Diyarbakır'da Mevlid-i Nebi programı düzenlendi
Peygamber Efendimizin dünyaya teşrifinin 1453'üncü yıl dönümü münasebetiyle Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır'da Mevlid-i Nebi etkinliği gerçekleştirildi.
Hicri takvime göre Rebiülevvel ayının 12'nci gecesi olan Mevlid Kandili münasebetiyle Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesinde Mevlid-i Nebi programı düzenlendi.
Merkez Yenişehir ilçesi Sümer Park alanında Selahattin Güler sunuculuğunda gerçekleştirilen program Ömer Akgül'ün Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Özlem Ajans ekibi tarafından okunan mevlid-i şerifin ardından Peygamber Efendimize ithafen hazırlanan şiirler seslendirildi.
İlahi ses sanatçılarının sahne almasıyla devam eden programda günün anlam ve önemine ilişkin İTTİHADUL ULEMA Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdulkuddüs Yalçın bir konuşma yaptı.
Peygamber Efendimizin rahmet peygamberi olmakla beraber cihad peygamberi olduğunu aktaran Yalçın, o dönemde günümüzde İslam ümmetinin en büyük sorunu olan Yahudilere karşı mücadelesine dikkat çekti.
"O, bize Allah'ın emir ve yasaklarını getirmiş ve mesajını bize iletmiştir"
Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem'in alemlere rahmet olarak gönderildiğini vurgulayan Yalçın, "Allah Celle Celaluhu bizim için O'nun hakkında 'Andolsun, Allah'ın Resûlünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. İçinizden Allah'ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah'ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah'ta güzel bir örneklik vardır.' buyurmaktadır. Demek ki Peygamber Efendimizin hayatı, yaşayışı, hal-hareketi, sözleri ve davranışları bizim için örnektir. Eğer Allah'a inanıyor, rahmetini umuyorsak ve ahiret kurtuluşunu talep ediyorsak Peygamber Efendimizin hayatında bizler için güzel örnekler vardır. O zaman bizim de O'nun hayatını örnek almamız gerekir. O'nun siretini, hayatını ve hadislerini okuduğumuz zaman bizler için birer örnek olmalıdır." ifadelerini kullandı.
Peygamber Efendimize tabi olmanın Müslümanlar için farz olduğunu belirten Yalçın, "Allah, 'Eğer siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah'ta sizi sevsin' buyurmaktadır. Demek ki biz Müslümanların Allah Resulü'ne tabi olmamız gerekir. Çünkü O, bize Allah'ın emir ve yasaklarını getirmiş ve mesajını bize iletmiştir. O mesajı bizzat kendisi yaşamış ve bizim de yaşamımızı istemiştir. Biz de onun hayatını onun gibi yaşamaya çalışırsak o zaman Allah bizleri sevecektir." dedi.
"Allah Resulü ve sahabelerin kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametli olmaları önemli bir özelliktir"
Yahudilerle olan mücadelesini özetle aktaran Yalçın, şu ifadelere yer verdi:
"Peygamber Efendimiz Mekke'de 13 yıl İslam'ı tebliğ etti, büyük işkence ve zorluklara katlandı. Nitekim Medine'ye hicret etmek zorunda kaldı. Medine'de İslam devletini kurdu ve İslam'ı yaymaya devam etti. Medine'de daha çok Yahudilerle uğraşmak zorunda kaldı. Yahudiler Beni Nadir, Beni Kaynuka, Beni Kureyza, ve Hayber olmak üzere birkaç kabileydi. Beni Nadir Peygamber Efendimizi değirmen taşıyla ezmek istedi. Allah'ın haber vermesiyle Efendimiz onları cezalandırdı, hepsini yurtlarından sürgün etti. Beni Kaynuka, Müslüman kadının namusuna el uzatması üzerine Efendimiz onları cezalandırdı ve Medine'den çıkardı. Beni Kureyza, Hendek Savaşında ihanet etti, Müslümanları arkadan vurduğu için Allah Resulü onları da cezalandırdı, eli silah tutanların hepsini idam ettirdi ama kadın ve çocuklara karışmadı. Son olarak Hayber, fitne yuvasına dönüştü ve elebaşları orada toplandı. Her gün müşrikleri kışkırtıyor, Müslümanlar aleyhinde fitne yapmaya çalışıyordu. Allah Resulü Hayberin üzerine de yürüdü ve fethetti."
Yalçın, "Peygamber Aleyhisselatu Vesselam alemlere rahmet olarak gönderilmiş fakat müşrikler ve Yahudiler Efendimize ve sahabelerine düşmanlık etti, Medine'de kurulan İslam devletini yok etmeye çalıştıklarından Allah resulü onlarla savaştı ve onların şerlerini def etti. Allah-u Teala Efendimizi ve sahabelerini vasıflarken 'Muhammed Allah'ın Resulüdür ve Onunla beraber olanlar kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler' diye buyurmaktadır. Bu önemli bir özelliktir." diye belirtti.
"Cihat ve tebliğ yapılıyorsa ibadetin sağlam olması içindir"
Peygamberimizin sahabelerinin özelliklerine de değinen Yalçın, "Diğer bir özellikleri de rükû ve secdeye varmalarıdır. Yani sahabe-i kiram mücahid oldukları gibi abid idiler. Hatta o kadar ibadet ediyorlardı ki onların alınlarında secde izi vardı. Günümüzde belki dava ve İslami tebliğ noktasında gerçekten güzel hizmetler yapabiliyoruz fakat ibadet, zikir, dua ve takva noktasında maalesef bazı zafiyetlerimiz var, mutlaka gidermemiz lazımdır. Çünkü cihat ve tebliğ yapılıyorsa ibadetin sağlam olması içindir." ifadelerine yer verdi.
"Yaratılış gayemiz ibadettir ve Allah'a kulluktur" diyerek konuşmasını sürdüren Yalçın, "Biz, sünneti seniyeyi hayatımızda tam olarak yaşayamıyoruz. Bu sebeplerden bir tanesi de dünya sevgisidir ve lüksüne aldanmaktır. Dünya sevgisi ve ölüm korkusu bizi esir aldığı içindir ki ismen, resmen belki Müslümanız ama maalesef ruhumuzda, kalbimizde ve fikrimizde Allah'ın istediği şekilde Allah korkusu, İslam, ibadet ve cennet sevgisi yoktur. Bundan dolayı küfür bizi rahat bir şekilde ezebiliyor." dedi.
"Ümmet olma vasfını kazanmamız için ibadet etmemiz ve sünneti seniyeyi kendimize rehber edinmemiz gerekir"
Konuşmasının devamında Gazze'de devam eden zulüm ve soykırıma da temas eden Yalçın, Gazze'nin yanı sıra Arakan, Yemen, Suriye, Çeçenistan ve Afganistan'da da Müslümanların şehid edildiğini ve bu katliamları hiçbir endişe ve korku duymadan gerçekleştirmelerinin sebebinin İslam ümmetinin ferdileşmesi, ümmet vasfını kaybetmesi, dünya sevgisi ve ölüm korkusu olduğunu söyledi.
Yalçın, "Eğer bizler gerçek bir ümmet olursak Allah'ın izniyle küfür hiçbir şey yapamaz ve İslam ümmeti eski izzetini tekrar elde edecektir. Demek ki şu an yapmamız gereken dir. Peygamber Efendimiz nasıl ki şirk ile, müşriklerle, yahudilerle, İslam düşmanlarıyla her zaman savaşmıştır ve bizimde onlarla her zaman savaşmamız lazımdır. İslam'ı gerçek manada şahsımızda yaşanmamız, Peygamber Efendimiz için burada toplanmamız, camilerde ezan okunması ve sabah namazında cuma namazına gittiğimiz gibi sabah namazına gidersek, elbette ki bunlar birer cihattır ve kafirleri rahatsız ediyordur." şeklinde konuştu.
Yalçın'ın konuşmasının ardından program, seslendirilen ilahi ve kasidelerden sonra Molla Nazım Şimşek'in yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)