Kayıp Cihazlar Diyarbakırda mı?
Hür Dava Partisi tarafından Diyarbakırda düzenlenen bilgilendirme seminerini polislerin hukuksuz bir şekilde dinlemeye çalışmasının yankıları devam ediyor. Seminerin verildiği yerin önüne park edilen bir araçtan şüphelenen parti üyelerinin dikkati sonucu dinleme skandalı ortaya çıktı. Aracın kapısını açan HÜDA PAR üyeleri, aracın içinde alkol aldığı görülen atletli bir şahsın cihazlar başında dinleme yaptığını gördü. Araç içinde panikleyen şahıs, cihazların üstünü kapatarak görüntü alınmasına engel olmaya çalıştı. Bütün ısrarlara rağmen polis olduklarını iddia eden şahıslar, polis kimliklerini göstermediler. Olay yerine çağrılan resmi polis ise başka bir skandala imza atı.
Şükrü Gündüz / Doğruhaber
POLİS DİNLEMEYİ ÖRTBAS ETMEK İSTİYOR
POLİS DİNLEMEYİ ÖRTBAS ETMEK İSTİYOR
Olay yerine gelen resmi polislerin amiri “Bırakın bunlar polis arkadaşlarımızdır, aracın gitmesine izin verin, tüm sorumluluk bize aittir” diyerek dinleme yapan şahısların gitmesini sağladı. Dinleme yapmaya çalışan kişilerin gitmesinden sonra aynı polis amirinin “Ben aracı görmedim, içindekileri tanımıyorum, neden gitmesine izin verdiniz?” diyerek adeta dinleme olayını örtbas etmeye çalışması dikkat çekti.
KAYBOLAN DİNLEME CİHAZLARINI KİM KULLANIYOR?
Dinleme olayının polis tarafından örtbas edilmeye çalışılması, daha önce basında yer alan Emniyet İstihbaratın milyon dolarlık kayıp cihazlarını akıllara getirdi. Emniyet İstihbaratının başında olan Ömer Altıparmak’ın İçişleri Bakanı Muammer Güler tarafından görevden alınmasından sonra milyon dolarlık dinleme cihazlarının kaybolduğu ortaya çıkmıştı. İçişleri Bakanlığı Müfettişlerinin yaptığı araştırmadan sonra bu cihazların imha edildiği ile ilgili tutanak ortaya çıkmıştı. Kaybolduğu iddia edilen dinleme cihazlarının özellikle “teknik dinleme ve takip çalışmaları”nda kullanıldığı iddiaları, olayı daha da boyutlandırdı. Şimdi ise Emniyet İstihbaratında kaybolan bu cihazların kimin eline geçtiği ve nerelerde kullanıldığı merak ediliyor. Diyarbakır’da yaşanan bu olay ise “Bu cihazlar Diyarbakır’da mı kullanılıyor?” şeklinde soruları akla getirdi.
DİNLEMENİN KİMLER TARAFINDAN YAPILDIĞI ORTAYA ÇIKARILMALIDIR
Bir siyasi partinin bu şekilde dinlenmeye çalışılmasının kabul edilemeyeceğini belirten Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, bu dinlemeyi yapan kişilerin soruşturma makamlarınca bir an önce ortaya çıkarılması gerektiğini belirtti. Elçi, “Bununla ilgili adli makamların gerekli soruşturmayı hızlı ve etkili bir şekilde yaparak hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bu dinlemenin kim tarafından yapıldığını ortaya çıkarmaları gerekiyor. Bir siyasi partinin dinlenmesi suçtur. Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilen siyasi bir partinin böyle gelişi güzel dinlenmesi kabul edilemez” diye konuştu.
