`Gazetecileri keyfi olarak gözaltına almak suçtur`
Son zamanlarda Polis tarafından basın mensuplarına yönelik yapılan keyfi muamele ve gözaltıları İLKHA`ya değerlendiren STK yöneticileri, medya mensuplarının herhangi bir suça karışmadıkları sürece görevleri başında gözaltına alınmalarının suç olduğuna dikkat çektiler.
VAN- Vangölü Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fatih Sevinç, Anadolu Basın Yayın Birliği Van Şube Başkanı Bişar Ulutaş ve Anadolu Basın Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Van Şube Başkanı Vezir Baş, son zamanlarda Polis tarafından basın mensuplarına yönelik yapılan keyfi muamele ve göz altılarla ilgili görüşlerini, İLKHA`yla paylaştılar.
Konuyla ilgili soruları yanıtlayan adı geçen STK yöneticileri, medya mensuplarına yönelik yapılan keyfi muamele ve göz altıların doğru olmadığını belirterek , bu tür durumlarda gazetecilerin yapması gerekenlerle ilgili önemli uyarılarda bulundular.
"Yaşananların en önemli sebebi basın mensuplarının haklarından habersiz olmalarıdır"
Son zamanlarda gazetecilere karşı yapılan hak ihlalleri ile ilgili saldırı ve gözaltıların her zaman kendi kurumlarının öncelikleri arasında olduğunu belirten Vangölü Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fatih Sevinç, gazetecilerin bölgenin hassasiyetlerinin farkında olduklarını belirterek, "Geçmişten bu yana hep bu tür saldırı ve gözaltı olaylarıyla karşılaştık. Aslında ilk anda tepkimizi hemen olay yerinde koyup sonuç almak istiyoruz. Bu ne yazık ki bir karşılık bulmuyor. Sonrası da gelmiyor. Gerekeni hem kurumsal hem de örgütsel anlamda yapmalıyız. Bir arkadaşımız uğradığı bir hak ihlali karşısında ne kendi kurumunu ne de üyesi olduğu cemiyeti bilgilendiriyor. Hal böyle olunca tepki vermek de zorlaşıyor. Yasaların biz gazetecilere tanıdığı haklar var. Ancak biz bunların neler olduğunu bilmiyoruz. Biz yakın bir zamanda, bununla ilgili bir eğitim çalışması yapıp el kitapçığı hazırlayacağız. Böylelikle yaşanabilecek bir olayda gazeteciler nasıl tepki verilebileceğini daha net olarak öğrenme imkanı bulacaklardır." dedi.
"Gazetecileri görevi başında keyfi olarak gözaltına almak suçtur"
"Gazeteci suç işleyemez diye bir kavram yoktur" diyen Sevinç, Gazetecilerin de suç işleyebileceğini ya da bir soruşturmanın parçası olarak gözaltına alınabileceğini ifade ederek, "Ancak dediğim gibi bunu iyi ayrıt etmek gerekir. Sonuçta gazeteci de bir insandır. Gazeteci meslek ilkeleri dışında hareket edemez. Gazetecilik kurumuna bu ilkeler doğrultusunda bağlılığı gösterir. Polis gazetecileri görevi başında iken mesleklerini ifa ettikleri anlarda keyfi olarak gözaltına alamaz. Elindeki makine ve diğer aparatlarına kesinlikle el koyamaz. Bu bir suçtur. Gazetecinin haber alma özgürlüğüne yapılan bir müdahaledir. Her türlü kanaldan tepki verilmelidir. Şayet gazeteci suça iştirak etmişse ve savcılık tarafından alınan el koyma, yakalama gibi kararlar varsa yapılacak bir şey yoktur. Ancak bu gözaltı ve el koyma işlemleri, gazetecilik faaliyetleri sırasında gerçekleşiyorsa haklar iyi okunmalıdır. Gerekli tedbirler, kurum ve örgütsel anlamda alınmalıdır." tavsiyesinde buludu.
"Hukuksuzlukların önüne geçmek için güç birliği yapmamız lazım"
Geçmişte bu tür davranışlarla karşı karşıya kaldıklarını anımsatan Sevinç, "Cemiyet olarak ilk tepkimiz gazeteciye uygulanan gözaltı şeklidir. Yaşadıklarıdır. Gazetecilik mesleğiyle ilgili keyfi bir gözaltı söz konusu olduğunda kesinlikle en ağır tepkiyi verebilmemiz önemlidir. Kurumu hemen bir avukat atamalıdır. Bu kurum tarafından mümkün değilse, cemiyet hemen buna karşılık verecektir. Ve savunma pozisyonu alacaktır. Ancak bir güç birlikteliği olmayınca tepki sınırlı kalıyor. Gazetecilik mesleğinde ulusalda birliktelik olduğu gibi, yerelde de bölük pörçüktür. Çok fazla ayrışma vardır. Ulusal ve yerelde güç birliği, gazetecilik odağında olmuyor. Bu bazen siyasi bazen de belli çıkar amaçları odağında gerçekleşiyor. İşte bu yüzden tepki vermemiz `Tavşan dağa küsmüş kimsenin haberi olmamış` misali gibidir. Bunu aşmak için önemli adımlar atılması gerekir." dedi.
