Öğrenci ve akademisyenlerden Aksa Tufanı açıklaması: Yeni bir direnişin meşalesi yakılmalı
Aksa Tufanının yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması yapan Batman Üniversitesi öğrenci ve akademisyenleri, tüm dünyada yeni bir direnişin meşalesinin yakılması çağrısı yaptı.
Batman Üniversitesi öğrenci toplulukları öncülüğünde bir araya gelen akademisyen ve üniversite öğrencileri, 7 Ekim Aksa Tufanının yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi.
İslami İlimler Fakültesi önünde bir araya gelen çok sayıda üniversite öğrencisi ve akademisyen, Filistin bayrakları açtı, siyonist işgal rejimi aleyhine sloganlar attı.
Basın açıklamasından önce Prof. Dr. Vechi Sönmez, kısa bir konuşma yaptı.
Ardından öğrenciler adına basın açıklamasını okuyan Hakan Tümenci, 365 gündür süregelen zulmün birinci yılını doldurduğunu söyledi.
"Topyekûn ayağa kalkıp 'yeni bir dönemin' başlangıcı ilan edilmelidir"
7 Ekim 2023’te Filistin topraklarında başlayan zulüm ve katliamın bugün hâlâ aynı acımasızlıkla devam ettiğini belirten Tümenci, "Binlerce çocuk, kadın, yaşlı ve genç; katil israilin ölüm saçan bombaları altında can verdi ve ne yazık ki vermeye de devam ediyor. Ancak uluslararası toplumun topyekûn ayağa kalkması, bu zulmün son bulması ve ivedilikle 'yeni bir dönemin' başlangıcının ilan edilmesi gerekmektedir. Batılı ülkelerin yalnızca kınayarak değil, hakiki ve samimi desteğini göstererek bu zulmün bitmesine katkı göstermesi elzemdir. Tüm dünyada evlerde, okullarda, iş yerlerinde, sokaklarda ve meydanlarda Filistin’e daha gür bir ses olmak için yeni bir direnişin meşalesi yakılmalıdır." dedi.
"Masum insanların kanını akıtmaktan çekinmeyen 'katil ruh', insanlık onurunu ayaklar altına alıyor"
Bir yıldır aralıksız süren soykırıma karşı uluslararası sessizliğin, işgal rejiminin insaniyetten uzak katliamlarını meşrulaştırdığını vurgulayan Tümenci, "Katil israilin Filistin topraklarında yıllardır sürdürdüğü işgal ve zulüm son bir yılda dehşet ve vahşetini artırarak devam etmektedir. Kudüs’te, Gazze Şeridi’nde ve Batı Şeria’da masum insanların kanını akıtmaktan çekinmeyen bu 'katil ruh', insanlık onurunu ayaklar altına almaktadır. Hiçbir ahlaki değeri olmayan ve 'devlet eliyle' katliamlarını gerçekleştiren israil, çocuk, kadın, yaşlı demeden saldırılarına günbegün artırmaktadır. Gazze’den dünyaya yayılan çığlıklara 'sessiz cevaplar' veren birçok ülke, yaşanan bu vahşetin ortağı olduğunu âdeta ilan etmektedir. 'Medeniyet maskesi' takmış Batılı ülkeler, insan hakları iddiasında bulunurken bu katliamları görmezden gelmekte; israili doğrudan ya da dolaylı yoldan korumaktadır." ifadelerini kullandı.
"Direnişten dirilişe bir yankı dünyaya yayılmalıdır"
Filistin, dünyanın dört bir yanında yankılanan bir direnişin sembolü haline geldiğini ifade eden Tümenci, şöyle devam etti:
"Direnişten dirilişe bir yankı dünyaya yayılmalıdır. Filistin’in acısı yalnızca Filistin’in acısı olarak görülmemelidir. Titreyen her yürek, haykıran her ses Filistinli kardeşlerimizi yüreklendirmelidir. Bugün, Filistinli kardeşlerimiz için bir milat olsun, hep birlikte Mescid-i Aksa’nın avlusunda ümmet birliğini tadalım. İslam’ın sancağı altında toplanalım. Filistinli kardeşlerimize karşı yükümlülüklerimizi yerine getirmeliyiz. Katil israile karşı en güçlü silahımız ekonomik yaptırımlardır. Bu yüzden elimizdeki silahı, doğru kullanmalı ve boykot ürün ve hizmetlerini tercih etmemeliyiz. Bizler biliyoruz ki alternatifler oldukça az bu sebeple boykot edilen tüm ürün ve hizmetleri kendimiz üretebilecek noktaya varmalıyız. Çünkü onların dayandığı tek şey sömürü ve düzenbazlıktır. 7 Ekim son değil, aksine yeni bir dünyanın başlangıcıdır." (İLKHA)