Mısır`da cuntanın kanlı bir darbe ile yönetimi ele geçirmesinin üzerinden 5 aya yakın zaman geçti.

Bu süre zarfında halkın seçtiği cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hapse atılırken, ülkenin üzerine 30 yıl boyunca bir gölge gibi çöken diktatör Hüsnü Mübarek hapisten çıkarıldı.

 

Aralarında Türkiye`nin bulunduğu birkaç ülke dışında dünya darbeye darbe diyemedi.

 

Hapiste aralarında Mursi`nin de bulunduğu İhvan Liderleri`nden sağlıklı bilgi alınamıyor.

 

Mursi`yi hapiste ziyaret eden birkaç kişiden biri olan oğul Usame yaşananları A Haber`e değerlendirerek Mısır`ın içişlerine Türkiye`nin değil ABD ve İsrail`in karıştığını söyledi.

 

 

Evet, doğru...Başkan Mursi ile bugünkü görüşmeme izin vermeyeceklerini bildirdiler.

 

Bir nedeni veremiyorum. Zaten bizler yasal bir düzeni olan, insan haklarının gözetildiği, yasal yolların aranabileceği, insan hakları konusunda bir garanti temin edebilecek bir düzende yaşamıyoruz. O yüzden bunu normal karşılıyoruz. Özellikle askeri darbeden sonra, artık sivil bir ülkede yaşamıyoruz, ordu tarafından yönetiliyoruz. Bu ilk kez olan bir şey değil, ikinci kez reddedildik. Başkan Mursi darbeden önce kaçırılmıştı ve şuan yine kaçırılıyor. Nerede olduğunu ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Geçen haftadan bu yana kendisiyle hiçbir iletişimimiz olamadı. Avukatı olarak kendisini görmeyi bir tarafa bırakın, oğlu olarak kendisiyle iletişime geçmemize izin verilmiyor.

 

 

Evet tabi ki endişeliyim. Fakat bu ona özel bir endişe değil. Mısır halkının her bir bireyi için endişeliyim. Halk sıkı polis uygulamaları altında yaşıyor. Mısır halkı askerler tarafından gözaltına alınıyor, kaçırılıyor, işkenceye maruz kalıyor. Eylemlerde protestocular öldürülüyor. Dünya da daha önce görülmüş her kanlı askeri darbe `de yaşananlar yaşanıyor.

 

Sanırım kendisiyle en son 12 gün önce görüşmüştüm. Meslektaşlarımla birlikte görüştük biz onun avukatlarıyız aynı zamanda danışmanlarıyız. Onu danışman ekibi olarak ziyaret ettik. Yeterince zaman yoktu. Yaklaşık 12 yada 13 gün önceydi.

 

 

 

Şimdiki durumu hakkında bir şey söyleyemiyorum. Ancak en son gördüğüm zamanki durumu hakkında konuşabilirim. O zamanda standart şartlar altındaydı. Hatta standartlardan çok daha düşük bir durumda olduğunu söyleyebilirim. Fakat bizim için öncelik bu değil. O, Mısır`ın meşru başkanı ve Mısır`ın meşru başkanı kaçırıldı. Bu tamimiyle anayasal bir suçtur. Ama aynı zamanda bu askeri bir suçtur. Çünkü kendisi başkan olmanın yanı sıra ordunun başı.

 

 

 

Hayır böyle olduğunu düşünmüyorum. Sayın Erdoğan insanlıktan, anayasadan ve meşruiyetten konuşuyor. Bunlardan bahsediyor. Bunun aksine diğer ülkeler mısır`ın iç işlerine karışıyor. Amerika Birleşik Devletleri olsun , İsrail ve Körfez Ülkeleri olsun onlar Mısır`ın içişlerine karışıyor. Biz Obama`nın Mısır`ın içişleri ile alakalı konuştuğunu duyduk. Aynı zamanda Netanyahu`nun ve Ehud Barak`ın da, Sisi ve ekibi için destek veren sözlerini nasıl başaracakları hakkında konuştuklarını biliyoruz. Türkiye köklü bir ulus. Türkiye`nin köklü derin bir tarihi var. Bu sebeple biliyorlar. Türkiye herhangi özgür bir ülke`nin askeri bir darbe hakkında, özelikle de Mısır`da kan dökülmesinin ardından söylemesi gerekenleri söylüyor.

 

"MISIR`DA OLANLAR TÜRKİYE`Yİ İLGİLENDİRİR"

 

 

Türkiye ve Mısır akraba gibiler. Bizler yüzyıllardır birbirimize bağlıyız. Türk insanları bizim kardeşimiz. Onlar bizim komşularımız, meslektaşlarımız biz birbirimize bağlıyız. Tabi ki Türkiye`de olanlar Mısır`ı ilgilendirir ve aynı şekilde Mısır`da olanlarda Türkiye`yi ilgilendirir.

 

Dünya`ya ne mesaj verebilirim ki ? Zaten her şey ortada bu bir askeri darbe. Ama dünya şimdiye kadar göremedi. Sadece şunu söyleyebiliri. Bu Mısır`ın problemi, Mısır`ın askeri darbesi ve ancak Mısır halkı tarafından çözülebilir.