• DOLAR 34.501
  • EURO 36.422
  • ALTIN 2876.577
  • ...
Cevdet Yılmaz: Gelecek yıl sonu yüzde 20'nin altında bir enflasyonu hedefliyoruz
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

AA-    Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde yapılan görüşmelerde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtladı.

Yılmaz, bütçenin Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin yaralarını sarmaya yönelik "yeniden imar bütçesi" de olduğunu bildirerek, "Üç başlık altında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Konutların inşası, kalıcı konutların ve iş yerlerinin; altyapının tamiri; ekonomik ve sosyal hayatın canlandırılması. Bu üç başlık altında ihya, imar çalışmalarımız sürüyor. Bütçe tahakkuk esaslı bir dokümandır. Tahakkuk eden harcamalar bütçede gösterilir. Ama onların nakdi gerçekleşmeleri zaman içinde gerçekleşebilir. Tahakkuk bazlı baktığınız zaman 2,6 trilyon lira tahakkuk etmiş olacak bu yıl sonu itibarıyla." ifadelerini kullandı.

Orta Vadeli Program (OVP) ile 12. Kalkınma Planı arasında tutarsızlık bulunduğuna yönelik eleştiriye Yılmaz, planlarda önemli olanın politika çerçevesi olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Plan yaptığınız zaman varsayımlarla yaparsınız. O günkü varsayımlarınızla dünyadaki, bölgedeki durumu dikkate alarak bir ekonominin dünyada, bölgede gelişimine bakarak varsayımlarla bir perspektif çizersiniz. Planlardaki rakamlardan daha önemli olan planların çizdiği politika çerçevesi, genel olarak çizdiği istikamettir. Bunu esas almak lazım. Bunu esas aldığınız zaman OVP ile plan arasında bir politika tutarsızlığı görmüyorum. Rakamsal farklılıklar olabilir. OVP çünkü her yıl yenilenen bir doküman ve o yıl içinde gerçekleşen gelişmeleri rakamlara yansıtma imkanınız var. Dolayısıyla doğal olarak bir farklılık çıkabiliyor rakamsal olarak ama politika çerçevemiz farklı değil. Planımızın odağında da OVP'nin odağında da yeşil ve dijital dönüşüm, istikrar, ekonomiyi büyütmek var."

Yılmaz, orta ve uzun vadede enflasyonla mücadele ile büyüme arasında bir çelişki görmediklerini dile getirerek, enflasyonun düşürülmesinin kalıcı refah artışı ve sosyal dengeler açısından da önemli olduğunu kaydetti.

"Bölgesel eşitsizlikler kesinlikle bu son 20 yılda artmadı, azaldı" diyen Yılmaz, Doğu-Güneydoğu bölgesinde altyapıya çok büyük yatırımlar yaptıklarını, güvenlik ve huzur ortamını geliştirdiklerini söyledi.

Yılmaz, dünyanın hiçbir ülkesi ve bölgesinin komşularla ticaret yapmadan, ekonomik ilişkiler kurmadan gelişemeyeceğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla bu çerçevede de iki projenin altını çizmek isterim. Bir tanesi Kalkınma Yolu Projesi. Irak'ı boydan boya geçen hem Türkiye için uluslararası alanda yeni bir perspektif açan hem de Doğu-Güneydoğu için hakikaten çok kıymetli olan bir yol olduğunu ifade etmek isterim. Diğeri de Zengezur Koridoru. O da Kafkaslar'la, Türk Cumhuriyetleri ile Doğu Anadolu'nun irtibatı anlamında, Türkiye'nin irtibatı anlamında çok çok kıymetli. Bütün bunlarla birlikte, bölgemizdeki siyasi istikrarla birlikte tabii ki Doğu-Güneydoğu'nun Türkiye ortalamalarının üstünde büyüyeceğine inanıyorum. Çünkü uzun zamandır kullanılmamış bir potansiyel var. Bu potansiyel huzur ve güven ortamında çok daha hızlı bir şekilde harekete geçecektir."

