Bingöl İl Müftülüğü, Mevlid-i Nebi etkinliği düzenledi
Bingöl'de, İl Müftülüğü tarafından "Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası" konulu konferans düzenlendi.
2024 Yılı Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası çerçevesinde Bingöl İl Müftülüğü tarafından "Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası" başlığı ile bir konferans düzenlendi.
Saat 14:30'da Kur'an tilaveti ile başla başlayan programa Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi konuşmacı olarak katıldı.
Peygamber Efendimizin örnek şahsiyetini anlatan bir sinevizyon gösteriminin izletildiği konferansta, Bingöl İl Müftüsü Celal Sürgeç bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.
"Hazreti Peygamber'e çok muhtaç olduğumuz bir dönemden geçiyoruz"
Açılış konuşması yapan Bingöl İl Müftüsü Sürgeç, "Öncelikle maneviyatıyla, ruhaniyetiyle, tüm güzelliğiyle bizleri bugün burada bir araya getiren güzeller güzeli Efendimiz, Peygamberimiz, adı güzel, kendi güzel, yolu güzel, Hazreti Muhammed Mustafa Efendimizi bize bir nimet, bir lütuf, bir rahmet olarak gönderen Yüce Rabbimize sonsuz hamdu sena olsun. Ve bizlere Kur'an'ın ifadesiyle çok düşkün olan, çok haris olan, özellikle biz mü'minlere yine Kur'an'ın ifadesiyle Rauf ve Rahim olan Efendimiz, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Efendimize binlerce salat ve selam olsun. Allah'ın rahmeti, merhameti, mağfireti, inayeti hepimizin üzerine olsun. Yürekler tükenmiş, sevgi damarları kapanmış, merhamet damarları kapanmış, kalpleri çoraklaşmış insanlığın bulunduğu bir dönemde yaşıyoruz. Her zaman diyorum, bugün insanoğlu ta uzaylara kadar çıktı, uzayları keşfetti ama kendini kaybetti. Ta uzaylara kadar çıktı ama üst katındaki komşusunun hal ve hatırını sormak için çıkamıyor. Ta hücrenin DNA'sına kadar girdi, indi ama alt katta o taraf babasının evine girip de hâl hatırını soramıyor. Dolayısıyla her şeyi keşfederken kendisini kaybetti. İşte böyle bir zaman diliminden, insanın fıtratına yabancılaştığı bu zaman diliminde, insanın insanlığını kaybettiği bu zaman diliminde, hangi açıdan bakarsak bakalım, Hazreti Peygamber'e çok muhtaç olduğumuz bir dönemden geçiyoruz." dedi.
"Allah Resulü'nün ilk hedefi iyi insan, ahlaklı ve imanlı bir insan yetiştirmekti"
Çocukların akademik gelişmesinden çok ahlak ve kişiliklerinin kontrol edilmesi gerektiğine değinen Dr. Şaban Kondi, "Bugün, Mevlid-i Nebi Haftası dolayısıyla, Alemlere Rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellem'in şahsiyet inşası ile alakalı, sizlerle ayet ve hadisler çerçevesinde bazı bilgiler paylaşacağız. Hazreti Muhammed, iyi bir bilgin adam, iyi bir makam adamı yetiştirmek için gayret sarf etmedi. Allah Resulü; Cebrail Aleyhisselam'dan aldığı vahyi önce kendisi okudu, Kur'an'ın ilk hafızı olarak ezberledi, sonra hayatına tatbik etti, sonra sahabe yapmıştı. Allah Resulü'nün ilk hedefi iyi insan, ahlaklı ve imanlı bir insan yetiştirmekti. Bu cümleden hareketle hemen anne babalar olarak, hocalar olarak, amirler olarak, memurlar olarak şöyle bir çıkarım yapabiliriz: Sahiden biz çocuklarımızı iyi bir insan olsun, diye mi yüksek makamlara gelsin, diye yetiştiriyoruz. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Çocuklarımızın akademik geleceğini; makam, mevkii, ev, araba, dünyalık geleceğini düşünmemizle ahlaki ve kişiliğini, karakterini, imanî yapısını düşünmemiz ve bu uğurda çaba sarf etmemizi kıyaslayın." ifadelerini kullandı.
"Kalbimizde değil hayata dönüşecektir"
Sahabelerin nasıl birer yıldız gibi olduğunu aktaran Kondi, "Peki sahabe nasıl böyle yıldızlar gibi parladı? Bir cümle söyleyeyim size. Onlar diyorlar ki biz iman ettikten sonra Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ile tanıştıktan sonra onun adaletini, onun merhametini, onun sevgisini, onun nezaketini gördükten sonra vallahi ona şu sözü verdik: Ya Resulallah, senin sırdaşın olacağız. Ya Resulallah, senin uğrunda mücadele edeceğiz. Ya Resulallah, senin attığın her adımda, söylediğin her söz bizim hayatımızda, adeta sözümüzde, kalbimizde değil hayata dönüşecektir. Sahabe-i kiram ne diyor biliyor musunuz? Halid bin Velid mesela diyor ki, 'Vallahi biz bir olayla karşılaştığımız zaman hemen düşünüyorduk, acaba Resulullah olsa bu durumda nasıl davranırdı? Baba çocuğuna kızdı. Resulullah olsa acaba çocukla münasebeti nasıl olurdu? Kız çocuğu doğduğunda, yüzü adeta böyle ateş kesilen, ondan utanç duyan insanların karşısında kız çocuğu doğduğunda yüzü gülen, tebessüm eden, iki kız çocuğunu yetiştirip ahlaklı evlendirilen cenneti vaat eden Resulullah nasıl davranırdı?' diye, onlar kendini böyle çekip düzeltiyorlar. Ticaretinde, ahlakında, adaletinde, her şeyinde ama her şeyde Resulullah nasıl davranırdı, deyip düşünüp onun gibi davrandıkları için onlar kıyamete kadar yıldızlar gibi hala vardırlar." şeklinde konuştu.
"Eğer hedefiniz Allah rızası ise Allah'ın vaadine inşallah ulaşacağız"
Sahabeler gibi olmak için Peygamber döneminde yaşamak gerekmediğini söyleyen Kondi, "Peki bu zor mu? Biz de o insanlar gibi olabilir miyiz? Evet, gönlümüz arzu ederdi o dönemde yaşamayı. Gönlümüz arzu ederdi Allah Resulü'nün ellerini tutmayı, onun sohbetinde bulunmayı. Ama bizim inancımız, Allah Resulü'nün hayatında, döneminde yaşamayıp da kıyamete kadar kim onlara itaat ederse, onun gibi bir baba, onun gibi bir idareci, onun gibi bir komşu, aile reisi olmak isterse, olursa işte onlar Allah'ın nimet verdiği Peygamberlerle beraberdir. Allah bir söz verdi mi? O haktır ve gerçektir. Dolayısıyla kıyamete kadar oturduğunuz evde, görev yaptığınız makamda, görev yaptığınız camide, nerede olursanız olun, eğer hedefiniz Allah rızası ise Allah'ın vaadine inşallah ulaşacağız. Peygamberlerle beraber olacağız." ifadelerine yer verdi.
"Allah ve Resulü size neyi veriyorsa onu alın, neden sakındırıyorsa onu terk edin"
Peygamber Efendimizin kişiliğinden ve özelliklerinden bahseden Kondi, "Peki Peygamber Efendimiz evine girerken selamla giren, ailesine merhamet eden, yolda gördüğüne merhaba diyen, selam veren, her şeye besmeleyle başlayan, nefret duygularından arınan, komşusuna hürmet eden yani toplumda çocukları seven bir şahsiyet var; herkes ona bakıyor, örnek var ona göre şekilleniyor, böylelikle güzel bir karakter inşası meydana geliyor. Peki, değerli kardeşim, Allah-u Teala Peygamberimizi nasıl tanıtıyor? Bunu bilmemiz lazım ki örnek alalım. Bildiğiniz konu ama önce Allah-u Teala Allah'a itaati ona itaat, Allah'a imanı ona iman, Allah'a saygı ve hürmeti ona saygı ve hürmet kabul ediyor. Mesela 'Allah'a iman edin, Onun Resulüne iman edin.', 'Allah'a itaat edin, Onun Resulüne itaat edin.' Nerede iman varsa önce Allah sonra Peygamber. Nerede itaat varsa önce Allah'a sonra Peygamber'e. Dolayısıyla Allah-u Teala böyle bir Peygamberi tanıttıktan sonra bize net bir hüküm veriyor. Nedir o? 'Allah Resulü size neyi veriyorsa biliniz ki vahiy ile konuşur. O kafasına göre konuşmaz. O size neyi veriyorsa, hangi adamdan örneklik gösteriyorsa onu alınız. Nelerden sakındırıyorsa onu terk ediniz' buyuruyor. Bu Allah'ın bize verdiği bir hüküm, bize verdiği bir emir. Sonra ayetin devamında, 'Allah'tan korkun.' buyuruluyor. İslam'ın dışındaki bütün izmler insanları bölüp parçalamak, daha çok kazanmak, kin ve nefret üzerine kuruludur. Ama İslam sevgi ve barış üzerine kurulan bir sistemdir. Herkesin hakkını koruyan bir sistemdir. Adalet ve merhamet temenni eden bir medeniyettir. Onun için Allah ve Resulü size neyi veriyorsa onu alın neden sakındırıyorsa onu terk edin." diye konuştu.
Program toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi. (İLKHA)