İsraile Boykot
Bütün bu özellikleri ile israil ; şimdi necis ellerini mümin mustazaflara uzatmış, kutsal toprakları işgal etmiştir. Müslümanlar üzerindeki baskı ve zulüm sadece israil-Filistin ve sadece medyanın bize yansıttıkları ile sınırlı değildir.
Allah’ın Rahmeti, bereketi ve hidayeti Müslümanların bilhassa dergi okuyucularının üzerine olsun.israile boykot isimli şu yazımı kaleme almaya beni en çok yönelten şey başta kendi çevrem olmak üzere Müslüman halktan bu konuda yeterli duyarlılık göremeyişimdir.
Evet ne zamanki medya bir nebze olsun insafa gelip,İslam ülkelerinde veya dünyanın herhangi bir yerinde vahşi zulum ve işkencelere maruz bırakılan binlerce mazlum Muslümandan sadece bir kısmını lutfedip gündemimize taşıdığı vakit ağlayıp sızlanarak dilimizden dökülen en içten beddualarımızla kafirin lanetli suratına tükürüyoruz.Peki ya sonra…
israil! lanet sıfatının elyak mevsufu olarak Allah’ın lanetine mazhar olan israil.Bu öyle bir kavimdir ki; Kuran-ı kerimde Allah tarafından en çirkin vasıflara tekabul eden kıssalarla anılmıştır..Şimdi bunlardan birkaç tanesine Ayeti kerimeyle değinmek istiyorum ki başta İslam ümmeti olmak üzere nasıl bütün bir dünyanın başına bela oldukları bilinsin ve kirli ellerini ümmetin üzerinden çekebilmek için Müslüman daha bilinçli davransın. Ayeti kerime şöyle değiniyor israil kıssasına:
“Yine bir zaman (size) şöyle demiştik;” şu şehre (kudüs’e) girin de ordan dilediğiniz yerde bol bol yiyin;(ama)kapıdan secde eden kimseler olarak girin ve hıttetun (ya Rab! Bizi affet!) deyin ki sizin hatalarınızı bağışlayalım.” Çünkü (biz) iyilik edenlere (mükafatlarını daha da) artıracağız.Fakat o zulmedenler (alay ederek o) sözü kendilerine söylenenden başkasıyla (buğday manasındakı Hınta ile) değiştirdiler; bizde isyan etmekte olduklarından dolayı zulmedenlerin üzerine gökten kötü bir azap indirdik. “ (bakara:58-59)
“Yine bir vakit şöyle demiştiniz: “ey Musa ! (biz) bir tek yemeğe( kudret helvası ile bıldırcına) asla sabredemeyeceğiz ; bizim için Rabbine dua etde, bize yerin bitirdiği şeylerden, sebzesinden, hıyarından, buğdayından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın !”
(Musa da onlara ;)” o hayırlı olanı bu daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyosunuz ? (öyle ise) bir şehre inin, ( orada) istediğiniz şeyler elbette vardır ” dedi Böylece üzerlerine zillet ve meskenet (yoksulluk damgası) vuruldu ve Allahtan gelen bir azaba uğradılar .
Bu şüphesiz onların Allahın ayetlerini inkar ediyor ve haksız yere (haksızlıklarını bile bile) peygamberleri öldürüyor olmaları sebebiyledir. (Bütün) bu(nlar) isyan etmeleri ve haddi aşmakta olduklarından dolayıdır .” (bakara: 61)
Yukarıda zikrettiğim ayeti kerimeler israilin birçok kötü özelliğini anlatmaktadır: Rablerine karşı olan saygısızlıkları, nimetlere karşı şükürsüzlükleri ve peygamberlerine karşı olan itaatsizlikleri…Rabbine saygısı olmayan bir toplum, İnsanlığa hiç saygı duymaz; Rabbine şükretmeyen, hiçbir İnsana teşekkür etmez Ki biz bunun örneklerini yakın zamanda yaşanan Mavi Marmara olayında da en güncel haliylede gördük.
Bütün bu özellikleri ile israil ; şimdi necis ellerini mümin mustazaflara uzatmış, kutsal toprakları işgal etmiştir. Müslümanlar üzerindeki baskı ve zulüm sadece israil-Filistin ve sadece medyanın bize yansıttıkları ile sınırlı değildir. Bilmeliyiz ki dünyanın dört bir tarafında en acımasız işkencelere tabi tutulan mümin kardeşlerimiz vardır. Peki biz, bütün bu vahşet ve acımasızlıkların karşısında nasıl duruyoruz ve ne tavır takınmalıyız? Yeterince duyarlı davranmak için bizim de ailemizden birinin kanının akıtılması mı gerekiyor? Hayır eğer biz Rasulullah(sav) ın “müminler tek bir vücudun azaları gibidirler ” sözünün içinde yer aldığı hadisi gereği gibi kavrarsak buna gerek kalmaz .
Elbette ki dua müminin en güçlü silahıdır. Fakat biz dualarımızla beraber bu konuda yapabileceklerimizi mümin kardeşlerimizden esirgememeliyiz .
Onlara ait ürünlerin bir listesini hazırlayalım (Boykot listesi) sonra da bir çok ev hanımının yaptığı gibi; perdelerim beyazlasın, camlarım parlasın, mutfağım kusursuz temizlensin gibi bahanelere yer vermeden tavizsiz bir şekilde boykota uygulamalı destek verelim ve çevremizdeki insanlarıda buna teşvik edelim. Aile fertlerimizin veya yakın çevremizdeki insanların bu ürünlere yaptıkları harcamalardan yararlanmayarak onları bundan men etmeye çalışalım ve gevşediğimiz vakit Mümin kardeşlerimizin, masum bebeklerin cansız bedenlerini Filistinli bir annenin acısını hatırlayalım, bütün bu acılar son bulana kadar, zalim zulmündeki kararlılığını yitirene kadar bizde kararlı bir şekilde boykotumuza devam edelim. Bu meseleyi küçümsemeyelim, elimizden geleni yapıp Allah’a tevekkül edelim.
Selam ve Dua ile Allah’a emanet olun…
Rumeysa Tonka / Diyarbakır – Yaş: 20