Memur-Sen'den zam oranları açıklaması! "Refah payı istiyoruz"
Enflasyon oranlarının açıklanmasının ardından basın toplantısı düzenleyen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın; maaş artışları gerçekleşmeden marketlerin planlı bir şekilde zam yaptıklarını hatırlatarak “Kayıplara göz yumarak, kulaklarımızı kapatarak ya da görmezden gelerek enflasyon sorununu çözemeyiz” dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu Genel Merkezi Mehmet Akif İnan Salonu’nda gerçekleştirilen basın toplantısına Memur-Sen Genel Başkan Ali Yalçın’ın yanı sıra Memur-Sen Yönetim Kurulu Üyeleri, konfederasyon bünyesindeki sendikaların genel başkanları, teşkilat mensupları ve davetliler katıldı.
TÜİK tarafından aralık ayı enflasyon oranının yüzde 1,04 olarak açıklanmasının ardından kamu görevlileri ve memur emeklileri için zam oranı yüzde 11,54 oldu.
Yıllık enflasyonun yüzde 44.38, 6 aylık enflasyonun yüzde 15,75 ve enflasyon farkının yüzde 5,23 olarak gerçekleştiği bir ortamda; MTV, kamu tesisleri, vergi, harç ve cezaların yüzde 43,93 arttığını belirten Yalçın; 1 yıllık süreçte kira artış oranının yüzde 58,5, doğalgazın yüzde 60, akaryakıt ve elektriğin yüzde 40 artış gösterdiğini söyledi.
"Raflardaki durum vahim"
Market raflarındaki fiyat artışlarına dikkat çeken Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Raflardaki fiyatlarda durum çok daha vahim; 12 ayda yumurta yüzde 115, pirinç yüzde 110, yağ yüzde 85, süt yüzde70, et yüzde 60 artmış durumda. Maaşlarımız daha artmadan ve elimize geçmeden; Marketlerde planlı bir şekilde fiyat artışlarının yapıldığını görüyoruz. Emekçi maaşını henüz almadan, raflardaki zamma maruz kaldı. 2023 yılının Ağustos ayında yüzde 60 enflasyonun olduğu bir ortamda Hakem Kurulu’nun; 'hayali düşüncelerle belirlediği' artışların tek kaybedeni kamu görevlisi ve emeklileridir. Kayıplara göz yumarak, kulaklarımızı kapatarak ya da görmezden gelerek enflasyon sorununu çözemeyiz. Evet, enflasyon hastalığını söküp atmamız gerekiyor. Buna sonuna kadar katılıyor ve destekliyoruz. Enflasyonu azaltmak için sabit gelirlileri baskılamak, harcamalarını kısıtlamak ya da giderlerini daha fazla artırmak tek çözüm yolu olmamalıdır. Alım gücümüzü azaltan, refah seviyemizi düşüren ve eşitsizliği artıran enflasyon mu? Yoksa yüksek enflasyon karşısında yapılan düşük artışlar mı? Bu ayrımı doğru şekilde yapmamız gerekiyor. Fiyatlar yukarı yönlü giderken, maaşlar alım gücü olarak aşağı yönlü devam ediyor. Kısaca belirtmek gerekirse mali olarak sürüklenmemiz devam ediyor.”
“Maaşlarımız enflasyona ezilecek”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 2025 yılı için açıkladığı enflasyon tahminin yüzde 21 civarında olmasına rağmen Hakem Kurulu’nun kamu görevlilerine reva gördüğü zammın yüzde 11 olduğunu hatırlatan Yalçın, “Bu da demek oluyor ki; yine enflasyon farkıyla maaşlarımız belirlenecek. Yani maaşlarımız yine enflasyona ezilecek. İstatistikler aldatıyor fakat gerçekler de canımızı acıtıyor. Ülkemizin önemli bir kesimi emeği ve alın teri üzerinden gelir elde ederken, parası olanların faiz üzerinden, yatırım ve katkı yapmadan kazanç elde ettiği bir dönemdeyiz. Kompradorlara istediği fırsatı vermememiz gerekiyor. Piyasanın normalleşmesi için devletimizin sunduğu teşvik ve muafiyetleri fırsata çevirerek, ekonominin dar boğazını emekçinin küfesine yüklemeye çalışanlara dur demeliyiz. Sabit ücretliler için ortaya konulan gerekçenin aynısını, Sermaye için de göz önünde bulundurulmasını bekliyoruz. ‘Maaşlar 1 kat arttı, fiyatlar 4 kat zamlandı’ gerçeğinin ıskalanmamasını istiyoruz. 2024 yılında yaşanan senaryonun benzeri 2025 yılında da yaşanmasın. Kamu görevlileri yapay bir kanaatkârlıkla ekonomik sıkıntının içine itilmesin. Hakem Kurulu’nun görmek istemediği enflasyon gerçeği artık görülmeli ve Memur-Sen’in teklifi olan yüzde 15 maaş artışı ve yüzde 10 refah payı verilmelidir. Enflasyon artarken, maaşlarımızı adil ve makul seviyede artırmak gerekiyorken, enflasyonu azaltmak için maaşları baskılayalım yanlışında ısrarcı olunmasına anlam veremiyoruz,” diye konuştu.
