Sosyolog Günce: Sosyal medyada her bilgiye inanmak, bilgi kirliliğine ve yanılgıya neden olur
Sosyal medyadaki her bilgiye inanmanın büyük yanılgılara neden olacağını belirten Sosyolog Taner Günce, "Sosyal medyada gördüğümüz veya duyduğumuz her bilginin doğruluğunu sorgulamak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha bilinçli ve rasyonel kararlar almamızı sağlar" dedi.
Günümüzde sıkça kullanılan sosyal medyanın oluşturduğu tehlikeye dikkat çeken Sosyolog Taner Günce, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, sosyal medyada her görülene ve duyulana inanmamak gerektiğine vurgu yaptı.
Sosyal medyanın kirli ve yalan, yanlış bilgilerle dolu olduğuna işaret eden Günce, sosyal medya kullanıcılarına önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu.
Sosyal medyanın, internet üzerinden kullanıcıların içerik oluşturduğu, paylaştığı ve etkileşimde bulunduğu dijital platformların genel adı olduğunu tanımlayan Günce, dünya genelinde sosyal medya kullanıcılarına yönelik yapılan araştırmada 8.08 milyar dünya nüfusunun 5,04'ünün sosyal medya kullandığının tespit edildiğini aktardı.
Taner Günce
"Sosyal medyadaki bilgilere körü körüne inanmak, çeşitli sorunlara yol açar"
Bu da dünya nüfusunun yüzde 62,38'inin sosyal medya kullandığı anlamına geldiğini ifade eden Günce, "Sosyal medya, bilgiye erişimimizi kolaylaştıran ve hızlandıran güçlü bir araçtır ancak sosyal medya üzerindeki bilgilere körü körüne inanmak, çeşitli sorunlara yol açar. Sosyal medya platformları, dünya genelinde milyarlarca kullanıcıya anlık bilgi sunar ancak bu bilgi akışı, yanıltıcı ve yanlış bilgilere de açık bir ortam yaratır." dedi.
"Doğruluktan uzak içeriklerin paylaşılması toplumu yanlış bilgilendirir"
Sosyal medyada görülen içeriklerin doğruluğunu hemen kabul etmenin, yanlış bilgilere dayalı kararlar alınmasına neden olacağını belirten Günce, "Bu durum sağlık, güvenlik ve toplumsal olaylar gibi kritik konularda ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Özellikle bilinçli olarak üretilen doğruluktan uzak içeriklerin paylaşılması ve sosyal medyada dolaşıma sokulması hem içerikleri üretenler hem de bu içerikleri doğrudan veya dolaylı bir şekilde paylaşanlar tarafından toplumun yanlış bilgilenmesine neden olmaktadır." diye konuştu.
"Yanlış bilgilerin yayılması toplumların sağlığı ve güvenliği üzerinde olumsuz etkiler yaratır"
Yanlış bilgi ve dezenformasyon, sosyal medya üzerinde hızla yayılabilen içerikler olduğunu dile getiren Günce, "Bu tür içerikler genellikle sansasyonel başlıklar, çarpıtılmış gerçekler veya tamamen uydurulmuş bilgiler içerir. Dezenformasyonun yayılma hızı, bu bilgilerin toplumsal algıyı etkileme potansiyelini artırır. Yanlış bilgilerin yayılması, bireylerin ve toplumların sağlığı ve güvenliği üzerinde olumsuz etkiler yaratır." ifadelerini kullandı.
"Sosyal medyada karşılaşılan bilgilerin doğruluğunu sorgulamak, yanıltıcı içeriklere karşı korunmanın anahtarıdır"
Sosyal medya algoritmalarının, kullanıcılara ilgi alanlarına ve önceki etkileşimlerine dayalı içerikler sunduğunu vurgulayan Günce, şöyle devam etti:
"Kullanıcıların yalnızca kendi görüşlerini pekiştiren içeriklerle karşılaşmasına neden olur. Bu durum, bireylerin farklı bakış açılarına erişimini engeller ve toplumsal kutuplaşmayı artırmaktadır. Sosyal medyada karşılaşılan bilgilerin doğruluğunu sorgulamak, bilgiye eleştirel bir yaklaşım benimsemek, yanıltıcı içeriklere karşı korunmanın anahtarıdır. Eleştirel düşünme becerileri, kullanıcıların bilgiyi analiz etme, kaynakları değerlendirme ve önyargıları tanıma yeteneklerini geliştirir. Bu beceriler, sosyal medya kullanıcılarının daha bilinçli ve bilgiye dayalı kararlar almalarını sağlar."
"Doğru kaynaklar, bilgilerin doğruluğunu test etmek için kullanılabilir"
Sosyal medyada karşılaşılan bilgilerin doğruluğunu kontrol etmek için çeşitli araçlar ve kaynakların mevcut olduğunu belirten Günce, "Doğruluk kontrolü platformları, haber siteleri ve akademik kaynaklar, bilgilerin doğruluğunu test etmek için kullanılabilir. Bu araçlar, yanıltıcı içeriklere karşı daha güvenilir bir bilgi ortamı sağlamaya yardımcı olur. Medya okuryazarlığı ve dijital eğitim programları, bireylerin sosyal medya üzerindeki bilgileri daha etkin bir şekilde değerlendirmelerine yardımcı olur. Eğitimler, kullanıcıların bilgi kaynaklarını nasıl analiz edeceklerini, yanlış bilgileri nasıl tanıyacaklarını ve güvenilir kaynaklardan nasıl doğruluk kontrolü yapacaklarını öğretir. Bu tür eğitimler, toplumsal bilgi kalitesini artırır." ifadelerini kullandı.
"Bilgiye eleştirel bir yaklaşım benimsemek güvenilir bilgiye ulaşmanın temel yoludur"
"Sosyal medyada gördüğümüz veya duyduğumuz her bilginin doğruluğunu sorgulamak,
hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha bilinçli ve rasyonel kararlar almamızı sağlar." diyen Günce, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bilgiye eleştirel bir yaklaşım benimsemek, yanıltıcı içeriklere karşı korunmanın ve güvenilir bilgiye ulaşmanın temel yoludur. Sosyal medya kullanıcılarının, bilgileri her zaman sorgulayıcı bir gözle incelemeleri ve doğruluklarını kontrol etmeleri, bilgi kirliliğinin önüne geçmek için kritik öneme sahiptir." (İLKHA)