'İnsan haklarının korunması açısından idarenin denetimi' konferansı
Manisa Barosu tarafından düzenlenen konferansa katılmak için Manisa'ya gelen Kamu Başdenetçisi M. Nihat Ömeroğlu, Manisa Valisi Abdurrahman Savaş'ı makamında ziyaret ettikten sonra Belediye Kültür Merkezi Meclis Salonunda konferans verdi.
MANİSA- Kamu Başdenetçisi M. Nihat Ömeroğlu, beraberindeki Manisa Adalet Komisyonu Başkanı Onur Çoğan, Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız ve Manisa Başsavcı vekili Murat Çimen ile birlikte Vali Abdurrahman Savaş'ı ziyaret etti.
Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu, ziyaret sırasında Ombudsmanlık kurumu ve çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Kendilerine yapılan başvurularla ilgili bilgi veren Ömeroğlu, "Birinci sırada kamu personel rejimi, ikinci sırada eğitim öğretim sorunları var. Üçüncü sırada ise Sosyal Güvenlik Kurumlarından gelen şikayetler var. Onlar da enerji, orman, ekonomi diye sıralanıyor. Türkiye'de personel rejimi büyük bir sorun. Aşağı yukarı yüzde 27'lere varıyor. İkincisi de eğitim-öğretim oluyor. Kamu personeli rejimi, devlet memurlarının atama, nakil bu şekilde. Mesela SSK'da da intibak sorunları var. Önceki yıllarda emekli olan emeklilerimiz aynı yılda emekli olduğu halde ödedikleri prim nedeniyle farklı maaşlar alıyorlar. Bu kurumun özelliği yaptırım gücünden ziyade, tavsiye niteliğinde kararlar veriyor. İdare buna 30 gün içinde uymazsa, uymama gerekçesini bildiriyor" dedi.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Savaş da, Ömeroğlu'na günün anısına Manisa Lalesi işlemelerinin bulunduğu çini tabak hediye etti. Ömeroğlu daha sonra Valilik şeref defterini imzaladı.
Ziyaretin ardından verilecek 'İnsan haklarının korunması açısından idarenin denetimi' konferansı için Belediye Kültür Sitesi meclis salonuna geçildi.Konferansa Vali Savaş, İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Alay Komutanı,Manisa Barosu Avukatları ve davetliler katıldı.
Konferansın açılışında bir konuşma yapan Manisa barosu başkanı Balkıs, Ombudsmanlık, geçmişte Osmanlı toplumunun malı olduğunu, tarihi süreçte İsveç'e kaydığını, 2010 itibari ile tekrar bize döndüğünü, bir çok kurumsal yapıda olduğu gibi Türkiye'nin pek çok şeyi yeniden keşfettiğini, geçmiş zaman için üzülebildiğimiz gibi, bu gün kavuştuklarımız için sevinmemiz gerektiğine değindi.
Balkıs konuşmasına devamla "İşimiz adalet, adaletin dağıtılması. Hz. Ömer harp ganimetlerinin dağıtılmasından sonraki Cuma hutbesine çıktığında sahabelerden biri, "Ey halife bize savaş ganimetlerinden verdiğin kumaşlardan bir elbise çıkmadı, görüyorum ki senin üzerinde bu kumaştan yeni bir elbise var, diye devlet başkanına hesap sorabiliyor. Hz. Ömer de halkın içinden kendisini sorgulayabilen insanların varlığından dolayı Allah'a şükrettikten sonra, duruma açıklık getirerek, üzerindeki elbiseyi, oğluna düşen kumaşla birleştirerek diktirdiğini söylüyor.İşte devlet idaresinin ,kamu hizmetinin bu şekilde şeffaf, açık, hesap sorulabilir, adil ve hesap sorulduğunda da vatandaşımızı tatmin edebilecek bir yapıya kavuşmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu konferansta yaptığı konuşmada, kamu denetçiliğinin Osmanlı'daki tarihi tanımını yaparak, "Ombudsmanlık, vatandaşın hak kayıplarını, şikayetlerini araştırıp ilgili idareye tavsiyede bulunmak görevini yapar. Genelde halkımız bize şunu soruyor. Sizin yaptırım gücünüz yoktur bu bir tavsiyedir. Hakikaten toplumumuzda, 'Yetkin kadar konuş' gibi bir algı var. Ama dünya Ombudsmanlık sisteminde bütün Ombudsmanların yaptırım güçleri yoktur. Sadece tavsiye niteliğinde kararları vardır. Ombudsman gücünü nerden alır, kamuoyundan alır ve basın mensuplarından alır, medyadan alır. Bunu halka mal ettikçe, bu şikayetler, bu öneriler yazılıp çizildikçe, hem halkımızın bu kuruma olan yakınlığı ve bunun nasıl bir kurum olduğunu öğrenmede yardımcı olacaklar, hem de idare üzerinde baskı unsuru oluşturacaklar." dedi.
Her sene yıllık raporlar hazırladıklarını belirten Ömeroğlu, "Kurumumuzun dört tane kırmızı çizgisi var. Bunlar, Cumhurbaşkanın tek başına yaptığı işlemler, imzaladığı emirler kararlar, bizim denetimimiz, incelememiz dışındadır. Avrupa aslında bunu eleştirdi, sonuç olarak Cumhurbaşkanı da icranın başıdır, onun da denetlenebileceğini söylediler.Ancak Anayasada hüküm var. Bu yasaya göre Cumhurbaşkanı bu konuda yetkilidir. İkincisi yasama faaliyetleri. Türkiye de yasama faaliyetlrini TBMM yürütür milletin adına bunlara karışamayız. Üçüncüsü yargı yetkisinin kullanıldığı kararlar burada bir sınırlama yapılmış. Dördüncüsü, askeri faaliyetler bu kurumun ilgisi ve araştırması dışındadır, Gerçekten Ombudsmanlık bir miladtır. Diğer kurumlarda olduğu gibi Türk silahlı kuvvetlerinde de insan hakları ihlalleri olmuşsa, veya personel rejiminde bir şikayet olmuş ise, tayin ve kadro gibi konularda mahkemeye gitmeden önce bize gelebilir. Uzmanlarımız aracılığı ile en geç altı ay içerisinde rapor hazırlanır, ilgili makamlara tavsiyelerde bulunabilir". sözlerine yer verdi.
Program, davetlilerden gelen soruların cevaplanmasının ardından, Manisa Baro Başkanı Balkıs tarafından Baş Denetçi Ömeroğlu'na hediye takdimi ile son buldu. ( Ramazan Sındıraç-İLKHA)