• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
28 Şubat Davasında İlginç İddia
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ankara`daki 28 Şubat davasında sanıkların tahliye edilmesi dikkatleri yeniden mahkemeye çevirdi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi`nin 28 Şubat davasına ilişkin tahliye kararları kadar `Postmodern darbenin kayıp belgeleri` de tartışılıyor. 9 saat süren tarihi Şubat 1997 MGK toplantısı tutanaklarının istenmesine yönelik mahkemenin tavrı da tepkiyle karşılandı. 9 saatlik MGK toplantısına ilişkin yalnızca MİT`in yaptığı irtica ile ilgili 31 sayfalık sunum kayıtları Mahkemeye gönderildi. Mahkeme geriye kalan belgelerin peşine düşmedi ve eksik belgeler nedeniyle davanın seyri aksadı.

İRTİCA SUNUMU HALA GÖNDERİLMEDİ

Yeni Şafak`ın haberine göre; Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi Başkanı Fevzi Türkeri`nin irtica sunumuna dair tek bir cümle veya belge Mahkeme`ye gönderilmedi. Mahkeme buna ilişkin ne MGK Genel sekreterliğinden ne de Genelkurmay Başkanlığından bir açıklama istemedi. Öte yandan 12 Eylül Askeri darbesini yapan cuntanın çekirdek ekibi bunu tüm TSK`ya mal etmek için hareket etti. 12 Eylül`ün gizli darbe planı `Bayrak Harekat` planına katılımın sağlandığı en alt rütbeli subaylara kadar imzalatıldı. 28 Şubat cuntasının BÇG`de görevli subaylara Karargah`taki özel odaya giriş kartı verilmişti. Müşteki avukatları bu giriş kartlarının bile darbecilerin kimliklerini deşifre ettiğine vurgu yaptı.

Dehşete kapıldım

28 Şubat`ın en önemli mağdurlarından kurulan Refah-Yol`un Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller soruşturma savcısına verdiği ifadede kendisine gösterilen belgeler karşısında `Dehşete kapıldım` demişti. Müşteki avukatları `Çiller`i dehşete düşüren belgeler anlaşılan mahkeme heyetini çok etkilememiş` görüşünü dile getiriyor. Mahkeme`nin tahliye ettiği isimlerin çoğu Anayasayı ihlal ve halkın oyuyla seçilerek kurulan hükümetin düşürülmesi suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. Müşteki avukatları suçun ağırlığı, dellillerin durumu ve kuvvetli suç şüphesi gibi esaslar dikkate alındığında tahliye kararlarının verilmesindeki yanlışlığın altını çiziyor.

Bu haberler de ilginizi çekebilir