Arınç`tan Terörle Mücadele Kanunu Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Terör olgusu Türkiye`de tamamen bittiğinde, en azından şu çözüm süreciyle silahlar bırakılır, Türkiye dışına çıkılır, örgütün `eylem yapmadan siyasetle fikirleri konuşuyoruz` sözüne uyması halinde ve buna bağlı bazı gelişmelerle Terörle Mücadele Kanunu`nu ortadan kaldırabiliriz" dedi.
Arınç, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün (BYEGM) Kuzey Amerika`da faaliyet gösteren Türk medya kuruluşlarının çalışanlarına yönelik düzenlediği "Kuzey Amerika Medya Buluşması"nda katılımcıların sorularını yanıtladı.
"Hapisteki gazetecilere" ilişkin soruyu yanıtlayan Arınç, Türkiye`de şu anda 60 civarında tutuklu ya da hükümlü gazeteci olduğunu, bunun sebebinin Terörle Mücadele Kanunu`nu olduğunu söyledi.
Bu gazetecilerden yaklaşık kırkının "terör örgütünün propagandasını yapmak, örgüte yardım yataklık yapma" benzeri suçlamalar muhatap olduğunu vurgulayan Arınç, "Bunlar gazetecilik sıfatını kullanıyorlar ama kanun karşısında yargılanırken sıfatları Terörle Mücadele Kanunu`na aykırı eylemlerde bulunmak" diye konuştu.
Arınç, bu gazetecilerin bazılarının soruşturmanın gizliliğini ihlal etme, adli yargılamayı etkileme suçlamaları ile karşı karşıya olduğunu, bazılarının örgütsel suçlamalar kapsamında yargılandığını diğerlerinin ise diğer adli suçlara muhatap olduğunu kaydetti.
-Terörle Mücadele Kanunu-
"Terörle Mücadele Kanunu`ndan dolayı sorgulaması ya da yargılaması olanlara ne yapacağız?" diye soran Arınç, Kanun`un tamamen ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını ifade ederek şunları söyledi:
"Kanun`u tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil. Bunu kimse de talep etmiyor. Sadece iyi bir şey yaptık: örgütün propagandasını yapmak, `Sayın Öcalan` demekle bile mümkündü, buna ceza veriliyordu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`ndeki hükümleri dikkate aldık, `propagandanın suç oluşturabilmesi için şiddete yöneltmesi gerekir` diye bir madde koyduk. Bundan basın yayın yoluyla işlenen suçlardan epey istifade eden oldu. Ama örgüt gibi çalışmak, örgütün içinde bir eylem elemanı olarak çalışmak halen suç olarak devam ediyor ."
Örgütsel suçlar kapsamında haklarında dava açılan kişilerin de olduğunu ama henüz hükümlerin verilmediğini ifade eden Arınç, "Bunların dışında mesleki faaliyetleri sebebiyle yazdığı kitaptan, yazıdan, karikatürden dolayı suçlanan bir kişi bile yok. Ama farklı suçlamalar var. Bu farklı suçlamaların da farklı kanun uygulamasından doğduğunu anlatmak istiyorum" dedi.
Terörle Mücadele Kanunu`nun kaldırılması ihtimalini de değerlendiren Arınç, "Terör olgusu Türkiye`de tamamen bittiğinde, en azından şu çözüm süreciyle silahlar bırakılır, Türkiye dışına çıkılır, örgütün `eylem yapmadan siyasetle fikirleri konuşuyoruz` sözüne uyması halinde ve buna bağlı bazı gelişmelerle Terörle Mücadele Kanunu`nu ortadan kaldırabiliriz. Ama şu anda bu mücadele de bir şekilde devam ettiğine ve bunun sonuçlarının da herkes için aynı şekilde geçerli olduğuna göre bu kanuna dayalı olarak suçlamalar devam edebilir ve bunun arkasından da bazı sonuçları hep beraber görebiliriz. Keşke mümkün olabilse hiçbir şekilde gazeteci sıfatını taşıyan bir insan suçlanmasa, cezaevinde olmasa ve yargılanmasa" ifadesini kullandı.
Arınç, Anayasa`nın 10. maddesine göre herkesin kanun önünde eşit olduğunu ve ayrımcılık olamayacağını belirterek "O yüzden hükümeti yıpratmak, Türkiye`yi bir karanlık tablo içine hapsetmek amacıyla hareket edenler bir tarafa, samimi olarak `niye bu kadar gazeteci var` diye soranlara ancak böyle şekilde cevap veriyorum" diye konuştu.
-Gazetecilerin sorunlarını dinledi-
Arınç, yaklaşık 70 gazetecinin katıldığı toplantıda Kanada ve ABD`nin çeşitli kentlerinde yayın yapan medya mensuplarının sorunlarını dinledi.
İstenmesi halinde bu çalışmaların sürdürüleceğini ifade eden Arınç, BYEGM`nin, basın müşavirleri vasıtasıyla yurt dışındaki gazetecilerin sorunlarına çözüm bulunması için çalıştığını ifade etti.