• DOLAR 33.901
  • EURO 37.635
  • ALTIN 2809.646
  • ...
SON DAKİKA
Peygamber Sevdalıları: Batı Şeria yönetimi ABD icazetli politikalarına son vererek sorumluluğunu yerine getirmeli
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Soykırımın zirveye ulaştığı 7 ekimden bu yana meydanları boş bırakmayan Peygamber Sevdalıları Vakfı, her hafta olduğu gibi bugünde Aksa Tufanı'na destek amaçlı Diyarbakır'da basın açıklaması düzenledi.

Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi Yenihal Köprülü Kavşağında düzenlenen basın açıklaması etkinliğinde bir konuşma yapan Şehidler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik, tüm olumsuzlara rağmen Müslümanların Allah'tan ümidini kesmemesi gerektiğini İslam terihinden verdiği örneklerle aktardı.

Ömer Çelik

"Ümidini kaybeden toplumlar herşeyini kaybetmiş ve neticede zalimlerin kölesi haline gelmişlerdir"

Çelik, "Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de kendi yolunda mücadele edenlere ümit aşılamış, ümitvar olmamızı emretmiştir. İnsan malını, evini, memleketini kaybederse tekrar bulur ama ümidini kaybeden her şeyini kaybeder. Ümidini kaybeden toplumlar herşeyini kaybetmiş ve neticede zalimlerin kölesi haline gelmişlerdir. İnsanı ayakta tutan, mücadele ruhu veren ve zafere ulaştıran kişinin beslediği ümittir." dedi.

Konuyu İslam tarihinden verdiği örneklerle açıklayan Çelik, "İslam tarihinde 3 kıssa vardır ki biz müminlere nasıl ümit var olmamız gerektiğini anlatıyor. Bunlardan Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhivesellem'e Kabe'ye giderken üzerine deve işkembesi atılması durumunda sadece Hazreti Fatıma'nın yardımına koşabildiği bir dönemde İslam dininin ulaşabileceği yerleri tarif ve müjdesini vermesi olayıdır. İkincisi Mekke'den Medine'ye hicrette Süreka'ya ileri zamanlarda oluşabilecek güven ve emniyet ortamı ile Müslümanların elde edeceği zaferlerle ilgili söylediği hadisler meselesidir." ifadelerini kullandı.

"11 aydır bütün dünyanın müstekbirlerine karşı dimdik ayakta tutan Allah'tan bekledikleri o ümittir"

Gazze'deki Müslümanların tüm zorluklar karşısında zafere yönelik ümitlerine atıfta bulunan Çelik, şu ifadelere yer verdi:

"Eğer bugün Gazze'de Rabbani ve nebevi mücadeleyi veren, Allah için çarpışan ve savaşan o insanlar siyer mektebinde yetişmemişse nasıl 11 ay dayanabildiler? Çağımızın sahabeleridirler ve dersini direk Allah'ın Resulünden alan kutlu bir nesil… 11 aydır bütün dünyanın müstekbirlerine karşı dimdik ayakta tutan Allah'tan bekledikleri o ümittir. Zalim ve işbirlikçi yöneticiler, aynı Ahzab Savaşı gibi Gazze'yi her taraftan kuşatmışlar."

Konuşmasında İslam tarihinden örnekler vermeye devam eden Çelik, "Peygamber Efendimiz Hendek Savaşında; Yemen, Kisra ve Bizans saraylarını müjdelemişti. Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bahsettiği o 3 medeniyet, devlette zamanının süper gücüydü. Bugünün Amerika'sı, İngiltere'si, Rusya'sı gibiydi. Rabbimiz Âl-i İmrân Suresi 139'cu ayeti Kerime'de 'Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz.' buyurmaktadır. Bugün Gazze'den bütün dünyaya sesleniyorlar ve 'biz zaferi kazanacağız, israil yıkılacak' diyorlar. Bütün benliğimizle iman ediyoruz ve inanıyoruz ki zafer oradaki değerli kardeşlerimizin ve inananların olacaktır. Amerika, israil ve avenesi yıkılacak! Tıpkı bin 400 yıl önce Peygamber Efendimizin verdiği müjde gibi." şeklinde konuştu.

Çelik, "Bizim için önemli olan biz neredeyiz, yüreğimiz kimin için atıyor, sesimiz kimin için çıkıyor, paramız kimin için harcanıyor ve kimin için ağlıyoruz? Önemli olan bizim duruşumuzdur! Münafıklarının ve İslam düşmanlarının sesleri fazla çıkması, Müslümanların aleyhinde konuşulması ve töhmet altında bırakılmaları bizi yıldırmasın! Eğer bizim sesimiz onlardan fazla çıkmazsa, onlardan fazla kardeşlerimizi müdafaa etmek, savunmak ve onlarla beraber olmak için sokaklarda ve etkinliklerde olmazsak bize yazıklar olsun! Rabbi Zülcelâya yemin olsun ki Gazzeliler kurtulmuşlardır ve cennetin varisleridir." diye belirtti.

