• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
HAKSİAD'da görev değişimi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hak Sanayici ve İşadamları Derneği (HAKSİAD) koordinasyonunda 2018 yılından bu yana her yıl düzenlenen Türkiye ve dünyanın farklı bölgelerinden sanayici, girişimci, işadamları ve yatırımcıların katılımıyla “2024 HAKSİAD 5. İşadamları Buluşması” yapıldı.

Programda selamlama konuşması yapan HAKSİAD Genel Başkanı Fikri Karavil, genel başkanlık görevinde değişikliğin yapıldığını, HAKSİAD Genel Başkanı olarak Vedat Turgut'un devam edeceğini belirtti.

Yaptığı selamlama ve veda konuşmasının ardından yeni HAKSİAD Genel Başkanı Vedat Turgut'u selamlama konuşması için kürsüye davet etti.

Turgut, "Hakkı esas alan; ticaret ahlakını yerleştirmek ve yaymak gerektiğine inanan iş adamlarının bir araya gelerek kurduğu dernek olan Hak Sanayi İş Adamları Derneği yani HAKSİAD'ın gayesi, adından da anlaşılacağı gibi, ahlaklı ve hakkaniyetli bir ticaret modeli oluşturmaktır." dedi.

Konuşmasına örnek ticaret ile ilgili devam eden Turgut, "Adil ve dürüst bir ticaret yapmak ve profesyonel bir yönetim modeliyle bilimden faydalanarak topluma ticari alanda en karlı sonuçları elde etmektir. Bu sayede Resulullah (s.a.v) ve arkadaşlarının ticaret ahlakı ve modelinin yeniden canlandırılmasını sağlamaktır. Bu ticaret yöntemi yalnızca maddi kazanç sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda dünyanın ihtiyacı olan âdil bir paylaşıma önemli katkı sağlayacaktır. Ticarette elde edilen kazanç, topluma fayda sunacak projelere aktarılacak; böylece ticaretin sosyal boyutunu ihya etmek de mümkün olacaktır. Böylelikle Allah-u Teâlâ'nın ticaretle ilgili koyduğu yasaklardan uzak kalmaya ve O’nun rızasını kazanmaya vesile olacak ve Resulullah (sav), 'Eğer insanlar dürüst ticaret yapmanın faziletini bilselerdi, mescitlerde nafile ibadet yapmayı bırakır, pazarlarda ticaret yaparlardı.' hadisine mazhar olacaklardır." ifadelerine yer verdi.

Türkiye ekonomisi ve çözüm arayışları

Türkiye ekonomisi ve çözüm arayışları ile ilgili de konuşan Turgut, şunları aktardı:

"Türkiye, bugüne kadar ekonomik sorunlarını çözmede hep sonuç odaklı bir yaklaşımla yaklaşmış, enflasyon ve faizi düşürmeye çalışarak, çözüm aramaya çalışmıştır. Bu girişimler kısa vadede iyi sonuç alınmış gibi göründüğü için yöneticileri kalıcı bir çözüm getireceği yanılgısına vardırmıştır. Oysa kalıcı çözüm, temel problemlerin köklerine inmek ve etkili adımlar atmaktan geçmektedir. Türkiye’nin kesin çözüm elde edebilmek için sonuçtan değil, nedenden yola çıkarak riskleri kaldıracak ya da azaltacak adımları atması gerekiyor. Bunun da yolu komşularla sorunları çözmeye çabalamak, uluslararası diyalogları artırmak, ekonomik, sosyal, eğitim ve sorumluluk projelerine önem verip geliştirmektir. Bu adımlar atılabilirse, Türkiye’nin risk durumu ciddi biçimde düşecektir. Risk primi azalırsa, TL’nin yabancı paralar karşısında hızlı değer kaybı önlenebilir ve enflasyon denetim altına alınabilir. Böylece yalnızca kısa vadeli değil, uzun vadeli bir ekonomik istikrar sağlanacaktır."

"Dünya servetinin yüzde 82’si en zengin yüzde birin eline geçmiştir"

Faiz sistemi ve etkileri hakkında da bilgi veren Turgut, "Günümüzde faize dayalı uygulamalar; sermaye lehine, emek aleyhine aşırı ve yıkıcı sonuçlar ortaya çıkarmış, gelir dağılımında dengesizliklere neden olmuştur. Bu dengesizlik, toplumun huzurunu ve refahını tehdit eder hale gelmiştir. Faiz mekanizması yoluyla, sermaye sahipleri emek sarf etmeden ve rizikoya katılmadan hasıladan pay almış; ticari alanda adil kazanç ilkesini ortadan kaldırmıştır. Diğer taraftan yasal düzenlemelerle faiz güvence altına alınmış, bu sistemin yol açtığı adaletsizlikleri gidermek amacıyla hukuka ve yargıya başvurma yolları kapanmıştır. Bu gelişmelerin sonucunda sermaye tekelleri oluşmuş, dünya sermaye tarafından yönetilir hale gelmiştir. Dünya Ekonomik Forumu raporu Davos’ta da ortaya konduğu gibi, Dünya servetinin yüzde 82’si en zengin yüzde 1’in eline geçmiştir. Bu rapor, Dünyanın servet dağılımındaki büyük dengesizliği gözler önüne sermektedir. Mart 2016 ile Mart 2017 arasında her iki günde bir yeni bir milyarder ortaya çıkmış, zenginle fakir arasındaki uçurum giderek derinleşmiştir. Bu durum ve gelişmeler, kapitalizmin yol açtığı tekelleşme sorununu ortaya çıkarmış, ekonomik, siyasal ve sosyal krizleri tetiklemiştir. Bu yüzden, dünyada yeniden faizsiz sistem arayışları hız kazanmaktadır." diye konuştu.

