendirilmesi gözüyle bakarsak, diğer hekimlerimizin de iletişiminin daha iyi olmasını sağlayacak bir adım olarak ben görüyorum bunu. Hemen akabinde 1 Ocak'taki yayınlanan yönetmelik de zaten aslında 1 Kasım'daki yönetmeliğin neleri hedeflediğini bize göstermiş oldu. Orada ciddi manada bir kronik hastalık taramalarının hekime olan kazancı söz konusuydu. Fakat bunun altını doldurmak gerekiyordu ve 1 Ocak'ta biz bunu sağlamış olduk." dedi.

"Hastaneye gitmeden tahlil istenebilecek"

Özdemir, "Dijital entegrasyon yönetmeliği ile birlikte bir hasta aile hekimine gittiğinde artık hastaneden hiç randevuyu sıra almadan veya bir hekime gözükmeden röntgen, mamografi, kalçaoltrasonu bazı kan tahlillerini isteyebileceğiz. Biz 1 Ocak tatil sonrası hemen 2 Ocak ve 3 Ocak'ta bu sistemi test ettik ve çok güzel geri dönüşler aldık. Aile kimliklerinde yazılan raporlu ilaçlar var. Fakat bazı kan tahlilleri orada yapılamadığı için o raporlu ilaçlar için kişinin uzman hekime bazen yandal uzmanına gitmesi gerekiyordu. Yeni sistem aslında onların da önüne geçilmiş olduğu veya bir öksürük probleminiz var ve hekim zatürreden şüpheleniyor. Bunu sadece dinleyerek anlayamayabilirsiniz veya hekim başka şeylere dikkat etmek isteyebilir. Bunun için eskiden acile kulak-burun boğaza dahiliye yönlendirirken, artık direkt hekim herhangi yakın bir yerden göğüs grafisi talebinde bulunabilecek. Gerekli notu düşüp sonrasında oradaki uzman hekimin yazacağı cevabı görebilecekler. Yani hem bir iletişim entekrasyonu sağlanmış oldu hem de hastane imkanlarının birinci basamağa da devredilmesi gibi bir olanak sağlandı." ifadelerini kullandı.

"Öncelikli hasta olarak randevu alabilecek"

Özdemir, "Orada bir ocaktaki entegrasyonda en önemli hususlardan bir tanesi de birinci basamaktaki aile hekimlerinin öncelikli olarak hastanelerden randevu alabilmesi. Bu çok çok önemli ve ben ileride bunu çok yaygınlaşacağını düşünüyorum, vatandaşlarımızın bunu çok tercih ettiğini düşünüyorum. Çünkü orada şu an yüzde 10'luk bir kota ayrıldı. MHRS'deki yüzde 10'luk kota aile hekimlerine tahis edildi. Aile hekimi ihtiyaç gördüğü halde, örnek veriyorum bir cilt lezyonu var. Onu bir dermatologun görmesini istiyor. Ona da danışılması gerektiğini düşünüyor. Normal şartlarda MHRS'den daha uzun süredir randevu olabilecekken, aile hekimi hemen akabinde çok hızlı bir şekilde ona ayrılan kontenjandan bu randevuyu alabiliyor ve ilgili hekime not düşebiliyor. Sonrasında da o hekime gittiğinde hasta muayene edip tedavisini düzenledikten sonra, yine eğer aile hekiminin görmesini istediği bir not varsa sisteme işliyor. Birinci basamak ve ikinci basamak sistemi tam anlamıyla bir entegrasyon sağlamış oluyor. Bu çok ciddi manada bir kazanç ve gerçekten sağlıktaki o birinci basamak, ikinci basamak ve üçüncü basamak sistemin düzgün, tam manada, faal manada işlemesi için gerekli bir adımdı. Ben daha da gelişeceğini, bu yüzde 10'luk kontenjanın daha da arttırılacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.

"Bizim önceliğimiz kişilerin hasta olması değil, sağlığının korunması"

"Çünkü en nihayetinde bizim Bakanlığımızın adı Sağlık Bakanlığı. Yeni Sağlık Bakanımızın özellikle sahadan gelmesi, yıllarca bu konulara özen göstermesi ve sahayı bilen birisi olması hasebiyle gelecek adama çok ümitliyim. Çünkü sahadaki birçok sorunu zaten biliyordu. Bazı şeylerin revizyonu gerekiyor. Birinci basamak sağlık sistemi şu an o revizyona ihtiyaç duyuyordu. Çok hızlı bir şekilde zaten ilk müdahale edilen alanda burası oldu ve ben bu müdahalelerin devam edeceğini düşünüyorum. Sağlık Bakanlığı, hastalık bakanlığı değil, Sağlık Bakanımız da bunu bu şekilde niteliyor. Dolayısıyla bizim önceliğimiz kişilerin hasta olması değil, sağlığının korunması. Hasta olacaksa da öncesinde tedbir alarak, taramalar yaparak bunu en az zayiatla, en az zararla nasıl önleyebiliriz? Amacımız bu. Koruyucu sağlık hizmetleri bunun en önemli basamağı ve maliyet etkin, yani sadece tüm Türkiye için değil, Avrupa'ya ve dünyadaki gelişmekte olan ülkelere baktığımızda koruyucu sağlık hizmetlerinin ne kadar maliyet etkin olduğunu görüyoruz. Türkiye biraz maalesef bu konuda geç kalmıştı. Hızlı bir şekilde adımlar atıldı. Ben çok kısa bir sürede de etkisi olacağını düşünüyorum." dedi. 


İLKHA



Bu haberler de ilginizi çekebilir