• DOLAR 33.982
  • EURO 37.725
  • ALTIN 2728.385
  • ...
İstanbullulardan  HÜDA PAR'IN  KANUN TEKLİFİNE DESTEK
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Gazze'de yaşanan soykırıma katılan çifte vatandaşlar hakkında HÜDA PAR tarafından hazırlanan kanun teklifinin TBMM'de görüşülmesi yönündeki önergenin kabulünün ardından başlayan süreç devam ediyor. HÜDA PAR'ın, soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlardan yargıdan kaçanların vatandaşlıktan çıkarılmaları ve mal varlıklarına el konulmasını öngören kanun teklifinin önümüzdeki günlerde Genel Kurul gündemine girmesi bekleniyor. Teklif, çifte vatandaşların soykırıma karışması halinde; vatandaşlıktan çıkarılmaları, mal varlıklarının dondurularak yeni aile fonuna aktarılması ve ağırlaştırılmış müebbet almalarını öngörüyor. Kanun teklifi, yürütme ve yürürlük maddeleriyle toplamda 6 maddeden oluşuyor. İLKHA muhabirine konuşan İstanbullular, soykırıma ortak olan çifte vatandaşların, vatandaşlıktan çıkarılmasını ve malvarlıklarına el konulmasını öngören kanun teklifinin bir an önce yasalaşıp yürürlüğe girmesini istedi.

"HEM TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI OLAN HEM DE İŞGAL REJİMİNE GİDİP ORADAKİ ZULME DESTEK VERİYORLARSA GERİ TÜRKİYE'YE DÖNMESİNLER"

Yasa tasarısını desteklediğini söyleyen Levent Bayrak, ''Hem benim ülkemde yaşayıp hem de gidip Filistin'de işgal rejiminin yandaşlığını yapıyorsa acilen Türkiye vatandaşlıklarının iptal edilip işgal rejimine gönderilmeleri gerekiyor. Orada bir soykırım oluyor ve bunlar da bu soykırımı destekliyorlar. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bunu kabul edeni de yadırgıyorum. Gerçekten dünyanın gözü önünde mazlumlar katlediliyor. Bizler buna sesiz kalamayız. Hem Türkiye vatandaşı olup hem de işgal rejimine gidip oradaki zulme destek veriyorlarsa geri Türkiye'ye dönmesinler. Böyle bir kanun varsa gerçekten destekliyoruz. Buna destek vermeyen insanların araştırılması lazım.'' şeklinde konuştu.

''HÜDA PAR'IN DURUŞUNU DESTEKLİYORUM''

Yasa tasarısının kabul görmesini istediğini belirten Cengiz Ceylin, ''Ülkemizde ismi Ali, Ahmet, Veli olup Yahudi olan çok fazla insan var. Bunlar Türkiye kimliğini taşıyorlar ve işgal rejimine destek veriyorlar. Filistinli kardeşlerimiz orada her türlü zulme maruz kalıyorlar. Bizimde elimizden gelen her şeyi yapmamız lazım. Yasa tasarının da bir an önce geçmesi lazım. Yasa tasarısını da her türlü destekliyoruz. HÜDA PAR'ın meclisteki tutumunu gerçekten destekliyorum. Kendim koyu bir MHP ve AK partiliyim ama bu HÜDA PAR'ın duruşunu destekliyorum.'' ifadelerini kullandı.

''BU İŞİN PARTİLERLE ALAKASI YOK İNSANLIK İLE ALAKALIDIR''

İşgal rejimine destek verenlerin ülkemize alınmaması gerektiğini dile getiren Abdullah Güngörmez, ''Bu ülkeden gidip başka yerlerde savaşıp geri buraya geliyorlarsa ülkeye alınmaması gerekiyor. Bugün gidip Suriye için savaşırlarsa Müslüman halklar için savaşırlar ama gidip işgal rejimi için savaşırlarsa burada büyük bir sorun olur. Bizim ülkemizin büyük bir kısmı Müslümandır. Ben Diyarbakırlıyım, gidip Diyarbakır'a bakarsanız orada hep Filistin'i destekleyen dernek ve vakıflar var. Yardımlar toplanıyor. Fakat batıda ki şehirlere geldiğimizde bu tarz yerleri göremiyoruz tam tersine işgal rejiminin mallarına boykot konulmuyor. Bu tür şeylerden hiç hoşlanmıyoruz. Bu işin partilerle alakası yok insanlık ile alakalıdır. İnsanlık yoksa zaten Filistin'de yardım etmez. İnsanlık şu an ölmüş durumda.'' diye konuştu.

''YÖNETİCİLER FİLİSTİN'E SAHİP ÇIKAR ORAYA DESTEK VERİRSE BÜYÜK BİR VEBALDEN KURTULUR''

Meclise sunulan yasa tasarısını uygulanması gerektiğini söyleyen Sadettin Çetin, ''Filistin’in davası bizim öz davamız. Filistin’deki, Kudüs'teki yanan ateş bizim kalbimizde, içimizde yanıyor. Biz Peygamber Efendimizin davasının mübarek beldesine sahip çıkmazsak ahirette hem bizim yakamıza yapışacak hem de yöneticilerin yakasına yapışacak. Eğer yönetici sahip çıkar oraya destek verirse o vebalden kurtulur. HÜDA PAR bu konuda haklı. İçimizdeki bazı dalkavuklar var Filistin’e düşman olan kesim. CHP ve HDP tam olarak devlet ve Filistin düşmanı. Meclise sunulan yasa tasarı uygundur bence yapmaları lazım. Oraya gidip işgal ordusuna katılıyor, Müslümanları katlediyorsa onun da hakkı katli vaciptir.'' dedi.