Gelecek nesillerin hayatını ipotek altına almak olan borçlanmaya son verilmesi gerektiğinin altını çizen Turgut, "Gelirlerin beklentilerin altında kalması durumunda öncelikle giderler kısılmalı, zaruret halinde vatandaşlara ek bir yük getirecekse, bu düzenleme ancak kanun ile yapılmalıdır." dedi.  

"Filistin sadece bir bölgenin sorunu değil, insanlık vicdanının bir imtihanıdır"

Filistin meselesine de değinen Turgut, "Faize dayalı sömürü düzeni dünya çapında sorunlara yol açarken, bu zulüm sisteminin en çarpıcı örneği Filistin olmuştur. Filistin, direnişin ve zulme başkaldırının sembolü haline gelmiştir. Bugün Filistin sadece bir bölgenin sorunu değil, insanlık vicdanının bir imtihanıdır. siyonist ve emperyalist yapıların haksız ve acımasız güç mücadelesi, masum halkları hedef alarak yalnızca bölgedeki değil, tüm dünyadaki huzuru tehdit eder hale gelmiştir. Bu acımasız düzen yalnızca Filistin’le sınırlı kalmamış, dünya çapında milyonları etkilemiştir. Böyle bir zülüm çarkını yıkmak ve adaleti tesis etmek için Müslümanların birlik olarak hareket edip daha güçlü bir ses çıkarması gerekmektedir." ifadelerine yer verdi.

"Ticaret, zanaat ve ziraatçılıktır"

Ticarette ahlak ve güçlenmeye Üstad Bediüzzaman'dan örnek veren Turgut, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi, tabii rızkın kapısı üçtür. Ticaret, zanaat ve ziraatçılıktır. İnsanların rızkını temin etmek için en faydalı ve hakkaniyetli yol ticaret yapmaktır. Bugün ticarette elde edilen güç sayesinde, teknoloji, bilim ve eğitim alanında da gelişmek mümkündür. O halde biz de ticarete önem vererek, yeni fırsatları araştırıp değerlendirerek bu alandaki boşluğu doldurmalıyız. Başarılı olmak için önce kendinize inanmalı ve birlik ruhu içinde hareket etmeliyiz. Kendimizden yatırım yapalım; ailemizden başlayarak, etkileşimde olduğunuz herkesi eğiterek ve geliştirmeye çalışarak, bilgi ve deneyimlerimizi artıralım. Artan bilgi ve özgüvenle, iş birliği ve ortaklıklar oluşturarak yeni hedeflere ulaşalım. Kabuklarını kıranlar büyür, gelişir. Bugün artık iş dünyasında yeni ufuklara yönelmek bir zorunluluktur. Bu yılki sloganımız olan 'Güçlü bağlar, büyük başarılar' şiarıyla güçlerimizi birleştirip yeni vizyonumuzla yola devam edelim."

"HAKSİAD olarak, ahlak ve adaletle şekillenen bir ticaret düzeninin önünü açmak için çalışıyoruz"

Son olarak Turgut, "HAKSİAD olarak, ahlak ve adaletle şekillenen bir ticaret düzeninin önünü açmak için çalışıyoruz. Doğru projeler üretmek ve yatırım ortaklıkları geliştirmek için, iş geliştirme birimi olarak gayretlerimizi sürdürüyoruz. Allah (cc), yaptığımız ticaretimizi bir kulluk vazifesi ve ibadet olarak yapmayı bizlere nasip etsin. Tüm ekiplerimizle, yurtiçinde ve yurtdışında araştırmalar yaparak yeni projeler geliştiriyoruz. Bu projeleri her açıdan en iyi şekilde planlayıp başarılı ve verimli sonuçlar almayı amaçlıyoruz. Ticaret, yalnızca kazanç için değil, İslam dünyasına etkili bir destek sağlamak için önemli bir mücadele alanıdır. HAKSİAD üyeleri olarak birlik içinde hareket etmek, şüpheli şeylerden kaçınmak ve istişare ile daha güçlü olmak elzemdir. Son olarak, bu yılki sloganımız olan 'Güçlü bağlar, büyük başarılar getirir' diyerek, hepinizi yüce Allah’ın selamıyla selamlıyorum." dedi.  

Yapılan konuşmaların ardından program HAKSİAD ile ilgili sinevizyon gösterimi ve Doç. Dr. Gökhan Kırbaç'ın konuşmasıyla devam etti. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir