Sağlıklı beslenme şeker hastalığını yüzde 50 azaltıyor
Uzmanlar, halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabetin, genetik faktörlerin rol aldığı önemli bir hastalık olmakla birlikte, dengeli beslenme ve spor ile kontrol altına alınabildiğini belirtiler.
BURSA-Halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, genetik faktörlerin rol aldığı önemli bir hastalık olmakla birlikte, dengeli beslenme ve spor ile kontrol altına alınabiliyor. Yaşam biçimiyle ilgili bazı kurallara dikkat ederek diyabet riskinin yüzde 50 azaldığında dikkat çeken Endokrinoloji Uzmanı Dr. Oğuz Kaan Ünal, "Yetişkinlerde görülen Tip 2 diyabet, insülin direnci ile baş gösteriyor ve devamında insülin salgılanmasında bozuklukların yaşanması ile ortaya çıkıyor. Bu faktörlerin meydana gelmesinde de en önemli iki neden, sağlıksız beslenme ve obezite. Bu iki temel neden ortadan kaldırıldığında genetik geçirgenlik söz konusu olsa bile kişi diyabetten korunabilir." dedi.
Dr. Ünal, "Diyabet toplumun önemli bir kısmını tehdit eden bir hastalık ve kontrol edilmediği takdirde çok ciddi sonuçlara sebep olabiliyor. Hastalık, dokulara insülin yanıtının bozulması ile başlıyor ve sonrasında insülin salgılanmasındaki bozukluk şeklinde devam ederek ortaya çıkıyor. Yani insülin seviyesini dengede tutmak hastalığın seyri açısından büyük önem taşıyor. Genetik geçirgenliği olması sebebiyle, ailesinde diyabet geçmişi olanlar kendilerinin de bu hastalığa yakalanma riskinin yüksek olduğunu düşünüyor ancak gerekli önlemler alındığında diyabetten korunmak mümkün."diyerek hastalığın en önemli tetikleyicisinin sağlıksız beslenme ve obezite olduğunun altını çizdi
"Sık ama az yiyin"
"Diyabet, çevresel faktörler tarafından tetiklenen bir hastalık. Özellikle obezite ve hareketsiz yaşam şekli hastalığın gelişmesinde önemli rol oynuyor. Yapılan araştırmalar, yüzde 5'lik bir kilo kaybı ve günde 30 dakikalık düzenli bir yürüyüş programı ile diyabete yakalanma riskinin yüzde 50 oranında azaltılabildiğini gösteriyor" diyen Ünal,diyabetle mücadelede şunlara dikkat edilmesini önerdi, "Sık ama az yiyin, öğürleri düzenli alın ve porsiyonları küçültün. Beslenme alışkanlıklarını düzenlemek, sağlıklı yaşamın olduğu kadar diyabet mücadelesinin de birinci koşulu.Glisemik indeksi ve yağ oranı yüksek gıdaları kan şekerini değiştirmesi sebebiyle tüketmekten kaçının. Alışveriş listenizde besin değeri yüksek ve çeşitli gıdalar bulundurun. Tahıllar, yulaf ezmesi, yağsız yoğurt, balık ve nişastasız sebzelerin günlük beslenmenizde yer almasına özen gösterin. Kondisyonunuzu ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için mutlaka haftada 3 gün egzersiz ya da 45 dakika kesintisiz yürüyüş yapın. Bu aktiviteler diyabetin zeminini oluşturan insülin direncinin oluşmasına engel olması açısından önemli."
Kimler daha yüksek risk altında?
Risk altında olanları da " Ailesinde diyabet geçmişi olanlar.Vücut kitle indeksi (boy-kilo oranı) normalin üzerinde bulunanlar.Bel çevresi geniş olanlar.Gebelik sırasında diyabete yakalananlar ve steroid gibi insülin direnci oluşturan ilaçları kullananlar."şeklinde sıralayan Dr.Ünal, "Diyabet zeminine sahip olan potansiyel hastaların belli periyotlarla kan şekerine baktırması ve şeker yükleme testi yaptırması gerekiyor. Hastalığın erken tanısı için bu testlerin çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Oğuz Kaan Ünal, "Erken tanı, tedaviyi önemli ölçüde kolaylaştırarak hastanın yaşam kalitesinin daha kısa sürede yükseltilmesine yardımcı oluyor" ifadelerine yer verdi.
Tedavide sıkı takip şart!
Tedavide sıkı takibin şart olduğunu ifade eden Dr.Ünal, "Diyabet, kronik bir hastalık olması sebebi ile birçok organ ve dokuda zaman içerisinde hasar oluşturma potansiyeli taşıyor. Bu yüzden hastalık teşhisi konulan hastaların takiplerinin ayrıntılı ve düzenli yapılması çok önemli. Takip aşamasında; 3 ayda bir HbA1c ve idrar tahlilinin de içinde olduğu biyokimyasal analiz yaptırılmalı, 6 ayda bir lipid (kandaki yağ oranı) profiline bakılmalı, yılda 1 kere idrarda protein kaçağı kontrol edilmeli, her yıl düzenli grip aşısı olmalı. Bunlarla birlikte, doktor önerisine göre 6 ay veya1 yıl arayla kardiyoloji, göz, nöroloji ve ağız-diş kontrollerinin de yapılması gerekiyor."tavsiyesinde bulundu. (Zeki Aras-İLKHA)