Enflasyonla mücadeleye değinen Yılmaz, bu programın ve bütçenin en önemli hedeflerinden birinin enflasyonu düşürmek olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Son 4 ayda 26 puandan fazla enflasyon oranında bir düşüş oldu. Bunun da önümüzdeki süreçlerde devam etmesini bekliyoruz ve gelecek yıl sonu itibarıyla yüzde 20'nin altında bir enflasyonu hedefliyoruz. 2026'da ise tek haneli bir rakamı hedefliyoruz. Hizmetlerde bir katılık var burada. Mallarda yüzde 40'lara yakın bir seviyeye geldi aslında. Temel mallarda yüzde 30'un altına düşen bir enflasyon söz konusu ama özellikle hizmet sektörlerinde bir katılık var. Bu katılık da zaman içinde kırılacak ve daha güçlü bir şekilde vatandaşımız bunu hissedecek. Temel mallarda, bazı mallarda bunu hissetmeye başladı vatandaşımız ama daha geniş anlamda da önümüzdeki aylarda bunu daha iyi hissedecek diye ifade etmek isterim."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bütçe açıklarını düşürdüklerini söyleyerek, "Bu sene 4,9 olan bütçe açığımızı gelecek yıl 3,1'e düşürüyoruz. Harcamalarımız bir miktar geçen yıl öngördüğümüzün üstünde ama malum deflatörümüz de öngörülenden daha yüksek oldu. Milli gelirimiz de daha fazla arttı. Dolayısıyla oransal olarak baktığımızda biz geçen yıl kamu harcamalarının milli gelire oranı yüzde 26,9 olacak demişiz. Şu anda tahmin ettiğimiz gerçekleşme oranı 25,4. 1,5 puan civarında geçen yılda öngördüğümüzün altında bir kamu harcaması yapmışız. Gelecek yıl bu oranı 23,9'a düşürmeyi hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

Gelir vergisi yükünü azalttıklarını vurgulayan Yılmaz, vergilerde yapılan indirimlere ilişkin bilgi verdi.

Yılmaz, Avrupa Birliği (AB) tanımlı genel yönetim borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya oranının 2002'de yüzde 71,5'ten 2024'ün ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 26,1'e gerilediğini vurgulayarak, "Bu tarihi düşük seviyelerden biri. 2001'den bu yana en düşük seviye. 'Çok borçlandınız, memleketi borca batırdınız' diyecek bir hal var mı yok mu siz takdir edin. Bu kapsamda ülkemiz hem AB ülkeleriyle hem de gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında genel yönetim borç stoku açısından en az borçlu ülkeler arasındadır." değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, deprem harcamalarının azalmasıyla faiz harcamalarının hem bütçe içinde hem milli gelir içindeki payının yeniden düşme eğilimine gireceğini anlattı.

Gelir dağılımında bir bozulma olduğunu söyleyen Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

"Dünyaya da baktığınızda gelir dağılımının bozulduğu bir süreçten geçiyoruz. Servet dağılımının ve gelir dağılımının. Pandemi sürecinde özellikle ilk defa Birleşmiş Milletler'in (BM) sürdürülebilir kalkınma hedefleri var. İlk defa BM tarihinde bu rakamlar geriye gitti. Bırakın iyileşmeyi bütün dünyada sosyal göstergelerde bir geriye gidiş yaşandı. Bunu aşmaya da kararlıyız."

Yılmaz, mutlak yoksulluğu büyük oranda Türkiye'nin aştığını vurgulayarak, "Göreli yoksullukla artık uğraşan bir ülke haline geldi ki gelişmiş ülkeler genelde böyledirler. Artık mutlak yoksulluk rakamları istatistik olarak anlamını kaybeder çünkü bir yerden sonra. Ama göreli yoksulluk tabi ki her zaman uğraşmamız, tartışmamız gereken bir konudur. Bu konuda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz." diye konuştu.

2012-2023 arasında AB ülkelerinde gençlerin istihdama katılım oranının 1,6 puan artarken Türkiye'de bu oranın 7,4 puan arttığını kaydeden Yılmaz, "Bizde 45,6 iken AB ülkelerinde 41.8 olmuş. Genç istihdamını ve kadın istihdamını özellikle destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz." dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir