Mezhebinden dolayı etnik yapısından dolayı bir insan veya bir toplum kendisini güvende hissetmiyorsa o ülkenin istikrar sağlanamaz. Dolayısıyla bizim temennimiz, beklentimiz Suriye'de tüm tarafların uzlaştığı yeni bir siyasal şemsiye içinde bütün bu grupların bir arada güven içinde, huzur içinde yaşaması ve buradaki Suriyeli kardeşlerimizin de o güvenli ortamda ülkelerine güvenli, onurlu bir şekilde geri dönmeleridir. Türkiye olarak Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Diplomatik olarak da her türlü çabayı sarf ediyoruz. Suriye'de yapılanarak Türkiye'ye yönelik, halkımıza yönelik milli bekamıza yönelik hareketler içinde olan yapılara da hiçbir şekilde müsamaha göstermeyiz hiç müsaade etmiyoruz. Bunu da herkesin böyle bir üyesi değil. Türkiye bu çerçevede Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olan bir ülkedir. Komşusunda istikrarı ister. Orada yaşayan hangi kimlikten olursa olsun tüm Suriye kardeşlerimizin huzur içinde olmasını istiyoruz. Ve bundan sonra da aynı anlayışla inşallah devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Yılmaz, Filistin ve Gazze'de herkesin yüreğini yakan manzaraların devam ettiğini belirterek, "Bunu da hiçbir şekilde unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Orada bir siyasi çözümün oluşması, iki devletin yapı içinde Filistin'in kendi devletine, başkenti Doğu Kudüs olan devletine kavuşturduğuna kadar da bu çabamızı sürdüreceğiz. Barıştan yana, insani değerlerden yana olmaya devam edeceğiz. Burada da Sayın Cumhurbaşkanımız en büyük şekilde Filistin davasını savundu. Maalesef yine görüyoruz birtakım çevreler Filistin'de yaşananlar üzerinden, İsrail'in yaptığı bu akıl almaz, insanlık dışı hadiseler üzerinden Türkiye'de siyasi istismar yapmaya çalışılıyor. Onlara en güzel cevabı bence Filistinli kardeşlerimiz veriyor" dedi.