TÜKODER Başkanı Öztürk: Asgari ücrete yapılan zam enflasyon ve diğer zamların gerisinde kaldı
Mardin Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Başkanı Musa Öztürk, 2025 yılı asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk artış, çalışan kesimin beklentilerini karşılamaktan uzak bulduğunu, artan enflasyon ve yükselen fiyatlar nedeniyle alım gücünde ciddi bir erime yaşandığı vurgulandı.
Mardin Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Başkanı Musa Öztürk, Türkiye genelinde açıklanan asgari ücret artışının çalışanlar üzerindeki etkilerine ve yapılan diğer zamlar hakkında İLKHA’ya değerlendirmelerde bulundu.
Öztürk, özellikle temel gıda maddelerindeki fiyat artışlarının TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon oranlarını geride bıraktığını ve piyasada yaşanan fırsatçılığın tüketicileri daha da zor durumda bıraktığını ifade etti.
Asgari ücret artışının çalışanların beklentilerini karşılamadığını ve enflasyonun halk üzerindeki etkilerinin giderek arttığını belirten Öztürk, fiyat artışlarının fırsatçılık boyutuna ulaştığını ifade ederek, üreticilere ve satıcılara vicdan çağrısında bulundu.
“Çalışanlara verilen yüzde 30’luk zam, diğer zam oranların oldukça gerisinde kaldı”
Musa Öztürk, açıklanan yüzde 30’luk artışın yeterli olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Yüzde 30’luk bu artış maalesef çalışanların beklentisini karşılamadı. 2024 yılı için açıklanan enflasyon oranı yüzde 44, TÜİK verilerine göre yıllık yeniden değerlendirme oranı yüzde 43,93. Kira artış oranı ise yüzde 60 olarak açıklandı. Ancak çalışanlara verilen yüzde 30’luk zam, bu oranların oldukça gerisinde kaldı. Bu durum, maalesef ekonomimizin düzenli gitmediğinin bir göstergesidir. Özellikle temel ihtiyaçlar başta olmak üzere, market fiyatlarının açıklanan enflasyon rakamlarının çok çok üzerinde olduğunu görüyoruz.”
Asgari ücret zammının daha ocak ayının başında bile erimeye başladığına dikkat çeken Öztürk, “Daha zammın açıklanmasından itibaren, özellikle satıcı kesim tarafından fiyatlar yukarı yönlü değiştirilmeye başladı. Aralık ayının ortasından itibaren marketlerde etiketlerin değiştiğini gözlemledim. Son bir haftada, özellikle aralık ayının 30-31’i ve ocak ayının ilk günlerinde marketlere baktım ve 5 gün içinde belirgin fiyat artışları olduğunu gördüm. Ekonomide kayda değer bir değişiklik olmamasına rağmen, fiyatların bu kadar hızlı artması fırsatçılığın bir göstergesidir. Ticaret erbabının bu tür davranışlardan kaçınması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
“Kısa vadede fiyatların düşeceğini düşünmüyorum”
Öztürk, mevcut ekonomik koşulların kısa vadede iyileşeceği yönündeki beklentilerinin düşük olduğunu ifade ederek, “Dar gelirli insanlar, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zaten zorlanıyor. Daha maaşlarını almadan yapılan fiyat artışları vicdansızlıktır. Ticaretle uğraşan kesimlerin biraz daha vicdanlı ve merhametli davranması gerektiğine inanıyorum. 5 yıl öncesine kadar böyle bir durum yoktu. Maaş artışları açıklanıyordu ama fiyatlar bu şekilde artmıyordu. Bu durum artık bir alışkanlık haline geldi. Kısa vadede fiyatların düşeceğini düşünmüyorum. Ancak Maliye Bakanlığı’nın sıkı para politikalarını dikkate aldığımızda, enflasyonun zamanla düşebileceğini umut ediyorum. Yine de ocak ayındaki fiyat artışları, umudumuzu kırıyor. Ayrıca, maaş artışlarının enflasyonu artıracağı düşüncesine kesinlikle katılmıyorum. İnsanların alım gücünün artması, ekonomide daralmanın önüne geçer. Önümüzdeki 6 ay içinde enflasyonun düşmesini umuyoruz, ancak bu konuda çok fazla umutlu değiliz.” şeklinde konuştu.
Tüketicilere de seslenen Öztürk, haksız fiyat artışlarına karşı haklarını aramaları önerisinde bulunarak, “Tüketiciler, fahiş fiyat uygulamalarına karşı mutlaka ilgili kamu kurumlarına başvursunlar. Bu tür haksız kazançların önüne geçmek için birlikte hareket etmeliyiz. Üreticilerin, satıcıların ve tüketicilerin daha sağlıklı bir ekonomik ortam için sorumluluk alması gerekiyor.” diye kaydetti.