• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Yılmaz, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından bir otelde düzenlenen "Ortak Yarınlar Ödül Töreni"ne katıldı.

Burada konuşan Yılmaz, dijital dönüşümden yeşil ekonomiye geçiş ve demografik değişimlere kadar iş hayatının geleceğini şekillendirmede pek çok dinamiğin önemli rol oynadığını belirterek, iş dünyasının tüm taraflarının ortak bir vizyonla hareket etmesinin faydalı olacağını söyledi.

Geçen yıl zayıf dış talep ve deprem felaketlerine rağmen Türkiye ekonomisinin yüzde 5,1 büyüdüğünü, ekonomik büyüklüğün 1 trilyon 130 milyar dolara ulaştığını bildiren Yılmaz, bu yılın üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış ekonomik büyüklüğün 1 trilyon 260 milyar doları aştığını, dokuz aydaki büyüme oranının ise yüzde 3,2 olarak gerçekleştiğini ifade etti.

Yılmaz, üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının yıllık bazda yüzde 2,1 olarak kaydedildiğini ve Türkiye ekonomisinin 17 çeyrektir kesintisiz büyüdüğünü dile getirerek, eylül ayında istihdam edilenlerin sayısının yıllık bazda 1 milyon 129 bin kişi artarak 32,8 milyona ulaştığını, işsizlik oranının ise yüzde 8,6 olarak gerçekleştiğini anlattı.

Geçen yılın ortalarında yüzde 6'lara kadar yaklaşan cari açığın gelinen noktada yüzde 1'ler civarında olduğunu aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:

"Şimdi tartıştığımız bu düşen cari açığı daha kalıcı bir şekilde düşük seviyelerde tutacak politikaları hayata geçirmek. Niçin önemli cari açık? Türkiye'nin kalkınma tarihinde en önemli darboğaz her zaman cari açık olmuştur. Bir yerde gelmiştir ekonomi, cari açığın yükselmesi kalkınma sürecimizde bir kısıt olarak devreye girmiştir. Dolayısıyla düşen cari açık dış borçlanma ihtiyacımızın düştüğünü gösteriyor. Döviz meselesinde Türkiye'nin rahatladığını gösteriyor. Giderek daha az dışarıdan borçlanma ihtiyacımız var. Bir taraftan da izlediğimiz makro politikalarla dış borçlanmanın maliyetini de düşürmüş durumdayız. Dolayısıyla da bugün Merkez Bankası rezervlerimiz ciddi bir şekilde artış gösteriyor. Kur Korumalı Mevduat (KKM) ciddi bir şekilde çözülüyor. Bütün bunlar Türkiye'nin temellerini sağlamlaştıran, makro temellerini çok daha güçlü hale getiren eğilimdir. Artan rezervler, düşen cari açık, KKM'deki erime, bütün bunlar ülke risk primimizi düşürüyor ve kredi notumuzu yükseltiyor."

Enflasyonun düşüş trendine girdiğini, hazirandan bugüne son açıklanan enflasyon rakamıyla 28,4 puanlık bir düşüş gerçekleştiğini belirten Yılmaz, "Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bütün imkanlarımızla çok boyutlu politikalarla, sadece para politikasıyla değil, maliye politikasıyla, yapısal reformlarla koordineli, kararlı bir şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.


KAYNAK: İLKHA