Kitapçılardan ortak tavsiye: Hazret-i Muhammed’in ümmeti olarak okumalıyız
Şanlıurfa’daki kitap fuarında buluşan kitapçılar, Kur'an-ı Kerim’in ilk emrinin “oku” olduğunu ve Hazret-i Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) de aynı şekilde “oku” emriyle görevlendirildiğini belirterek O’nun ümmeti olarak Müslümanların da okuması gerektiğine vurgu yaptı.
Şanlıurfa 7. Uluslararası Kitap Fuarı, kitap severlerin yoğun ilgisiyle devam ediyor. Fuar, çeşitli yayınevleri ve yazarları bir araya getirerek, katılımcılara geniş bir kitap yelpazesi sunuyor. Etkinlik hem yerel halk hem de ziyaretçiler için kitap dünyasını keşfetme fırsatı oluşturuyor.
Kitapçılar, fuarda yaptığı açıklamada, Kur'an-ı Kerim’in ilk emrinin "oku" olduğunu hatırlatarak, Peygamber Efendimiz'in de "oku" emriyle görevlendirildiğine değinerek tüm Müslümanların, Peygamberimizin ümmeti olarak okumaları gerektiğine vurgu yaptı.
Kitapçılar, doğru ve faydalı bilgiyi edinmek için sahih kaynaklardan okumaya önem verilmesi gerektiğini belirtti.
Okumanın önemine dikkat çeken kitapçılar, yalnızca faydalı bilgilerin okunması gerektiğini ve sahih kaynaklardan bilgi edinmenin gerekliliğini ifade etti. Piyasada pek çok dini kitap bulunduğunu belirten yetkililer, doğru ve güvenilir bilgilere ulaşmanın önemini yineledi.
“Okuyan milletlerin her zaman dünyaya faydası olur”
Nasrullah Bilgin
Sahih kaynaklardan doğru bilgiye ulaşılması gerektiğini dile getiren Nasrullah Bilgin, “Benim gördüğüm kadarıyla halkımız temel eserlere ve fiyatları uygun olan eserlere rağbet ediyor. Tabii bu da halkımızın alım gücüyle ilgili bir durum. Bazı kişiler halkımızın okumadığını söylüyorlar ama ben Şanlıurfa’da halkımızın yoğun ilgisini gördüm. Okuyan milletlerden her zaman dünyaya fayda olur. Bizlerin de millet olarak daha fazla okuması gerektiğine inanıyorum. Allah muvaffak eylesin. Bildiğiniz gibi, Kur’an-ı Kerim’in ilk emri ‘oku’. Peygamberimiz de ‘oku’ emriyle görevlendirildiğine göre, bizler de O’nun ümmeti olarak okumalıyız. Tabii, her şeyi değil, faydalı şeyleri okumamız lazım. Önümüze gelen şeyleri araştırmamız, sahih kaynaklardan bilgi edinmemiz gerekir. Piyasada çok fazla dini bilgi içeren kitaplar var. Bu yüzden sahih, gerçek, inanılır ve güvenilir bilgilere ulaşmamız gerekir.” dedi.
“İyi bir yere gelmek istiyorsak kesinlikle okumamız gerekiyor”
İbrahim Tutak
Bireysel ya da toplumsal açıdan iyi bir yere gelinmek isteniyorsa kesinlikle kitap okunması gerektiğini belirten İbrahim Tutak, “Fuara olan rağbet, önceki fuara göre bayağı iyi. Gayet verimli geçiyor. İslam, okumak üzerine kurulan bir dindir. İslam'dan önceki döneme cahiliye dönemi denir. Peygamber Efendimiz, cehalete karşı mücadele etti. Peygamber Efendimiz, Darül Erkam’da ilk 3 yıl İslam’ı tanıttı ve anlattı ve böylelikle çok büyük işler yapıldı. Bizler de bugün eğer bulunduğumuz konumdan çıkmak istiyorsak, bireysel ya da toplumsal açıdan iyi bir yere gelmek istiyorsak kesinlikle okumamız gerekiyor. Okumayla alakalı en önemli şey, ne okuyacağımızı bilmektir çünkü çoğu boş şey vardır, okuduğumuzda vakit kaybı olabilir. Onun için en önemlisi, okuma haritası belirlemektir. Hazırlayacağımız okuma haritasında, önce şahsiyet, itikat ve inanca önem verilmesi gerekir çünkü inançsız bir toplum mümkün değildir. Kişisel gelişimden tutun, işimizle alakalı her konuya dair kitaplar okumalıyız. Eğer bu kitapları okuyup bitirebilirsek, sadece bilgi sahibi olmak yetmez; bu bilgiyi derinleştirerek daha iyi olmalıyız.” ifadelerini kullandı.
“Hakiki imanı elde eden kişi kainata meydan okuyabilir”
Abdullah Çiçek
Gençlere iman etmelerinin, dünya ve ahiret işlerinin nasıl olması gerektiğini anlattıklarını söyleyen Abdullah Çiçek, “Son 3 yıldır fuara katılım sağlıyoruz. Geçtiğimiz yıllara bakıldığında, geçen seneye göre biraz eksiklikler olsa da yine de fuar yoğun ve şu anda durumdan memnunuz. Bizim burada bulunmamızın amacı, kitap satışı yapmak değil, gençlerimize dokunabilmek, onların imani konularda okumasını teşvik etmek, onlara vecizeler ezberlettikten sonra iman hakikatlerini anlatmak ve kitap hediye etmektir. Bununla birlikte, gençlerde kitap okuma oranı çok düşük görünüyor. Tabii ki okuyanlar da vardır. Bu yıl 3. senemiz. Artık bizi tanıyıp, özellikle bizi ziyaret etmeye gelen öğrencilerimiz var. Biz bu gençlere iman etmelerinin gerekliliğini, dünya ve ahiret işlerinin nasıl olması gerektiğini anlatıyoruz. Özellikle iman hakikatlerini ve Risale-i Nur’dan geçen bahisleri kısa kısa anlatmaya çalışıyoruz. Kitap okumayı ve kendimizi geliştirmeyi Risale-i Nur ile öğrendiğimiz için, ağırlıklı olarak Risale-i Nur tavsiyemiz vardır. Dünyanın fani olduğunu, ahiret hayatının ebedi olduğunu anlatmak için Risale-i Nur bize çok yardımcı olmuştur. İmanın kuvvetli olması gerektiğini, aksi takdirde hadisatın tazyikatından kurtulamayacağımızı anlatıyoruz. İman, hem nur hem kuvvet olduğundan, hakiki imanı elde eden kişi kainata meydan okuyabilir. Bu tür konuşmalarla gençlerimize bunları anlatıyoruz. Risale-i Nur’u okuyanların olaylara bakış açısı çok farklıdır. Risale-i Nur’u okuyan biri olaylara sadece dünyevi cihetiyle bakmaz. Üstad Bediüzzaman, olayları ‘ya bizzat güzel ya da netice itibariyle güzeldir’ şeklinde ifade etmiştir. Bundan dolayı bizler de Risale-i Nur’dan istifade ederek, imanımızı kuvvetlendirip hadisatın tazyikatından kurtulmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.