İsmail Dalkılıç

"siyonistlerle ilişki ve ticaretlerini kesmeyenlere veyl olsun"

Çelik'in konuşmasının ardından yapılan basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına İsmail Dalkılıç okudu.

Mücadelenin sabır ve gayret istediğini, bu yönde Allah-u Teala'nın tüm müminleri sorumlu tuttuğunu belirten Dalkılıç, tarihi bir dönüm noktası oluşturan Aksa direnişinde Gazze'yi, Filistin'i, direniş cephesini yalnız bırakıp bu sorumluluktan kaçmanın cepheyi terk etmek anlamına geldiğini söyledi.

Kudüs davasının tüm ümmetin davası olduğunu vurgulayan Dalkılıç, "Bu dava hepimizin davasıdır. Bu mücadele bizim için varlık yokluk mücadelesidir. Haydi mücadelede sabırla yarışmaya! Haydi Aksa murabıtlarından nöbeti devralmaya! Küfür ve zulüm cephesi yekvücut şekilde ümmetin varlığına kastetmişken hâlâ vahdeti bozacak, saflarda gedik açacak, tefrikaya kapı aralayanlara yazıklar olsun! siyonistlere açık gizli destek olanlara, siyonistlerle ilişki ve ticaretlerini kesmeyenlere, reel politik yaklaşımla soykırıma seyirci kalanlara veyl olsun!" dedi.

Dalkılıç, "Soykırım ve işgal politikasını Gazze dışında da sürdüren siyonist çete; Batı Şeria ve Lübnan'da da sistematik olarak toplu katliamlar yapmakta, yerleşim yerlerini bombalamakta, işgalcilere yeni alanlar açmak için Filistinlilere ait arazi ve konutları yakıp yağmalamaktadır. Savunmasız sivillere yönelik saldırı ve katliamların her geçen gün arttığı Batı Şeria'daki yönetim, siyonist ve ABD icazetli politikalarına son vererek sorumluluğunu yerine getirmeli ve meşru müdafaa hakkını kullanan, direniş safında yer alan Filistinlilere yönelik baskı ve engellemelere araç olmamalıdır." ifadelerini kullandı.

"Tüm olumsuz şartlarda bile yılgınlık ve yeis mü'minin işi olamaz"

Suikast ve saldırılarını ümmet coğrafyasında yaygınlaştıran siyonistlerin Mescid-i Aksa'yı imha ve işgal hedeflerini gizleme ihtiyacı bile duymadığının altını çizen Dalkılıç, "Şehid ve yaralılar dışında binlerce kardeşimiz her gün yapılan operasyonlarla tutuklanmakta ve en ağır işkencelere tabi tutulmaktadır. siyonist zindanlarında kıyım ve soykırımın başka bir çeşidi sergilenmektedir." şeklinde konuştu.

siyonist rejim ve hamisi ABD'nin yapılan ateşkes müzakerelerinde işgali kalıcı hale getirme planları yaptıını ve oyalama taktiği uyguladığını kaydeden Dalkılıç, siyonist ve işbirlikçilerinin bu diplomatik hile ve tuzaklarına karşı tüm Müslümanlar uyanık ve basiretli olması, yönetim ve yetkiyi uhdesinde tutan idarecilerin de bu habis planlara alet olmaması gerektiğini söyledi.

siyonist soykırıma iştirak eden çifte vatandaşlık sahibi kişilerin yargılanıp cezalandırılması ile ilgili olarak Meclis gündemine alınan düzenleme bir an önce yasalaştırılıp etkin şekilde uygulanması hususunda hatırlatmada bulunan Dalkılıç, "Tüm olumsuz şartlarda bile yılgınlık ve yeis mü'minin işi olamaz. Hepimiz İlahi emrin muhatapları olarak sabır ve azimle mücadelemize devam etmekle mükellefiz. Her alanda ve zeminde Gazze'yi, Aksa'yı gündemimizin ilk sırasına alarak bilinç ve direnişi sürekli ve canlı tutmalıyız. Vahdet ve dayanışma halinde ümmetin tüm dinamiklerini harekete geçirmek için tüm imkân ve enerjimizi seferber etmeliyiz. Her geçen gün şehid kanlarıyla güçlenen direniş cephesinde yerimizi alarak kenetlenmiş saf haline gelmeliyiz." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir