İlk defa üniversiteye gideceklere tavsiyeler!
Üniversite sınavını kazanıp bir okula yerleşen ve ilk defa ailelerinden uzakta bir şehirde yaşamaya başlayacak olan öğrencilere tavsiyelerde bulunan Eğitimci Ömer İmir; “Öğrenciler; kimliğini, geleneğini, göreneğini, kaybetmemek adına arkadaş seçimine çok dikkat etmelidir” dedi.
Haziran'da gerçekleştirilen ve 13 Ağustos'ta yerleştirme sonuçları belli olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı ile yüzbinlerce kişi bir üniversite okumaya hak kazandı.
Yıllarca aileleriyle birlikte yaşayan öğrencilerin birçoğu ilk kez şehir dışına okumaya giderken karşılaşabilecekleri olumsuzluklar da hem öğrenciler hem de aileleri tedirgin ediyor.
Gençlerin karşılaşabilecekleri ortamlarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Eğitimci Ömer İmir, öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu.
Üniversiteye yerleşen adayların lise hayatını geride bırakarak yeni bir eğitim ve öğretim sürecine girdiğini hatırlatan İmir, “Yeni bir eğitim süreci, yeni bir ortam, yeni bir şehirde yaşayacakları sebebiyle stres ve kaygı süreci oluşacaktır. Ancak bu stres kaygıya sebep olmamalı, tatlı bir heyecana sebep olmasında ise mahsur yoktur.” dedi.
“Eskiye nazaran üniversite öğrencilerinin barınmayla ilgili çok ciddi bir sorunu kalmamıştır”
Üniversiteyi kazanan adaylarda üniversite hayatlarının sonraki dönemine katacakları olumlu kazanımların olacağını ifade eden İmir, “Bu kazanımları düşünerek karşılaşacakları zorlukların ne kadar küçük olduğunu fark edeceklerdir. Farklı bir ilde üniversite okuyacak adayların ilk karşılaşacağı ve aşmaları gereken en önemli sorunun barınma sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Fakat şunu bilmeliler ki eskiye nazaran üniversite öğrencilerinin barınmayla ilgili çok ciddi bir sorunu kalmamıştır. Bu konuyu çok sıkıntı etmesinler çünkü eskiye nazaran KYK yurtlarının sayısı ve kontenjanları bayağı artmıştır. Bununla beraber özel vakıf yurtları olsun, evler olsun alternatif olarak düşünülebilir. Bu yüzden barınma sorunuyla ilgili ciddi bir kaygıya, strese gerek yoktur. Bu konuda adaylar rahat olsunlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Üniversite sürecini geçirecek öğrencilerin karşılaşacağı bazı zorluklar olabileceğinin altını çizen İmir, “Daha önce çamaşır, yemek yapma, temizlik derdi olmadığı halde üniversiteyle beraber bu sorumlulukları olacaktır fakat bu öğrencinin üniversite sonrası hayatı için çok güzel deneyimler kazanmasına sebep olacaktır. Üniversite kazanan kardeşlerimiz üniversiteyi bitirdikten sonra aile kurmada ve sonraki hayatlarında önemli deneyimler, tecrübeler kazanmalarına sebep olacaktır. Bu durum olumsuz bir yön olarak görülmemelidir tam tersi çok önemli avantaj olarak görülmelidir.” diye konuştu.
“Üniversite ortamı her ne kadar bilim, teknik, mesleki açıdan kişiye çok önemli kazanımlar elde etmesine olanak sağlasa da manevi olarak kaygan bir zemine sahiptir”
İmir, “Farklı bir ilde okuyacak öğrencilerin karşılaşacağı en önemli sorunlardan bir tanesi de ilk defa farklı kültür, millet, inanç veya ideolojiye sahip bir ortamda bulunmaları olacaktır. Bu yüzden öğrenciler; kimliğini, geleneğini, göreneğini, kaybetmemek adına arkadaş seçimine çok dikkat etmelidir. Çünkü üniversite ortamı her ne kadar bilim, teknik, mesleki açıdan kişiye çok önemli kazanımlar elde etmesine olanak sağlasa da manevi olarak kaygan bir zemine sahiptir. Bu süreci de bu açıdan güvenli bir şekilde atlatabilmesi için iyi arkadaş seçimine çok dikkat etmelidir. İyi arkadaş seçmenin en güzel yolu da mescit kardeşliğidir. Kampüsümüzde bulunan mescit veya camide karşılaştığımız gençlerle tanışmaya çalışalım. Gördüğümüz yeni bir sima olduğu zaman ayaküstü de olsa tanışıp muhabbet etmeye çalışalım bu durum bizi manevi olarak koruyacaktır. Aynı zamanda bilimsel derslerin başarısı açısından da iyi arkadaş seçiminin önemi çok fazladır. Özellikle derslerinde başarılı, sorumluluk sahibi kişilerle arkadaşlık edinmeniz size çok önemli avantajlar sağlayacaktır. Bu sayede akademik başarı grafiğinizin çok iyi olacağını söyleyebiliriz.” diye belirtti.
“Üniversite; kişisel gelişimimize, sosyal farkındalık oluşturacak organizasyonlara, STK çalışmalarına vakit ayırabilecek bir süreçtir”
Üniversite döneminin öğrenciler için sorumluluk düzeyinin en az olduğu bu durumla beraber kendisine zaman ayırabileceği, kendisini geliştirebileceği ve sosyal faaliyetlerde bulunabileceği bir dönem olduğunu aktaran İmir, “Bu yüzden üniversiteyi sadece derse gir-çık olarak görmemeli, üniversite; kişisel gelişimimize, sosyal farkındalık oluşturacak organizasyonlara, STK çalışmalarına vakit ayırabilecek bir süreçtir. Üniversite bittikten sonra iş hayatı, evlilik hayatı, aile hayatıyla beraber bu fırsatı kaçırabiliriz. Bu yüzden üniversite hayatı bunun için çok büyük bir fırsattır. Çok güzel imkanlar sunmakta; kendimizi kişisel, kültürel, eylemi olarak geliştirmek istiyorsak üniversiteye başlar başlamaz bir program, bir plan çıkarmamızın bize çok önemli katkıları olacaktır.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)