``Askerler Bize Düşman Gibi Davranıyorlar``
Van`ın Çaldıran İlçesi`nde İran Sınırı`nda silahlı saldırı sonucu bir kişinin yaşamını yitirdiği ve 2 kişinin de yaralandığı olaya ilişkin hazırlanan raporda, askerlerin bölge insanına düşman gibi davrandığı ve öldürme olaylarının kendisini hukukun üstünde gören militarist bir zihniyeti temsil ettiği vurgulandı
VAN - Hatırlanacağı üzere 31 Temmuz 2011 tarihinde Van`ın Çaldıran İlçesi`ne bağlı Soğuksu Köyü`nde İran Sınırı`na doğru giden 3 kişilik bir kaçak grubu askerlerin silahlı saldırısına uğramış ve yaşanan olayda Ercan Uca isimli vatandaş yaşamını yitirirken, iki kişi de yaralanmıştı.
Yaşanan olayın aydınlanması amacıyla bir araya gelen Van Barosu, Mazlum-Der Van Şubesi ve İnsan Hakları Derneği Van Şubesi oluşturduğu `insan hakları heyeti` görgü tanıkları ile görüşerek elde edilen bilgileri basın ile paylaştı.
Yayınlanan raporda; heyetin 3 Ağustos 2011 tarihinden olayın yaşandığı Van İli Çaldıran İlçesi Soğuksu Köyü`ne ve bizzat olayın yaşandığı yere giderek olayın görgü tanıklarını dinlediği belirtildi.
"Dört koldan hedef gözetilerek bize ateş açıldı"
Olaya ilişkin görgü tanıklarıyla yapılan görüşmede, olay yerinde yaralanan iki kişiden biri olan Necat Çiftçi; "31.07.2011 tarihinde, sabah saat 05.30 sularında, 3 at ile beraber sınırda mazot almak üzere köyden yola çıktık. Köy sınırları 700 metre kadar ilerledikten sonra bir anda dört koldan, yakın mesafeden bize doğru askerler tarafından ateş açıldı. Alakaya Piyade Hudut Bölüğü/Uzunyol Takımı Komutanı Yüzbaşı`nın askerlerine seslenerek: "Vurun oğlum... Vurun!" dedikten sonra yine aynı bölükte görevli Uzman Çavuş Hüseyin İnce başta olmak üzere bütün askerler bize doğru ateş etmeye başladı. Özellikle Uzman Çavuş Hüseyin İnve`nin bize isabet edecek şekilde ateş ettiğini gözümle gördüm.
Ayrıca, bizlere isabet eden kurşunlar, eski karakol mıntıkası dediğimiz ve vurulduğumuz yeri çok net gören 50 metrelik yükseklikten sıkılmıştır. Ayağımdan yaralandıktan sonra, atıma binerek köye doğru hızla kaçmaya başladım. Kısa bir süre sonra olay yerine geri döndüm. Her iki arkadaşımın yerde yattığını gördüm. Yerde yatanlardan Ercan Uca`nın öldüğünü, İbrahim Ecevit`in de benim gibi yaralı olduğunu öğrenmiş oldum. Yinelemek istiyorum: Dört koldan hedef gözetilerek bize ateş açıldı. Önemli bulduğum ve size aktarmak istediğim başka bir şey de şu: Yaklaşık 3 ay önce söz konusu şahıs Hüseyin Uzman, Halime ve İbrahim Yaman`ın atlarını köyde evlerinin tam önünde öldürüyor. Hatta bu olayla ilgili Çaldıran Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen dosyanın numarası 2011/268`dır. Bu dosya hakkında öğrendiğim kadarıyla takipsizlik kararı verilmiştir. Bence bu komutanların hayatımızı sonlandırmaya dönük bir tutumları var. Bunu destekleyecek bir yığın olay ve diyalog var`` açıklamasında bulundu.
Heyetin Yaptığı Gözlem ve Tespitler
Heyetin, olaya ilişkin gözlem ve tespitlerinde; "Bu tür olayların artık münferit olmaktan çıkıp, sistematik bir hal almış olması, halkın devlete karşı duyduğu adalet duygusunu ortadan kaldırdığı gözlemlenmiştir. Gerek yaşamını yitiren Ercan Uca`nın yakınlarının, gerekse köy ahalisinden heyetle iletişime geçen insanların düşüncesi devletin kendilerine zülüm yaptığı şeklindedir. İnsanların düşünceleri çoğunlukla "askerler bize düşmanmışız gibi davranıyorlar. Bizi düşman olarak algılıyorlar. Hal bu ki biz yaşamak için kaçakçılık yapmak zorunda olan insanlarız" şeklinde olmuştur.
Halkta büyük bir korku ve endişe de gözlemlemiştir. Bundan önceki ölüm ve yaralanma olayları nedeniyle yürütülen soruşturmaların sürekli olarak ya takipsizlik ya da beraatla sonuçlanması nedeniyle bölge halkında yargı ve adaletin sorumluları cezalandırmayacağına dair bir inanç olduğu gözlemlenmiştir. Bu tür üzücü olaylarda yargılama aşamasının başından itibaren hukuka aykırı işlemler yapıldığı açıkça görülmüştür. Somut dosyamızda da adli savcılık soruşturmada iki gün içinde görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı askeri yargıya göndermiştir. Bizce suç açıkça adli yargının görevine girmektedir. Çünkü işlenen suç askerler tarafından işlenmiş olsa da işlenen suç askeri suç değildir.
Heyetimizin somut olayda dikkatini çeken en önemli detay; kaçakçılık yaptıkları iddia edilen vatandaşlarımızın öldürülmelerinin gerekip gerekmediği hususudur. Bizce insanların kaçakçılık yapmaları yargılama yapılmaksızın öldürülmelerini gerektirmez. Somut olayda şahıslar kolaylıkla yakalanabilirdi. Bizce somut olayda kaçakçılık yapan kişiler bir bölük tarafından değil, iki asker tarafından bile kolaylıkla yakalanabilinir, adliyeye teslim edilebilinirdi. Ancak ne yazık ki, kolluk, vatandaşları canlı değil, cansız olarak yakalamayı daha uygun görmüştür." denildi.
``Öldürme olayı kendisini hukukun üstünde gören militarist bir zihniyeti temsilidir``
Uca`nın istenseydi sağ yakalanacağı ifade edilen raporda, olayda ihmal ve ağır bir kusurun ötesinde doğrudan insan öldürme kastı ile ateş edildiği dile getirilerek, öldürme olayının kendisini hukukun üstünde gören militarist bir zihniyeti temsil ettiği belirtildi.
Raporda son olarak sorumluların açığa çıkartılması ve hak ettikleri şekilde cezalandırılması istendi.
Fikret Özkan, Saim Yüksek - İLKHA