Sanal ortamdaki zararlı içeriklere karşı ebeveynlere düşen görevler nelerdir?
Çocukların teknoloji bağımlılığı ile beraber sanal ortamda onları ahlaki yönden yıpratan zararlı içeriklere karşı ailelere büyük görevlerin düştüğünü vurgulayan İDEV Mardin temsilcisi Ahmet Nas, bu konuda önemli tavsiyelerde bulundu.
Çocukların yaz tatili boyunca bilgisayar oyunları, sosyal medya platformları gibi alanlarla fazla meşgul olmasının yol açtığı dijital bağımlılık, beraberinde birçok zararlı alışkanlıkları meydana getiriyor.
İdeal Eğitim Vakfı Mardin temsilcisi Ahmet Nas, özellikle gençlerin sanal ortamda karşılaştıkları uygunsuz içeriklere karşı ailelerin dikkatli olması gerektiğini belirtti.
Çocukların sanal ortamda karşılaştığı olumsuz durumların günlük hayatlarına da yansıdığını belirten Nas, “Bildiğimiz gibi sanal ortamlar aslında günlük yaşamın daha ileri haliyle yaşandığı ortamlardır. Günlük hayatta insanlar, birçok şeyle karşılaşıyor. Sanal ortamda da aynı şekilde bütün karşılaşmalar oluyor. Ancak sanal ortamlarda daha kontrolsüz oluyor. İnsanların günlük yaşamda kendilerini toplum baskısından veya imkânsızlıktan dolayı sınırlandırdığı bazı noktalar, sanal ortamda yok. Sanal ortam sınırsız oluyor. Haliyle bu tür ortamlarda çocuk olanlar, henüz kişiliği oturmamış olanlar çok büyük tehlike altında oluyorlar. Özellikle şiddet ortamları. Şu anda çocukların oynadığı oyunlara dikkat edin hep şiddet içerikli. Çocuklar da haliyle şiddete meyilli hale geliyorlar. Aynı şekilde cinsel içeriklerde de, kişiliği oturmamış bir çocuk bu tür şeylerle çok maruz kaldığı zaman o çocuk için olumsuz neticeler ortaya çıkıyor. Kimi zaman çocuk direkt bu tür sitelere girmese bile aradığı bir bilgi veya oynadığı bir oyun onu hiç kendisinin istemediği bir yere yönlendirebiliyor. Çocuklar ve gençlerde bu tehlike olduğu gibi, yetişkinler dahi sosyal medyanın acemileridirler. Sosyal medya üzerinden hiç istemediği noktaya insanlar gelebiliyor. Çünkü siz karşınızdaki insanların niyetini bilemiyorsunuz, karşınızdaki insanın kim olduğunu dahi bilemiyorsunuz. O insan kendini çok farklı bir şekilde size tanıtıp aslında sizi farklı mecraları çekebiliyor.” şeklinde ifade etti.
“Sanal ortamda çok fazla zaman geçirmek, çok fazla kötüyle maruz kalmak anlamına gelir”
Ailelere bu konuda düşen görevler ile ilgili olarak Nas, “Ailelerin öncelikle kendilerine dikkat etmeleri gerekiyor. Her şeyden önce sosyal medya kullanımı olsun, sanal ortamlarda zaman geçirme konusu olsun, anne babaların iyi birer örnek olmaları gerekiyor. Bu tehlikenin öncelikle farkına varmak gerekiyor. Nasıl ki bir insan başına herhangi bir kaza gelmemesi için çocuğunu rastgele sokağa salmıyorsa aynı şekilde sanal ortamlarda da çocuğunu başıboş bırakmaması lazım. Bir diğer önlem ise çocuğun sanal ortamda geçirdiği süreyi sınırlı tutmaktır. Sanal ortamlar maalesef bilinçli veya daha doğrusu duyarlı insanların kapladığı alandan daha fazla kötü niyetlilerin kapladığı bir alandır. Haliyle çok fazla zaman geçirmek, çok fazla kötüyle maruz kalmak anlamına gelecektir. Bu zamanın sınırlı olması lazım. Bir çocuk sanal ortamda çok fazla zaman geçirirse, o kadar kötülüklerle karşı karşıya gelme ihtimali artar.” şeklinde aktardı.