28 ŞUBAT EN ÇİRKİN ŞEKLİYLE DEVAM EDİYOR
Skandal dinleme olayı ile ilgili gazetemizin sorularını cevaplandıran HÜDA PAR’ın Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bahattin Temel, “Biz bu kirli odakların üzerine hiç çekinmeden gideceğiz. Bu son olayla ilgili de suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Bu sefer karanlık yapıların suçüstü yakalandığını ve deşifre olduklarını ifade eden HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Bahattin Temel, “Biz camia olarak yıllardır bu yapıların her türlü saldırı ve tacizlerine hep maruz kaldık. Bu konuda çok bedeller ödedik. Biz parti olarak defalarca çağrıda bulunduk ve Ergenekon’un Fırat’ın bu tarafındaki yapılarına da müdahale edilsin dedik. Maalesef bu feryadımıza kulak asan olmadı. Hususen İslami camia ve partimize yönelik 28 Şubat tüm varlığıyla sürdü ve halen en çirkin şekliyle de devam etmektedir” diye konuştu. İşte HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Bahattin Temel’in sorularımıza vermiş olduğu cevaplar!
KARANLIK YAPILAR SUÇÜSTÜ YAKALANDI
Diyarbakır’da HÜDA PAR tarafından düzenlenen bilgilendirme seminerinde polis olduklarını iddia eden bazı kişiler bir araç içinde ortam dinlemesi yaparken parti üyelerinin fark etmesiyle deşifre oldular. Bu görüntüler basında yer aldı. Polis içinde bazı yapıların HÜDA PAR’a yönelik bu hukuksuz dinleme ve provokasyon girişimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle doğru habercilik adına bu tür kirli ilişkilerin deşifre olmasında cesurca olayların üzerine giden gazetenizi şahsınızda tebrik ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.
Basına yansıyan haberler tamamen doğrudur. Bu sefer karanlık yapılar suçüstü yakalanmış ve yaptıkları kirli faaliyetler deşifre olmuştur. Biz camia olarak yıllardır bu yapıların her türlü saldırı ve tacizlerine hep maruz kaldık. Bu konuda çok bedeller ödedik. Masum insanlar katledildi. Kimisi de düzmece senaryolar ve haklarında hazırlanan dosyalarla yıllarca zindanlara mahkûm edildi. Halen bu konuda mağdur çok kardeşlerimiz mevcuttur.
BİZ YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ
Ama tüm baskı ve tacizlere rağmen biz kararlılıkla hak ve doğru bildiğimiz yolumuza devam ediyoruz. Neticede bu tür baskılar, sadece bize değil inşallah bunu herhangi bir kanun tanımadan yapanlara da zarar verecektir. Zulmün âbâd olmadığına tarih şahittir. Yıllardır bizi tarassut eden gözetleyen bu karanlık güçler, bizim insani ve İslami hizmetlerin dışında bir şey yapmadığımıza şahittirler. Onlar çok iyi biliyorlar ki biz sadece hakkın rızası dâhilinde mazlum ve mahrumlara yardımcı olmaya çalışıyor ve onların yanında duruyoruz. Buna rağmen bunların bize reva görülmesi tamamen karanlık odaklara hizmettir.
DİNLEME CİHAZLARINI KULLANANLAR KAYIP OLDUĞUNU SÖYLÜYORLAR!
Emniyet İstihbarat dairesinde milyon dolarlık bazı dinleme cihazlarının kaybolduğu ortaya çıkmıştı. Sonra da bu cihazların imha edildiği şeklinde açıklamalar yapılmıştı. Ancak bu açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi. Bu dinleme cihazlarını polis içinde yer alan bazı kirli odakların kullandığı iddia ediliyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bize yapılanlar bu iddianın en somut göstergesidir. Biz parti olarak defalarca çağrıda bulunduk ve Ergenekon’un Fırat’ın bu tarafındaki yapılarına da müdahale edilsin, dedik. Maalesef bu feryadımıza kulak asan olmadı. Bilinen karanlık odakların zulümlerini iliklerine kadar yaşamış bölgemizin zemherisi tüm şiddetiyle devam etti. Hususen İslami camia ve partimize yönelik 28 Şubat tüm varlığıyla sürdü ve halen en çirkin şekliyle de devam etmektedir. Şu son örnek de bu baptandır. Hülâsa kayıp denilen cihazların adresi aslına bellidir. Cihazları gayri meşru biçimde kullananlar, onların kayıp olduğunu beyan ediyorlar.
HUZURLU TOPLUM İÇİN HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YERİNE GETİRSİN
Valilik ve Emniyet tarafından bu konu ile ilgili bir açıklama yapılmadı. HÜDA PAR, bu hukuksuzluklara karşı bir dava açacak mı? Nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Biz bu kirli odakların üzerine hiç çekinmeden gideceğiz. Bu son olayla ilgili de suç duyurusunda bulunacağız. Peşini bırakmayacağız. Bunlara karşı sesiz kalan sorumlu merciler de suç işlemiş olacaklardır. Temiz ve huzurlu bir toplum için herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Biz, herkesin insani ve İslami haklarını serbestçe yaşayabileceği temiz bir toplumun inşası için tüm gayretimizle inşallah çalışacağız. Güzel günlerin pek yakın olduğunu müjdelemek istiyorum.
SORUMLULAR ORTAYA ÇIKARILMALIDIR
Bir siyasi partinin bu şekilde dinlenmeye çalışılmasının kabul edilemeyeceğini belirten Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, bu dinlemeyi yapan kişilerin soruşturma makamlarınca bir an önce ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Bu tür yasadışı dinlemeler öteden beri Türkiye’de bir sorundur. Çeşitli kamu kurumlarında görev yapanlar yasal hükümleri ihlal ederek bu tür yasadışı dinlemeler yapıyorlar. Bu yasadışı dinlemelerle özel yaşam ve iletişim hakkının ihlal edildiği biliniyor ve bu kamuoyuna da yansıyor. Ne yazık ki Diyarbakır’da da öteden beri hukuksuz bir şeklide bu tür dinlemeler yapılıyor. Bir siyasi partinin hukuka aykırı bir şekilde dinlenmeye çalışılması doğru değildir. Bununla ilgili adli makamların gerekli soruşturmayı hızlı ve etkili bir şekilde yaparak hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bu dinlemenin kim tarafından yapıldığını ortaya çıkarmaları gerekiyor. Bir siyasi partinin dinlenmesi suçtur. Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilen siyasi bir partinin böyle gelişi güzel dinlenmesi kabul edilemez.”
Bir siyasi partinin bu şekilde dinlenmeye çalışılmasının kabul edilemeyeceğini belirten Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, bu dinlemeyi yapan kişilerin soruşturma makamlarınca bir an önce ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Bu tür yasadışı dinlemeler öteden beri Türkiye’de bir sorundur. Çeşitli kamu kurumlarında görev yapanlar yasal hükümleri ihlal ederek bu tür yasadışı dinlemeler yapıyorlar. Bu yasadışı dinlemelerle özel yaşam ve iletişim hakkının ihlal edildiği biliniyor ve bu kamuoyuna da yansıyor. Ne yazık ki Diyarbakır’da da öteden beri hukuksuz bir şeklide bu tür dinlemeler yapılıyor. Bir siyasi partinin hukuka aykırı bir şekilde dinlenmeye çalışılması doğru değildir. Bununla ilgili adli makamların gerekli soruşturmayı hızlı ve etkili bir şekilde yaparak hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bu dinlemenin kim tarafından yapıldığını ortaya çıkarmaları gerekiyor. Bir siyasi partinin dinlenmesi suçtur. Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilen siyasi bir partinin böyle gelişi güzel dinlenmesi kabul edilemez.”
KAYBOLAN CİHAZLARLA MI BU DİNLEMELER YAPILIYOR?
Emniyet İstihbaratındaki kaybolan dinleme cihazlarının polis içinde yer alan ve karanlık amaçları olan kişilerce kullanılabileceğinin altını çizen Elçi, “Polis içindeki bazı grupların ve suç örgülerinin Emniyet İstihbaratında kaybolan ve dinleme için kullanılan bazı teknik malzemelerin karanlık amaçları olan kişilerce yasadışı dinlemeler için bunu yapmaları mümkündür. Bu nedenle soruşturma makamlarının sorumluluğu daha bir önem arz ediyor. Soruşturma makamları bu dinleme olayını bir an önce aydınlatmalıdır” diye konuştu.