Emiroğlu: "Koltuk davası değil, kulluk davası için yola çıktık"
HÜDA PAR Adana İl Gençlik Kolları'nın düzenlediği "Gelin Tanış Olalım" etkinliği, gençlerin bir araya geldiği anlamlı bir buluşma olurken, Yunus Emiroğlu'nun konuşması katılımcılardan büyük ilgi gördü.
HÜDA PAR Adana İl Gençlik Kolları tarafından düzenlenen "Gelin Tanış Olalım" etkinliği, MEKTEB konferans salonunda gerçekleştirildi.
"Değerlerimizle yürüyoruz" şiarıyla yapılan buluşmada gençlik meseleleri ve Gazze konusu ele alındı.
Program, Hasan Talat'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından Ömer Gezgin ve Usame Ayriç, seslendirdikleri ilahi ve ezgilerle katılımcılara manevi bir atmosfer sundu. Programda ayrıca Mescid-i Aksa temalı bir sinevizyon gösterimi yapıldı.
Sinevizyon gösteriminin ardından HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu, gençlere hitap etti.
Emiroğlu, konuşmasında siyaset anlayışından gençlerin hedeflerine, toplumsal sorunlardan Mescid-i Aksa'nın önemine kadar birçok konuya değindi.
"Bu meclis muhabbet meclisidir, dost meclisidir"
Sözlerine Adana'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Emiroğlu,"Öncelikle uzun bir aradan sonra Adana'da olmak güzel. Dediler ki, 'Adana'da bir meclis kuracağız. Bu meclis muhabbet meclisidir, dost meclisidir. Meclisin katılımcıları da gençlerdir.' Biz de 'tamam, söz konusu gençlerse baş göz üstüne' dedik ve geldik." dedi.
"Bizim davamız kulluk davasıdır, koltuk davası değil"
Emiroğlu, HÜDA PAR'ın siyaset anlayışını şu sözlerle ifade etti:
"Şahsımın ağırlıklı olarak ilgilendiği alan siyaset. Zaman zaman bize soruyorlar, 'Sizin derdiniz, davanız nedir? Siyaset dediğiniz şey nedir?' diye. Ben şöyle cevap veriyorum: Bizim siyasetimiz de, sohbetimiz de, ticaretimiz de ve her ne yapıyorsak yani hayatımızın tamamı Allah içindir. Bunu ben demiyorum, Allah ve Peygamberi böyle dua etmeyi bize öğretiyor. Bizim davamız, 'Muhakkak ki benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir' ayetinde ifade edildiği gibi kulluk davasıdır, koltuk davası değil. Bu biraz tuhaf geliyor insanlara. 'Siyaset ve kulluk ne alaka?', 'Nereden nereye bağladınız?' diyorlar. 'Din başka bir şey, hoca!' diyorlar. Uzun yıllardır böyle, yeni değil. Bu algıyı kimin oluşturduğunu ve ne için böyle yaptıklarını herkes biliyor."
"Din de devlet de, dünya da ahiret de yan yanadır"
Din ve devlet işlerini ayırmaya çalışanların gayesinin Müslümanları bir alana hapsetmek olduğunu ifade eden Emiroğlu, "İstiyorlar ki Müslümanlar bir alana hapsolsun, hiçbir şeye karışmasın. Yani memleketin nasıl yönetileceğini, hangi eğitim programının uygulanacağını, ticaretin hangi usullerle yapılacağını, öğretmenin nasıl yetiştirileceğini, öğrencinin hangi okula nasıl gideceğini inançlı insanlar karar vermesin istiyorlar. Bundan dolayı diyorlar ki 'Din ve devlet işleri yan yana durmaz.' Biz yemeyiz; işin farkındayız. Biz diyoruz ki din de devlet de, dünya da ahiret de yan yanadır. Biri olmadan diğeri olmuyor." diye konuştu.
"Rahat bir dünya elde etmek için bu işlere girmedik"
Emiroğlu, HÜDA PAR'ın farkını şu sözlerle açıkladı:
"Bazen 'HÜDA PAR'ın farkı nedir?' diye soruyorlar. Birinci fark, bizim davamız kulluk davasıdır. İkinci fark ise bizim davamızın iki yönlü olmasıdır. Biz iki dünyalı insanlarız. Ahiretin hesabını burada yapmak durumundayız. Ahireti düşünerek burada bir şeyler söylüyoruz. İşte bizim davamızın farkı bu. Biz daha rahat bir dünya elde etmek için bu işlere girmedik. Diyelim ki dünyevi şeyleri temin ettik. Peki ya sonra?"
"Gündeminizde ne var?"
Gençlere hitaben, "Gündeminizde ne var?" sorusunu yönelten Emiroğlu, "İnsanların gündemi para, gelecek kaygısı, kariyer veya iyi bir ticaret. Bizim gündemimiz bu mu? Evet, maalesef çoğu insanın gündemi bu. Biz bunu söylediğimizde, 'Ne yapalım, Müslümanlar zengin olmasın mı?' diyorlar. Elbette olsunlar, buna bir itirazımız yok. Ama bu durum bizi bir yere götürmüyor. Diyelim ki çok lüks bir hayat sürdük, yaşımız ilerledi, vücut direncimizi kaybettik. Paramız olsa da bazı zevkleri yerine getiremiyoruz. Ve bir adım ötesi: gözümüzü yumup buradan çekip gidiyoruz. Sonra geri dönmek istiyoruz. Orada, 'Kitabını oku; bugün sana hesap görücü olarak nefsin yeter' denildiğinde, kitapları onlara verildiğinde şöyle diyecekler: 'Eyvah bize, bu kitap küçük büyük ne varsa yazmış.'" ifadelerini kullandı.
"Mescid-i Aksa'nın kurtuluşu için inanç ve eylem gerek"
Mescid-i Aksa'nın önemine vurgu yapan Emiroğlu, Müslümanların sorumluluğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesi ve esaret altında. Hepinizin gönlünden buranın bir an önce kurtulması geçiyor. Ama maalesef çoğu Müslüman işi gözünde büyüttüğünden dolayı bir şey yapamıyoruz. Hâlbuki bizim yapabileceğimiz şeyler var. Mescid-i Aksa için minber yapan marangozun inancı gibi inanmalıyız."
"Hayatınızda üç boşluğa yer vermeyin"
Mehmet Görmez'in bir sözünü hatırlatarak konuşmasında gençlere yönelik önerilerde de bulunan Emiroğlu, "Mehmet Görmez hocanın güzel bir değerlendirmesi var: 'Hayatınızda üç boşluğa yer vermeyin: Birincisi boş vakit, ikincisi boş kalp, üçüncüsü boş zihin.' Kalbinizde bir boşluk olduğu zaman, orayı hayır meşgul etmezse şer işgal eder. İmanın, sevginin ve nefretin yeri kalptir. Akıl ise ölçer, tartar. Allah Resulü, 'Vücutta bir parça vardır; o düzelirse vücut da düzelir, o bozulursa vücut da bozulur' derken bunu kastediyor." açıklamalarına yer verdi.
"Biz sürü olamayız; lokomotif olmak zorundayız"
Son olarak gençlere hedeflerini büyütme çağrısında bulunan Emiroğlu, "Her ne iş yapıyorsak, bunun en iyisini yapalım. Başka şansımız yok. Yoksa birileri bu alanları doldurur ve biz ancak sürü oluruz. Biz sürü olamayız; lokomotif olmak zorundayız" uyarısında bulundu.
Program, gençlerin talebi doğrultusunda Emiroğlu'nun seslendirdiği şiir kesiti ve yapılan ikramların ardından sona erdi.