"Gazeteciler olarak bir kamu görevi yapıyoruz"
Daha sonra görüşlerini açıklayan Anadolu Basın Yayın Birliği Van Şube Başkanı Bişar Ulutaş da, gerek Batman`da İlke Haber Ajansı Muhabirlerine gerekse son günlerde Akit Gazetesi muhabirlerine yönelik yapılan keyfi muameleleri eleştirerek, "Batman`da yaşanan olaydan sonra, bundan iki üç gün önce de Akit Gazetesi`ne yönelik yapılan saldırıyı görüntülemek isteyen Akit muhabirlerinin de aynı şekilde gözaltına alındığını gördük. Bizler gazeteciler olarak bir kamu görevi yapıyoruz. Tıpkı emniyet ve güvenlik güçleri gibi. Gazetecilerin güvenlik güçlerini, güvenlik güçlerinin ise gazetecileri çok iyi anlamaları gerekir. Bizler görevimizi yaptığımızda bazı müdahalelerle karşılaşmak istemiyoruz. Çünkü gazeteciliğin özünde özgürlük vardır. Basının ruhunda bağısızlık, tarafsızlık ve objektiflik vardır" dedi.
"Yaşanan olayları kesinlikle tasvip etmiyoruz"
Basın mensuplarının yaşanan olayları en güzel şekilde kamuoyuna yansıtmakla mükellef olduğunu belirten Ulutaş, "Eğer bizler bunu yapmazsak görevimizi yerine getirmemiş oluruz. Eğer birileri de bizim işimizi yapmamızı, yani o haberi kamuoyuna yansıtmamızı engelliyorsa o da kesinlikle hata etmiştir. Suç işlemiştir. Yaşanan olayları kesinlikle tasvip etmiyoruz. Gazetecilerin bu şekilde gözaltına alınmasına karşıyız. Elbette gazeteci de insandır suç işleyebilir, ama bunun dışında kimse gazetecilere karşı, keyfi muamelede bulunamaz." diye konuştu.
"Gazeteciler arasında fark gözetilmemelidir"
Kimi Gazetecilere İslami kimliklerinden ya da siyasi fikirlerinden dolayı farklı bir gözle bakılmaması gerektiğini de sözlerine ekleyen Ulutaş, basın mensupları arasında fark gözetilmemesi gerektiğini belirterek, "Her gazetecinin de belli bir ideolojisi vardır. Gazetecilere kesinlikle diline, dinine, ırkına ve ideolojisine göre yaklaşılmaması gerekir" ifadelerine yer verdi.
"Görevi başındaki gazetecinin gözaltına alınması doğru değildir"
Polisin görevi başında olan bir gazeteciyi gözaltına almasının doğru olmadığını, hukuken de bunun suç olduğuna vurgu yapan Ulutaş, "Ancak gazeteci de insandır ve suç işleyebilir. Bu durumda polis onu da diğer vatandaşlar gibi gözaltına alabilir. Fakat hiçbir suç unsuru yokken eğer sadece gazeteci görevi gereği orada bulunuyorsa ve polis tarafından gözaltına alınıyorsa biz elbette ki bunu kabul etmeyiz. Gazeteci bir ayna misalidir. Kamuoyunda yaşananları halka yansıtır. Eğer birileri bunun önüne geçmeye çalışıyorsa bu kesinlikle hukuki değildir ve bizler bu gazeteci arkadaşımızın yanındayız." diye konuştu.
Bir suç unsurunun ortaya çıkması durumunda savcılık tarafından alınan karar ile o şahıslara yönelik işlem yapılabileceğini belirten Ulutaş, geçmişte kendilerinin de benzer durumlarla karşılaştıklarını söyledi.
Basın örgütlerinin bu tür durumlarda sesiz kalmamasının önemine değinen Ulutaş, "Maalesef bu yapılar ideolojik düşünüyor. Kendi düşüncesindeki gazeteciler ya da muhabirler olsaydı bir açıklama yaparlardı. Gazeteci haklarını savunan örgütlerin, bu tür durumlarda duruşunu net bir şekilde ortaya koyması gerekir. Çok dikkatli hassas bir şekilde konu incelenmeli ve gereken tepkiler ortaya konulmalıdır." diye konuştu.
Öte yandan Anadolu Basın Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Van Şube Başkanı Vezir Baş ise bu konuları ve kentteki kimi sıkıntıları Başbakanlık Basın Birimine bir mektupla ulaştırdığını dile getirerek, Gazetecilere yapılanların büyük bir facia olduğunu ve Ak Parti hükümetinin yaşanan bu hukuksuzluklardan dolayı, gerek ilimizde gerekse de Türkiye`de oy kaybına uğradığını öne sürdü.
"Batman olayında büyük bir hukuksuzluk vardır"
Yaşanan olayları şiddetle kınayan Vezir Baş, Bu konuda yetersiz kalan gazeteci hakları savunucuları ve STK`ları da eleştirerek, "Bu sessizliği tasvip etmiyorum. Batman`da yaşanan olayda büyük bir hukuksuzluk vardır. Bunların üzerine gidilmelidir. Yapılan hukuksuzlukların önüne geçilmelidir" şeklinde konuştu. (Murat Dalgın-İLKHA)