Aktürkoğlu: Allah'ın emriyle kurulan evlilik müessesi İslami usullere uygun olmalı
Düğünlerin İslami usullere uygun çerçevede yapılmasıyla ilgili konuşan İstanbul İl Müftü Yardımcısı Ahmet Aktürkoğlu, Allah'ın emriyle kurulan bir müessesenin Allah'ın emrine muhalif bir süreçle yürütülmesinin doğru olmadığını söyledi.
Müslüman bir toplumda birçok konuda Allah'ın emirleri dikkate alınırken özellikle düğün merasimleri düzenlenirken bu hassasiyete dikkat edilmediği görülüyor.
Allah'ın emri, Peygamber Efendimizin sünneti olan evlilik müessesesinde hassasiyetlerin göz ardı edilerek haram ortamların oluşması evliliği diğer süreçlerini de olumsuz etkiliyor
Evlilik sürecinde düğün, nişan ve nikâhın Allah'ın emirlerine uygun yürütülmesi ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan İstanbul İl Müftü Yardımcısı Ahmet Aktürkoğlu, "Bu süreçte helal ve harama dikkat edilmesi gerektiğini, harama girmeden de eğlence yapılabileceğini ifade etti.
"Toplumu oluşturan en önemli kurumlardan olan ailenin kurulmasında Allah'ın emirlerine dikkat edilmeli"
Aktürkoğlu, "İslamiyet, insanlığın biyolojik ve sosyal olarak sağlıklı, huzurlu bir şekilde devam edebilmesini aile yuvası kurularak temin edilmesine bağlanmıştır. Aile kurulmadan yaşanan birliktelikler sosyal hayatta birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu yüzden ilk insandan itibaren kurulan tüm medeniyetlerde aile yuvası toplumu oluşturan en önemli yapıdır. Mademki toplumu oluşturan en önemli kurumlardan birisi ailedir o zaman bunun tesis edilmesine de büyük önem verilmelidir." dedi.
"Toplumun en önemli eksikliği aile ile giderilmeye çalışılmaktadır"
Aile yuvalarının Allah'ın emriyle kurulduğunu, bu müessese kurulurken Allah'ın emrine muhalif davranılmaması gerektiğini kaydeden Aktürkoğlu, "Allah'ın emrini gözetmemiş olsaydık böyle bir ihtiyaç da duymazdık. Aile kelimesi de Arapçada köken olarak bir eksikliğin giderilmesi anlamına gelir. Toplumun en önemli eksikliği aile ile giderilmeye çalışılmaktadır. Allah'ın emri insanlığa bu şekilde gönderilmiş ve asırlardır bu şekilde devam ediyor. Mademki Allah'ın emriyle bu yuva kurulacak, o yuvanın ilk tesis edilmeye başlandığı anda da Allah'ın emirleri uygulanmalı. Allah'u Teâlâ Kur'an-ı Kerimde, 'kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı edeceksiniz?' diye buyuruyor. Onun için dini bir bütün olarak kabul etmeliyiz. Nasıl ki doğumumuzdan ölümümüze kadar İslami bir hayat yaşamaya gayret ediyorsak hayatımızın en önemli kararlarından biri olan aile yuvasının kurulmasında da bu hassasiyete dikkat etmeliyiz." diye konuştu.
Aktürkoğlu, "Çevremizde çokça şahit olduğumuz Müslüman bir anne babadan dünyaya gelmiş, Allah'ın emri ile söz ve nişan yapmış birisin düğününde Allah'ın emri dışında birçok şeyin bir arada yaşandığını görmekteyiz. Özellikle düğün merasimlerinde çokça karşılaştığımız durumlardan birisi kadın ve erkeğin bir arada eğlenmesidir. Bir de bir kısım marjinal gruplarda gördüğümüz bir durum da düğünlerde alkol tüketilmesidir. Bu da Allah'ın emirlerine aykırı durumlardır. Bunlar, Allah'ın emriyle kurulan bir aile yuvasının düğün merasiminde görülmemesi gereken durumlardır." şeklinde konuştu.
Allah'ı sınırlarını aşmadan alternatif şekillerde de düğünlerde eğlenilebileceğini hatırlatan Aktürkoğlu, Peygamber Efendimiz, 'düğünlerinizi cenazeler gibi yapmayın, düğünlerinizde eğlenin' diye tavsiyede bulunduğunu ancak eğlenirken de Allah'ın sınırları aşılmadan, günaha girmeden eğlenilmesi, kadın ve erkeklerin ayrı olması gerektiğini ifade etti.
"İnsanlar imkânları ölçüsünde evliğin kolaylaştırılması için birbirlerine yardımcı olmalı"
Kurulacak evlilik müessesiyle ilgili adaylara da tavsiyelerde bulunan Aktürkoğlu, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Evlilikte en önemli şartlardan birisi denklik hususudur. Ailelerin kültürel ve ekonomik anlamda denk olması çiftler için avantaj sağlar. Gönüller bir olduktan, anlaşma sağlandıktan sonra kurulan evlilik yürütülebilir. Burada kültürel ve ekonomik olarak birbirlerine denk olan ailelerin kendilerine uygun ölçülerde düğün merasimi, nikâh akdi yapmaları caizdir. Ancak insanların imkânlarının üstünde birbirlerine gösteriş yaparak yarış içine girmeleri evlilik hususunu yaralayan bir durum olarak karşımıza çıkar. Dolayısıyla insanlar imkânları ölçüsünde evliğin kolaylaştırılması için birbirlerine yardımcı olmalılar. Özellikle düğün salonlarına ödenen çok pahalı kiralar evlilik müessesini ilk günden ağır bir külfet altına koyuyor. Müslümanların dayanışma içerisinde yeni evlilik müessesesini kuran çiftlere verdiği mali yardımın sonraki hayatlarında hiçbir işlerine yaramayacak olan düğün salon kiralarına vermeleri son derece manidardır." (İLKHA)