Cumhurbaşkanı Erdoğan: israilin inatla gittiği yol yol değil!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15. Büyükelçiler Konferansı'nda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar;
Küresel sistemin çıkmaza girdiği, uluslararası toplumun reflekslerini yitirdiği zorlu bir dönemden geçiyoruz.
Ortaya çıkan kriz ve çatışmalar, küresel barış ve istikrarı ağır bir şekilde tehdit ediyor.
Gazze'de ve işgal altındaki Filistin topraklarında 14 aydır devam eden 50 bini aşkın Filistinlinin hayatını kaybettiği katliamın önüne bir türlü geçilemedi.
Mevcut İsrail yönetimi bölgedeki sorunları daha da çetrefil hale getirerek saldırılarına her geçen gün bir yenisini ekliyor.
Buna mutlaka bir dur denilmelidir, daha fazla kan dökerek masum sivillerin tepesine daha fazla bomba yağdırarak güvenlik sağlanamaz.
İsrail hükümetinin ısrarla ve inatla gittiği yol, açık söylüyorum, yol değildir. Bu durum Gazze ve Filistin olduğu kadar Suriye için de geçerlidir.
Türkiye Gazze'deki kan deryasının artık son bulması için değil elini tüm vücudunu taşın altına koymaya hazırdır. İsrail hükümeti üzerinde etki sahibi küresel güçlerin Gazze'de barış penceresinin açılması için artık inisiyatif alması Gerektiğine inanıyoruz. Gerçekten samimi bir irade gösterilirse elbette netice alınacaktır.
Esed rejimi arkasında katliamlarla yıkımlarla barbarlıkla dolu büyük bir enkaz bırakarak Suriye'den firar etmiştir. Zalimler kaybetmiş, mazlumlar bir kez daha kazanmıştır. Suriye'de 61 yıldır kan ve gözyaşı ile süren kötülük artık son bulmuştur. İnşallah bu ülkede en zor dönem pazar günü itibariyle geride kalmıştır.
Hükümetimizin tüm engellemelere, haksız eleştirilere ve itibar suikastlarına rağmen 13 yıldır kararlılıkla sürdürdüğü insanı politikasının haklılığı çok net bir biçimde tescillenmiştir. Doğru duvar yıkılmamış, Türkiye ne kendi vatandaşlarına ne de Suriyeli kardeşlerine mahcup olmamıştır.
Suriye hapishanelerinden yansıyan vahşet görüntüleri, Suriye halkının neden evlerini terk etmek zorunda kaldığını, Esed'in sözde af ilanlarına neden itibar etmediklerini, ülkelerine dönmekte neden istekli olmadıklarını ortaya koyuyor. Hapishane denilen yerlerin, esasen birer insan mezbahanesi olduğunu gördük.
Elbette Suriye'de her şey bitmiş değildir. Savaşı kazanan Suriyeli kardeşlerimizin zaferi de kazanacağına yürekten inanıyoruz. Temennimiz yeni yönetimin Suriye halkının tüm kesimlerini kuşatan ve kucaklayan bir anlayışla yoluna devam etmesidir. Türkiye olarak yeni dönemde de Suriye halkının yanında olmayı sürdüreceğiz. İhtiyaç duydukları her konuda Suriyeli kardeşlerimize gereken her türlü desteği vereceğiz.
Türkiye oyun kurucu bir aktör olarak müessir güç konumunu günden güne pekiştirmektedir. Hedeflerimiz ve ideallerimiz büyük olsa da ancak bu kapasite ve kabiliyeti sürekli geliştirmemiz, daha ileri noktalara taşımız şart. Küresel ve bölgesel gelişmelerin seyri, Dışişleri Bakanlığımızı daha geniş bir insan kaynağı ile takviye etmemiz gerektiğini bizlere gösteriyor.