• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Hüda Par Genel Başkanı Yapıcıoğlu SkyTürk360’ta Konuştu
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Haber Merkezi / doğruhaber

Partimizin kısa isminin adı: Doğru yolu göstermektir

İlk olarak partinin ismi ile ilgili sorulan soruya cevap veren Yapıcıoğlu:

“Çok kişinin zannettiği gibi oradaki Hüda Allah anlamında değildir. Yani Hüda Par Allah’ın partisi anlamında değildir. Şundan belki kaynaklanıyor. Harf devriminden sonra birbirine yakın bazı harfler bir tek harf ile ifade edilir oldu. Hüda, Türkçe bir kelime değil biliyorsunuz. Hüda: doğru yola götürme, doğru yola yöneltme anlamındadır. Fakat Kürtçede Xûda diye bir kelime vardır buna benzer. Kürtçe yazılırken X ile yazılır. Ama Hüda eski Osmanlıca da, ha-i resmiye dedikleri o ince H harfi ile söylenen Hüda telaffuz edilen Hüda doğru yolu göstermek doğru yola iletmek anlamındadır” şeklinde cevap verdi.
Bizim perspektifimiz islamdır

Hüda par nasıl bir parti, nasıl bir ihtiyaca binaen kuruldu ve bir Sünni Kürt partisi misiniz? Yönündeki soruya Yapıcıoğlu:
HÜDA PAR İslam’ı referans alan, toplumun sorunlarının ancak ve ancak mutlak adalet olan İslam’ın öngördüğü çözümlerle çözülebileceğine inanan, İslam’ı olabildiğince yapabildiğince yaşamaya çalışan siyasi kadroların kurmuş olduğu bir partidir. Yani bizim referansımız İslam’dır. Bizim perspektifimiz İslam’dır. Ve bunun memleketin bütün sorunlarına çözüm getireceğine inanıyoruz.

Siyasi terminolojide kullanılan siyasal İslamcı gibi siyasi kavramları kendinize yakın buluyor musunuz? Sorusuna Yapıcıoğlu:

Bu kavramları biz çok doğru bulmuyoruz. Kullanılan anlamıyla evet İslamcı denebilir. Fakat biz kendimiz siyasal İslamcı kelimesini kullanmıyoruz. Kullanılmasını da istemiyoruz.

Halk ne ise yönetim de o olmalıdır

İslami demokrasi demiyor musunuz kendiniz için? Sorusuna da Yapıcıoğlu:

Hayır, biz diyoruz ki halk ne ise yönetim de onun gibi olmalıdır. Yönetim halkı şekillendirmeye çalışmamalıdır. Tepeden inmeci bir şekilde halkın temel değerleri toplumun her alanında elbette ki siyasette de hakim olmalıdır.
Her insan inancının gereklerini yerine getirebilmelidir

Bir çoğulcu politika güdüyorsunuz o zaman? Yönündeki soruya Yapıcıoğlu;

Şunu diyoruz: çoğulcuyuz. Toplumda çok farklı renkler vardır. Her inançtaki insan kendi inancını sonuna kadar yaşayabilmelidir. İnancının gereklerini yerine getirebilmelidir. Sistemin izin verdiği ölçüde değil inancın ona emrettiği ölçüde kendi inancını herkes yaşayabilmelidir. Bütün inançlar için bu geçerlidir.
Peki biri şöyle bir cümle kursa HÜDA PAR şeriat isteyen bir partidir dese yanlış bir cümle mi kurmuş olur? Sorusuna Yapıcıoğlu:

Şeriata ne tür anlamlar yüklendiğini biliyorsunuz kafalar çok karışık bu konuda. Ama biz net ifadelerle şunu söylüyoruz. Biz diyoruz ki bu toplumun kahir ekseriyeti Müslüman’dır. Elbette ki, başka inançlara mensup insanlar da vardır.

Herkes inancını sonuna kadar yaşayabilmelidir. Dinde zorlama yoktur. Hiç kimse inancını değiştirme noktasında zorlama hakkını kendinde göremez. Bu belki yapılabilecek en büyük zulümdür. Biz böyle bakıyoruz böyle inanıyoruz. Ama Müslüman toplumun Müslüman’ca yönetilmeyi talep etmesi de Müslüman toplumun hakkıdır.
 