Nas, “Bize ayrılan bir ömür sermayesi var ve biz bu ömür sermayesiyle hem dünyamızı hem de ahretimizi kazanmak zorundayız. Gençlerin daha çok eğitim alanında zamana ihtiyaçları var. Çocuklar bir yarış halinde bir yere gelebilmek için çok fazla zamanını harcamaktadırlar. Böyle olduğu halde kalkıp zamanını gereksiz mecralarda geçirdiği zaman haliyle eğitim hayatında başarısız olur. Günlük hayatında da sosyal hayatında da maalesef başarısız olur. Çünkü böyle bir çocuk sosyalleşemez. Onun dünyası artık o ekranın içindekiler olmuş olur. Etrafındaki gördüğü komşuları, ailesi, okul arkadaşları onun için çok önem arz etmiyor. Hatta kimi zaman aynı ortamlarda oturduğu halde sosyal medya üzerinde haberleşen insanlar oluyor. Bu durum, insanın gerçek hayattan kopması anlamına geliyor. Sosyal olarak tabii ki zarar görüyorlar. Bir iş insanı bile olsa yeteri kadar işiyle meşgul olamıyor. Diğer yandan bu cihazlar radyasyon yaydığı için insanın sağlığına da zararlıdır. Çocukların DNA’sını bile etkiliyor. Göz sağlığından, akıl sağlığından, vücut sağlığından, duruş bozukluklarına kadar birçok konuda bu mecralarda fazla zaman geçirmenin zararları ortadadır. Bazı zararlar da tabi yıllar sonra ortaya çıkacak. Belki zararların bazılarını şu anda göremiyoruz. Ancak bir kısım zararlar önümüzdeki yıllarda ortaya çıkıyor. Bir çocuk oyun oynuyor ve bir sürü kişi öldürüyor ve sonra sıfırdan başlatıyor. Hâlbuki hayatı sıfırdan başlatamazsınız. Hayatta hiçbir zaman geriye dönemiyorsunuz, dünü yaşayamıyorsunuz. Ancak çocuk için bu, sosyal mecralarda çok kolaydır. Profilini değiştirmek çok kolaydır. Hayata, sıfırdan başlamış olduğunu sanıyor. Kırdığınız insanlar sürekli kırdığınız insanlar olarak kalır. Zarar verdiğiniz kişiler sürekli zarar verdiniz kişiler olarak kalır. Siz bunu sıfırdan başlatamazsınız. O açıdan ailelerin öncelikle kendilerine, ondan sonra da çocuklarına bu konuda eğitim vermeleri ve almaları gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Ebeveynler çocuklarıyla kitap okumalı, beraber zaman geçirmelidir”
Ebeveynlerin, çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmesi gerektiğine dikkat çeken Nas, “Aileler çocuklarıyla zaman geçirmeli. İçlerinde oturup onlar gibi telefona dalmamalı. Onlarla karşılık konuşmak, onların günlük yaşamını nasıl geçirdiğini öğrenmek. Belki onların hayalleriyle ilgili konuşmak. Kimi zaman bize senin çocuğun ne olmak istiyor sorusuna karşı hiç sormadım cevabını veriyoruz. Örnek olmak açısından kitap okuma. Zaten örnek olmazsak bile kitap okumamız gerekiyor ama en azından kendimiz için olmasa bile çocuklarımız için zamanın nasıl geçirileceğine dair iyi örnek olmak açısında kitap okunmalıdır. Bununla beraber akraba ziyareti yapmak, arkadaşlarla zaman geçirmek ve bu şekilde çocukların da bunu görmesini sağlamak önemlidir. Aynı zamanda çocukların fiziksel aktivitelere katılmalarını teşvik etmek gerekiyor. Eski zamanlarda belki çocukların sokakta top oynamaları hoş görülmezdi ama şu anda telefonda geçirilecek bir zaman yerine çocuğun çamurda oynamasını ben tercih ederim. Dışarıda sağlıklı bir şekilde spor olabilecek aktiviteleri yapması, arkadaşlarla kaynaşması, sosyalleşmesi açısında dışarıda oyun oynaması gerekir. Ev içinde de oyunlar oynanabilir, bulmacalar şeklinde aile içi oyunlar oynanabilir. Bu şekilde çocukların sosyal medyaya fazla ihtiyacı olmayacağı etkinlikler yapmak lazım.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)