"Kanunun acilen değişmesi gerekiyor"
Sözlerinin devamında yetersiz maaş artışları kadar sorunlu bir alanın da gelir vergisi adaletsizliği olduğunu söyleyen Yalçın, yıllar içerisinde gelir vergisi matrahlarının adil ve makul şekilde güncellenmemesinin mağduriyetini çalışanların yüklendiğini belirtti.
Yalçın, “2025’te 1.Dilim vergi matrahı 158 bin TL, 2.Dilim ise 330 bin TL olarak uygulanacak. Nisan-Mayıs ayında yüzde 20’lik dilime, Ekim Kasım ayında ise yüzde 27’lik dilime girerek maaşların eriyeceğini öngörüyoruz. Yani bir taraftan fiyatlar artıyor alım gücümüz azalıyor, diğer taraftan da maaşımızdaki kesintimiz artıyor harcanabilir tutarımız azalıyor. Bu paradokstan acilen çıkılmalıdır. Gelir vergisi sistemi adaletli bir şekilde düzenlenmeli ve kamu görevlilerinin vergisi yüzde 15’e sabitlenmelidir. Değerli Basın Mensupları Toplu sözleşme masasında; Emeklilerle ilgili teklif sunuyoruz ‘masanın konusu değil’ deniliyor. Vergi dilimleriyle ilgili teklif sunuyoruz ‘Kanunun kapsamında değil’ deniliyor. Piyasa gerçekleri çerçevesinde zam teklif ediyoruz. ‘Beğenmezseniz Hakem orda’ diye gösteriliyor. Kamu görevlilerinin de kamu görevlileri sendikalarının da 4688 sayılı Kanunun eksiklerinden ve yanlışlarından kurtulması gerekiyor. Biz bu Kanun: sorunlu, adil değil, çözüm üretmiyor ve adil temsile imkân tanımıyor derken işte bunları kast ediyoruz. 8.Dönem Toplu Sözleşme’nin bu Kanunla tamamlanması, kamu görevlilerinin ve emeklilerinin sorunlarına çözüm üretmesi imkânsızdır. Zamanımız, imkânımız ve fırsatımız varken bu Kanunun acilen değişmesi gerekiyor.”
"7 Ocak’ta Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın önündeyiz"
Yalçın, önümüzdeki süreçte yeni kanunla, özgürlükçü bakış açısıyla ve çözüm üreten anlayışla toplu sözleşme masasına oturmaları gerektiğini aksi takdirde yolun sonunda ışık görmediklerini ifade etti. Yalçın, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Toplu sözleşme masasının yükünü hafifletecek şekilde yetkili Konfederasyon Memur-Sen’le; 1.Dereceye 3600 Ek Gösterge hayata geçirilmeli. Mühendislik Meslek Kanunu çıkarılmalı, emeklilere seyyanen ödeme yansıtılmalı, tasarruf tedbirleriyle engellenen koruyucu giyim kazanımımız eksik uygulanmamalı, üniversite idari personelinin yer değişikliği düzenlemesi tamamlanmalı, yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılmalı, kamu personel sisteminin sorunlu alanları düzeltilmelidir. Sorunları zamana bırakarak sosyal maliyet üretmemeli, zaman kaybetmeden çözümle buluşturmalıyız. 7 Ocak Salı Günü Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde kayıplarımızın tazmini, toplu sözleşme hükümlerimizin eksiksiz uygulanması ve Refah Payı talebimiz için yapacağımız basın açıklamamıza bütün kamu görevlilerimizi de bu vesileyle davet ediyorum.”