HÜDA PAR’ın kadın politikası nedir? Mesela namus kavramına HÜDA PAR nasıl bakar. Kadının namusu kime aittir HÜDA PAR’a göre?

Kadının namusu elbette kendisine aittir. Herkes bir namus, bir onur ve bir kişilik sahibidir. Her kes kendi haysiyetinden kendi onurundan sorumludur. Kendisi bunu taşır bunu korumak da bütün toplumun görevidir.

Bize göre gayrı meşru bir ilişki gayri meşrudur. İster kadın olsun ister erkek olsun. Fakat maalesef bizim toplumumuzda öyle bir algı var ki gayri meşru bir birliktelik yaşandığında işte derler ya erkeğin elinin kiri ama işte kadını alnının karası. Halbuki her iki taraf için de alın karasıdır bizim bakış açımıza göre. Gayri meşru ilişkiler bize göre toplumun temeline konulmuş en büyük bombalardandır. Fakat dediğiniz anlamda birisi birinin elini tuttu diye gidip o kadını öldürmek elbetteki toplumun aşırıya kaçan dozlarındandır. Olmamamsı gereken şeylerdir. Olması gereken şey de; toplumu bu noktalara götüren sebep nedir, onların üzerinde durup buna çözümler üretmek gerekiyor.

Toplum İslamlaşmadan, İslam’ın hukukunu getirip İslam’dan tamamen uzaklaşmış bir topluma uygularsanız, İslami bir eğitim, İslami bir ahlak, İslami bir kişilik vermediğiniz bir topluma İslam’ın ceza hukukunu getirip uygularsanız o topluma zulmetmiş olursunuz.


Programın ortalarına doğru sunucu Eren Eğilmez: Sosyal medyada inanılmaz bir ilgi var ve arka arkaya sorular var.

Yapıcıoğlu: Reyting iyi yani

Muhtemelen iyi ve buradan anladığım kadarı ile HÜDA PAR’ın tabanı oldukça organizeli bir şekilde programı izliyor.

Fadime Özkan: Genel başkanları burada elbette yani.

Sizi yalnız bırakmadılar belli ki.

Yapıcıoğlu: Teşekkür ediyorum.

Eren Eğilmez: Hapsinin olmasa da çoğunun sorusunu sormaya çalışacağım. Dedikten sonra sunucular sorularını yapıcıoğluna yöneltmeye devam ettiler:

Halkın değerleriyle mücadele eden sistemin alternatifiyiz

HÜDA PAR Ak Parti ile BDP’nin karşısına hangi adaylarla çıkacak şeklindeki soruya Yapıcıoğlu:
BDP bizim tek rakibimiz değil. Bütün partiler seçime girecekse yerel seçimlerde bütün partiler bizim rakibimizdir. Alternatiflik noktasında bizim kuruluşumuzdan bu yana şunu söylüyoruz; biz hiçbir partinin alternatifi değiliz. Sistemin alternatifiyiz. Bize göre sistem ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşamak zorunda. Halkın değerleriyle doksan yıldır mücadele eden sistem artık miadını doldurmuştur.

Kürdistan’da güçlüyüz

Sunucuların BDP ve Ak Parti’nin karşısına güçlü adaylarla nerelerde çıkacaksınız? Sorusu üzerine Yapıcıoğlu:

Kürdistan’da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde daha güçlü bir tabana sahip olduğumuzu söyleyebilirim.

Kürdistan derken herhalde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini kastediyorsunuz?

Evet Türkiye Kürdistanı’nı kastediyorum.
 
