Spastik çocuk tedavisi nasıl olmalı?
Bursa Kent Konseyi Sağlık Çalışma Gubu tarafından düzenlenen programda konuşan uzmanlar, spastik çocukların tedavisi üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
BURSA - Bursa Kent Konseyi (BKK) sağlık çalışma grubu, Türkiye Fizyoterapistler Derneği Bursa şubesi ve Acıbadem Hastanesi işbirliğiyle `çağdaş spastik çocuk tedavisi nasıl olmalı?` konulu panel düzenledi.
Bursa Kent Konseyi (BKK) Sağlık Çalışma Grubu tarafından düzenlenen panele konuk olan Prof. Dr. M. Memet Özek ve Fizyoterapist Özcan Kalkan, spastik hastalığında rahatsızlığın hissedildiği an tedavinin başlaması gerektiğini, erken tedavinin de önemli olduğunu vurguladı.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Hüdavendigar Salonu`ndaki programa, vatandaşlar ilgi gösterdi. BKK Sağlık Çalışma Grubu Temsilcisi Dr. Can Başaran, yüzde 75`i doğum öncesi, yüzde 15`i doğum sırasında, geri kalanı ise doğum sonrasında ortaya çıkan serebral palsi hastalığı hakkında toplumu bilinçlendirmek istediklerini söyledi. Hastalığı tedavi edemediklerini, hastanın sıkıntılarına yardımcı olmaya çalıştıklarını belirten Başaran, programın 3 ana başlıkta yapıldığını ifade etti.
Bursa Kent Konseyi (BKK) Sağlık Çalışma Grubu tarafından düzenlenen panele konuk olan Prof. Dr. M. Memet Özek ve Fizyoterapist Özcan Kalkan, spastik hastalığında rahatsızlığın hissedildiği an tedavinin başlaması gerektiğini, erken tedavinin de önemli olduğunu vurguladı.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Hüdavendigar Salonu`ndaki programa, vatandaşlar ilgi gösterdi. BKK Sağlık Çalışma Grubu Temsilcisi Dr. Can Başaran, yüzde 75`i doğum öncesi, yüzde 15`i doğum sırasında, geri kalanı ise doğum sonrasında ortaya çıkan serebral palsi hastalığı hakkında toplumu bilinçlendirmek istediklerini söyledi. Hastalığı tedavi edemediklerini, hastanın sıkıntılarına yardımcı olmaya çalıştıklarını belirten Başaran, programın 3 ana başlıkta yapıldığını ifade etti.
"Tedaviye erken başlanmalı"
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü`nden Prof. Dr. M. Memet Özek, yıllardır bu konuda ekip olarak çalıştıklarını hatırlattı. Kas kıvamında belirli sertlik ve buna bağlı hareket bozukluğuna spastiste denildiğini açıklayan Prof. Dr. Özek, hamilelik, doğum sırasında ve yeni doğan döneminde bir sebepten beyinde oluşan hasarın düzelmediğini, kötüye de gitmediğini anlatarak, sadece hasarın ortaya çıkardığı sıkıntıyla uğraştıklarını aktardı.
Dr. Özbek, gebelik sırasında annedeki enfeksiyon, doğumda çocuğa kordon dolanması, doğum sonrası çocuğun havale geçirmesi, enfeksiyonu, kan şekerinin düşmesi gibi fark edilen veya fark edilmeyen durumların spastiste yol açtığını dile getirdi. Çocuğun boyu uzadıkça spastik kasların normal kaslar kadar uzayamadığını, zamanla da hareketlerin kısıtlandığını söyleyen Özek, "Yaş ilerledikçe eklemlerde çıkma olabilir. Kalça çıkığı birinci sıkıntıdır. Çocuk ergenlik çağına gelince de ağrılar baş gösterir. Ailelere de büyük bir yük binmiş olur. Birinci mesajımız, tedaviye erken başlanmalıdır. Çocuğun spastiste sergileyeceğini düşündüğümüz an tedaviye başlamalıyız. Gerekirse kuvözün içindeki 200 gramlık bebekte bile başlanmalı. Kalçalar çıkmış, herşey donunca buna yapacak bir şey yok. Biz de sihirbaz değiliz" diye konuştu.
"Çocuğa hareket etmeye ihtiyaç duyduruyoruz"
Fizyoterapist Özcan Kalkan ise, hamilelik ve doğum normal geçtiğinde çocuğun önce yüzüstü yatıp ön kollar üzerinde durduğunu, ardından sürünmeye ve sonrasında yürümeye başladığını aktaran Kalkan, 3 yaşında beyin gelişiminin, 16 yaşında ise vücut gelişiminin tamamlandığını söyledi.
Hamilelik, doğum ve doğum sonrasında bir sıkıntı olduğunda seyrin tamamen değiştiğini belirten Kalkan, görüntülü örnekler sunarak bir yaşında ayak bilekleri, kalça ve dizlerde spastistenin net görüldüğünü, 3 yaşında tablonun oturduğunu, ergenlik döneminde de yapısal sıkıntılar görüldüğünü belirtti.
Bu döneme kadar gerekli tedavi yapılmadığında iyileşebilecek çocukların 16-17 yaşından sonra tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu dile getiren Kalkan, "0-1 yaş arasındaki bu tür çocuklarda sadece fizyoterapi uyguluyoruz. Beynin gelişimini sağlamaya çalışıyoruz. 1-3 yaş arasında ek olarak botoks uygulamasından yararlanıyoruz. 3-16 yaş arasında çok sayıda spastik cerrahi uygulama ve ortopedik girişimler var. Kasılma olan kasa hareketi öğretebilirsek, bükme ve eğme hareketini beyin kendi emredebilirse tedaviyi yapmış oluruz. Bu da beynin şekil değiştirmesiyle oluyor. Bu noktada çocuğa hareket etmeye ihtiyaç duyduruyoruz. Böylece yapının bozulma ihtimali kalmıyor. Bir aylık olan çocuklarda yoğun rehabilitasyon uyguluyoruz. O zaman zekâlarında da belirgin gelişim oluyor" şeklinde konuştu. (Veysi Siyah - İLKHA)
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü`nden Prof. Dr. M. Memet Özek, yıllardır bu konuda ekip olarak çalıştıklarını hatırlattı. Kas kıvamında belirli sertlik ve buna bağlı hareket bozukluğuna spastiste denildiğini açıklayan Prof. Dr. Özek, hamilelik, doğum sırasında ve yeni doğan döneminde bir sebepten beyinde oluşan hasarın düzelmediğini, kötüye de gitmediğini anlatarak, sadece hasarın ortaya çıkardığı sıkıntıyla uğraştıklarını aktardı.
Dr. Özbek, gebelik sırasında annedeki enfeksiyon, doğumda çocuğa kordon dolanması, doğum sonrası çocuğun havale geçirmesi, enfeksiyonu, kan şekerinin düşmesi gibi fark edilen veya fark edilmeyen durumların spastiste yol açtığını dile getirdi. Çocuğun boyu uzadıkça spastik kasların normal kaslar kadar uzayamadığını, zamanla da hareketlerin kısıtlandığını söyleyen Özek, "Yaş ilerledikçe eklemlerde çıkma olabilir. Kalça çıkığı birinci sıkıntıdır. Çocuk ergenlik çağına gelince de ağrılar baş gösterir. Ailelere de büyük bir yük binmiş olur. Birinci mesajımız, tedaviye erken başlanmalıdır. Çocuğun spastiste sergileyeceğini düşündüğümüz an tedaviye başlamalıyız. Gerekirse kuvözün içindeki 200 gramlık bebekte bile başlanmalı. Kalçalar çıkmış, herşey donunca buna yapacak bir şey yok. Biz de sihirbaz değiliz" diye konuştu.
"Çocuğa hareket etmeye ihtiyaç duyduruyoruz"
Fizyoterapist Özcan Kalkan ise, hamilelik ve doğum normal geçtiğinde çocuğun önce yüzüstü yatıp ön kollar üzerinde durduğunu, ardından sürünmeye ve sonrasında yürümeye başladığını aktaran Kalkan, 3 yaşında beyin gelişiminin, 16 yaşında ise vücut gelişiminin tamamlandığını söyledi.
Hamilelik, doğum ve doğum sonrasında bir sıkıntı olduğunda seyrin tamamen değiştiğini belirten Kalkan, görüntülü örnekler sunarak bir yaşında ayak bilekleri, kalça ve dizlerde spastistenin net görüldüğünü, 3 yaşında tablonun oturduğunu, ergenlik döneminde de yapısal sıkıntılar görüldüğünü belirtti.
Bu döneme kadar gerekli tedavi yapılmadığında iyileşebilecek çocukların 16-17 yaşından sonra tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu dile getiren Kalkan, "0-1 yaş arasındaki bu tür çocuklarda sadece fizyoterapi uyguluyoruz. Beynin gelişimini sağlamaya çalışıyoruz. 1-3 yaş arasında ek olarak botoks uygulamasından yararlanıyoruz. 3-16 yaş arasında çok sayıda spastik cerrahi uygulama ve ortopedik girişimler var. Kasılma olan kasa hareketi öğretebilirsek, bükme ve eğme hareketini beyin kendi emredebilirse tedaviyi yapmış oluruz. Bu da beynin şekil değiştirmesiyle oluyor. Bu noktada çocuğa hareket etmeye ihtiyaç duyduruyoruz. Böylece yapının bozulma ihtimali kalmıyor. Bir aylık olan çocuklarda yoğun rehabilitasyon uyguluyoruz. O zaman zekâlarında da belirgin gelişim oluyor" şeklinde konuştu. (Veysi Siyah - İLKHA)