Filistinli, Suriye zindanlarında geçen 17 yılını anlattı
Suriye'de rejimin devrilmesinin ardından işkence üssüne dönüşen Sednaya ve diğer cezaevlerindeki tutukluların serbest bırakılmasıyla 17 yıl sonra özgürlüğüne kavuşan Filistinli İbrahim Ferihat, kendisini "yeniden doğmuş" gibi hissettiğini belirtti.
Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin kentine bağlı Yamun beldesinde yaşayan ailesinin yanına dönen Ferihat (75), yakınları ve belde halkı tarafından coşkuyla karşılandı.
Ferihat yaptığı açıklamada, tutuklanma sürecini, hapishanedeki acı dolu hatıralarını ve hiç beklemediği serbest kalışını anlattı. Aynı zamanda Ürdün vatandaşlığı da bulunan Ferihat, Ürdün ile Şam arasında şoförlük yaptığını belirtti.
Ferihat, "Aleyhimde suçlama yöneltildi, bunları yapmadığımı ifade ettim, savunmam için bir avukat görevlendirilmeden askeri mahkemelere çıkarıldım. Hiçbir suç da işlememiştim, tutuklanacağımı düşünmüyordum." dedi.
"O günleri unutmak istiyorum"
Ferihat, Şam'daki ünlü "Filistin Şubesi" olarak isimlendirilen hapishanede 9 ay tutulduğunu, 72 gün boyunca sorgulandığını, sorgu döneminin "en kötü ve ağır" süre olduğunu söyledi.
"Sorgulama sürecini tarif edemiyorum, o günleri unutmak istiyorum." diyen Ferihat, şöyle devam etti:
"Üzerimden kıyafetlerimin tamamı çıkarıldı, kablolarla dövüldüm ve işlemediğim bir suçu işlemişim gibi itirafa zorlandım. Birkaç gün sonra hapishanenin bodrum katına götürüldüm.
Burada ellerimden demir kelepçelerle asıldım ve art arda elektrik verildi. Ertesi güne kadar havada asılı kaldım. Daha sonra 30 santimetrekarelik bir döşeme üzerinde ayakta durmaya zorlandım, en ufak hareketimiz bile engellenmişti."
Üç gün boyunca ayakta bekletildikten sonra tek kişilik hücreye odaya nakledildiğini aktaran Filistinli, burada bilincini kaybettiğini ifade etti.
İsimler değil rakamlar var
Ferihat, hapishanede ismiyle seslenilmediğini, kaldığı hücre numarası olan "31" sayısıyla kendisine seslenildiğini belirtti. Birkaç gün boyunca tek lokma yemek yemediğini, daha sonra kendisine bir yumurta verildiğini aktaran Ferihat, bu yumurtayı onu hayatta tutan "can simidi olarak" niteledi.
Ferihat, "Sorgulama seanslarında işkence, darp ve askıya asılma gibi eziyetlere maruz kaldım." dedi.
Filistinli Ferihat, hapishanede yaşadığı bir hatırasını ise şöyle anlattı:
"Bir gün hücrelere su akmaya başladı. Su o kadar yükseldi ki göğsümüze kadar ulaştı. Neredeyse boğulacaktık, yardım için çığlık atmaya başladık. Kendi kendime bunun son anım olduğunu, bizi böyle öldürmeye niyet ettiklerini düşündüm.
Sonra kapılar açıldı ve bizi üst kata çıkardılar. 3 gün sonra yeniden hücrelere döndük. Odalar küflüydü ve her yer rutubet kokuyordu. Uyuz hastalığına yakalanmış ve bitlenmiştik, zor günlerdi."
Aradan geçen 9 ay sonra ne olduğunu bilmediği bazı evrakların üzerine parmak basmaya zorlandığını söyleyen Ferihat, 6 gün sonra askeri soruşturma için nakledildiğini, oradan da Sednaya hapishanesine gönderildiğini ve 6 ay burada hapis yattığını aktardı.
Ferihat, "Hiçbir gerekçe gösterilmeden ve savunma hakkı verilmeden 22 yıldan uzun süre hapis cezasına çarptırıldım, hapishanelerde suçsuz yere 17 yıl tutuklu kaldım." diye konuştu.
Hem Sednaya hem Şam kırsalındaki Adra hapishanelerinde tutulduğunu kaydeden Ferihat, "Unutulması yıllar alacak çok acı hatıralarım var. Uzun tutukluluk süresince çok sayıda tutuklunun ölümüne tanık oldum. Kimisi işkenceden kimisi de hastalıktan hayatını kaybetti." ifadelerini kullandı.
"Yeniden doğdum"
Ferihat, Suriye'deki gelişmelere ilişkin bazı haberlerin hapishaneye ulaştığını, özgürlüklerine kavuşacakları günün yaklaştığını düşündüklerini söyledi.
Her geçen gün umutlarının arttığını fakat bunun "endişe ve kaygıyla karışık bir umut" olduğunu belirten Ferihat, o ana dair şu ifadeleri kullandı:
"Hapishanenin kapılarının açıldığı gün sanki kıyamet günüydü. Herkes tekbir getiriyor, kurtulmak için koşturuyordu.Hapishane kapıları açıldıktan sonra 35 kilometre koşmuşum. Bunu nasıl yapabildim bilmiyorum.
Tanıdığım Suriyelilerle karşılaştım, onlara durumunu anlatıp Ürdün sınırına kadar rehberlik etmelerini istedim. Yaşanılan sahne olağanüstüydü. Suriyeli kardeşler beni kutladılar, tebrik ettiler, beni evlerine götürdüler ve şafak vakti de Ürdün sınırına ulaştım."
Ferihat, sadece özlediği ailesine nasıl döneceğini düşündüğünü ifade ederek, "Yeniden doğmuş gibi hissediyordum. Bir gün memleketime, aileme yeniden dönmeyi beklemiyordum aslına bakarsanız hapishaneden sağ çıkacağımı düşünmüyordum." ifadelerini kullandı.
17 yıllık tutukluluğu boyunca ailesiyle sadece bir kez görüşebildiğini aktaran Ferihat, "Hapishanede geçen iki yıl sonunda aileme nerede olduğumu söylememe izin verildi, bir kez ziyaret ettiler. O ziyarette bir daha gelmemelerini istedim. Benim başıma gelenlerin onlardan birinin de başına gelmesinden endişe ettim." diyerek sözlerini tamamladı.
AA