Türkiye Kürdistanı ifadesini biraz daha açan Yapıcıoğlu: Kürdistan ifadesinin Türkiye cumhuriyetinden önce kullanılan bir ifade olduğunu, kurucu mecliste bu bölgeden seçilen vakilere de Kürdistan mebusu dendiğini hatırlatarak, tüm Ortadoğu’da olduğu gibi Türkiye’nin de sınırlarını ne Türkler ne de Kürtlerin çizmediğini, bu yapay sınırların emperyalistler tarafından çizildiğini söyledi. Yapıcıoğlu, sırf soy bağından dolayı insanlar Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a sadece bir nüfus cüzdanı ile gidebildiğini ancak, Türkiye’deki bir kürdün Suriye’deki bir amcasının oğlunun yanına gidebilmesi için pasaportla ancak gidebildiğini belirtti.

Nusaybin’de devlet tarafından örülen duvara da değinen Yapıcıoğlu, duvarın doğru bir şey olmadığını, duvar örmek yerine sınırların daha da şeffaflaştırılması ve daha kolay geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Tüm İslami kesimlerin sesi bir partiyiz

Hüda Par’ın Hizbullah’ın siyasi bir kanadı mıdır? şeklindeki soruya Yapıcıoğlu; Hüda Par Hizbullah’ın siyasi bir kanadının olmadığını belirterek, Hüda Par Türkiye’deki tüm İslami kesimlerin sesi olmak için buna Hizbullah da dahil olmak üzere hür bir dava partisidir.

Hüda Par’ın tabanıyla Hizbullah’ın aynı tabana sahip olduğu yönündeki iddialara Yapıcaoğlu, bizim tabanımızın sadece Hizbullahi kesimden olduğu yönündeki ifadelere gerçeği yansıtmadığını söyledi.
PKK-Hizbullah barışı teklifimiz masada duruyor.

Hüda Par Diyarbakır il başkanı Vedat Turgut’un PKK ile Hizbullah’ın barışması yönünde arabulucu olmaya hazırız ifadesinin hala geçerli olup olmadığı yönündeki soruya da Yapıcıoğlu: Evet bölgedeki insanlar artık huzur istiyor. Barış olsun diyor. Biz de ümitlerin hala canlı olduğu bir ortamda böyle bir teklifte bulunduk. Eğer taraflar kabul ederlerse tarafların barışması için arabulucu olmaya hazırız. Bu sadece PKK ve Hizbullah için geçerli bir şey değil dünyanın neresinde olursa olsun biz tarafların sulh bulması için çabalarımızı sürdüreceğiz.

Hüda Par 90’lı yıllardaki olaylara ve Hizbullah’a nasıl bir gözle bakıyor sorusuna Yapıcıoğlu:

Hizbullah kendi dilinden isimli bir kitap yayınladı ve internet sitelerinde de kendileriyle ilgili yer alan bilgilere göre Türkiye’deki diğer İslami cemaatler gibi İslam’a hizmet için kurulduklarını, doksanlı yıllarda PKK’nın saldırıları nedeniyle silahlandıklarını fiili saldırı bitince de silah bıraktıkları yönünde açıklamaları var.

2000’li yıllarda domuz bağları, satırlı saldırılar, mezar evler gibi ifadeler sadece şehir efsaneleridir. Ben o dosyaların avukatı olarak Hizbullah dosyalarında, domuz bağı gibi şeylerden en ufak bir bilgiye rastlamadım.

Hizbullah ile PKK bir daha çatışma ortamına gidebilir mi? sorusuna Yapıcıoğlu:

Hizbullah ile PKK’nin tekrar çatışması çok çok zayıf bir ihtimal.
 
Batmanda bir düğüne yapılan saldırı sonucu hayatını kaybedenÖzcan Özcan temel ile ilgili sorulara Yapıcıoğlu, bu konuda failin bulunması için BDP’ye teklifte bulunduklarını ancak BDP’nin kendilerine dönmediğini savundu.
 
Sistem PKK/BDP ile Hizbullah veya Hüda Par arasında bir tercihte bulunmak durumunda kalması durumunda sizce sistem kimi tercih eder? sorusuna Yapıcıoğlu, Hüda Par’ın toplumun değerleriyle barışık olduğu için ve ya toplumun değerlerini savunduğu için halkın Hüda Par’ı sahipleneceğini bildikleri için, sistemin Marksist-komünist bir çizgide olan PKK/ BDP’yi tercih edeceğini söyleyerek önemli bir noktaya parmak bastı.
 
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir