Dershaneli mi, Dershanesiz mi?
Abdulkadir Turan / Doğruhaber / Rehberlik
Dershaneli mi, Dershanesiz mi?
Dershaneler, eğitime çok şey kattı; özellikle yoksul ailelerin ve eğitimde geri bırakılmış yörelerin öğrencilerine bir ek imkan sundu. “ Asla okumaz!” denilerek adeta kapı önüne atılan nice öğrenci dershane desteğiyle eğitime yeniden kazandırıldı.
Ancak dershaneler nihayetinde bir destek kurumudur, bir eksiğin tamamlanması için kurulmuştur, varlık nedeni o eksiğin varlığıdır.
Bir işte sürekli destek beklentisi o iş üzerine yoğunlaşmayı engeller. Zamanla destek, işin aslının yerini almaya başlar. Dershaneler de öğrencilerde oluşturdukları destek beklentisiyle öğrencinin okulla bağını zayıflattı ve zamanla okulun yerini aldı. Öğrenciler, dershanede öğrenme umuduyla okuldaki derse karşı ilgisiz kaldılar. Kimi öğretmenler de öğrencilerin dershanede öğrenme ihtimalini göz önünde bulundurup okuldaki dersi adeta boş geçirdiler.
Bu, anormal bir durumdur. Eğitim politikasına yön veren hiç kimse, buna göz yumamaz. Ancak okullardaki eğitim aksak oldukça, öğretmenlerin verimliliği artırılmadıkça öğrencilerin ek ders arayışı içinde olacağı da muhakkaktır.
Öncelikle eğitim-öğretimdeki eksiklerin giderilmesi ve okulların verimliliğinin artırılması beklenir. Dershanelere karşı özel okul açmak, adalet değildir. Özel okulların yaygınlaşması, fırsat eşitliğine zarar verir.
Konunun bu yönü, üniversiteye hazırlanan öğrenciyi pek ilgilendirmiyor. Öğrenciyi düşündüren dershanesiz bir ortamda iyi bir üniversite kazanmasının mümkün olup olmadığıdır.
Planlı bir çalışma ve iyi bir grup işbirliği ile dershanesiz de iyi bir üniversite kazanmak mümkündür. Bunun koşulları vardır.
Sınavdaki sorular müfredattan çıkıyor, ÖSYM’nin müfredatı aşarak soru sorması söz konusu değildir. Her dersin öğretmeni ise müfredata bağlı kalmak zorundadır. Öğrenci,
1. Derse hazırlanır,
2. Dersi düzenli takip eder,
3. Derse düzenli çalışırsa sınavda sorulacak her konuyu öğrenir.
Burada merak edilen, dersin öğrenilmemesi durumunda öğrencinin ne yapacağıdır. Okul öğretmenlerinin en azından bir kısmının ders dışında öğrenciye yardımcı olmadığı düşünülürse bu ciddiye alınacak bir sorundur.
Bunun çözümü, grup çalışmasıdır: Birkaç öğrenci, bir araya gelerek çalışır, birbirinin bilgisinden yararlanır, herkes iyi anladığını arkadaşına aktarır, böylece öğrenciler birbirini tamamlamış olur. Bu ilk anda Nasrettin Hoca’nın “Bilenler, bilmeyenler anlatsın!” nasihatını hatırlatsa da olabildiğine verimli bir yoldur.
İyi bir grup çalışması, iyi bir dersten daha çok fayda verebilir. Dershanelerin az olduğu dönemlerde bu tür işbirliği çok yaygın ve yararlıydı. Televizyon, ev sohbetlerini kestiği gibi dershane de öğrenciler arasındaki işbirliğini kesti. Dersi büsbütün ticari bir etkinlik haline getirdi.
Dershanelerin yokluğu çalışan ve yardımlaşan öğrenciyi olumsuz etkilemeyecektir.
Allah (cc) yardımcınız olsun.