''BUGÜN FİLİSTİN'E DÜŞMANLIK EDENLER YARIN BİZE DÜŞMAN OLURLAR''

Kesinlikle sınır dışı edilip, vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini söyleyen Dilek Mutlu, ''Bence vatandaşlıktan kesinlikle çıkarılması lazım. Yasa teklifinin de onaylanmasını isterim. Türkiye’ye giremesinler. Filistin’in başına gelenlere çok üzülüyorum, benim de çocuklarım var. Haberleri izleyince içim parçalanıyor. Vatandaşlıktan kesinlikle men edilsinler. Onları Türkiye’de görmek istemiyorum. Zaten bugün Filistinlilere düşmanlık edenler yarın bize düşman olurlar.'' şeklinde konuştu. (İLKHA) 

Hukukçu Yılmaz:

Soykırım suçu işleyenler YARGILANIP CEZALANDIRILMALI

HÜDA PAR'ın "Soykırım Suçu" işleyenler hakkında TBMM'ye sunduğu kanun teklifi ile ilgili konuşan Hukukçu Halim Yılmaz, hem israil hem de Türkiye vatandaşı olup soykırım suçuna karışanların vatandaşlıktan çıkarılmadan önce yargılanıp cezalandırılması gerektiğini söyledi.

HÜDA PAR'ın, Gazze'de yaşanan soykırıma katılan çifte vatandaşlar hakkında HÜDA PAR tarafından hazırlanan ve meclise sunulan kanun teklifiyle ilgili süreç devam ediyor. Meclise sunulan kanun teklifi hakkında İLKHA muhabirine konuşan Hukukçu Halim Yılmaz, söz konusu kişilerin sadece vatandaşlıktan çıkarılmasının işledikleri suç karşısında hafifi kalacağını, mutlaka yargılanıp cezalandırılmaları gerektiğini ifade etti.

"BAŞTA TÜRKİYE OLMAK ÜZERE BİRÇOK ÜLKEDEKİ TEPKİLERİN YETERSİZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

Yaklaşık 10 aydır Gazze'de kelimenin tam anlamıyla bir soykırım uygulandığını ve tüm dünyanın yaşananları endişeyle izlediğini aktaran Yılmaz, "Dünyanın geneline baktığımızda maalesef birçok yerde çok ciddi tepkiler olmasına rağmen başta Türkiye olmak üzere birçok ülkedeki tepkilerin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan gösterilecek bu tepkilerin daha yaygın olması ve dünya liderlerinin bu konuda ciddi tepki göstermesi gerekir. Çünkü halkların sadece gösteri yapması yetmez. Aynı zamanda devlet liderlerinin, Avrupa Birliğinin, Birleşmiş Milletlerin bu konuda ciddi tepki vermesi ve yaptırım ortaya koyması lazım. Cılız da olsa bu vahim olay karşısında Uluslararası Ceza Mahkemesi ya da Lahey Adalet Divanı'nın verdiği kararlar önemli." dedi.

İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARLA İLGİLİ TÜRKİYE'DE YARGILAMA YAPILMALI

Yılmaz, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup aynı zamanda israil vatandaşı olan kimselerin soykırım suçuna katılmaları nedeniyle vatandaşlıklarının iptal edilmesi hakkındaki düşüncem, vatandaşlıktan çıkarılmadan önce Türk Ceza Kanunu'nun 13'ünci maddesine göre Türkiye vatandaşı olup yurt dışında işledikleri soykırım, insanlığa karşı suçlarla ilgili Türkiye'de yargılama yapılmalı. Türkiye vatandaşlarının Gazze'de karıştıkları soykırım ile ilgili yargılama yapılmasının önünde engel yok. Türkiye vatandaşı oldukları için doğrudan bir soruşturma yapılması gerekir. Bu konuda bir adım atılmadan vatandaşlık iptaline gidilmesinin açıkçası doğru bir sıralama olmadığını düşünüyorum. Çifte vatandaş olmaları nedeniyle söz konusu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması cinayet işleyenlerin para cezası verilmesi gibi bir şey olur. Şu anda yapılması gereken şey suça karışanlar hakkında bir soruşturma açılması, eğer suça karıştığı tespit edilirse cezalandırılması gerekiyor." diye konuştu.

"SOYKIRIMA ORTAK OLANLARIN İLK ÖNCE CEZALANDIRILMASI GEREKİYOR"

HÜDA PAR'ın meclise verdiği bu teklif önemli ama ondan önce soruşturma açılması gerektiğini savunan Yılmaz, "Vatandaşlıktan çıkarılma belki idari bir yaptırım olabilir ama bence esas gündeme getirilmesi gereken bu kişiler hakkında neden bir soruşturma açılmadığıdır. En azından medyaya baktığımızda yaklaşık 4 bin kişiden bahsedildiğine göre demek ki bu kişilerin kimlikleri belli. Kişilerin kimlikleri belliyse ve Gazze'ye gittikleri tespit edilmişse, orada soykırım suçuna karıştıkları, yardım ettikleri biliniyorsa bu durumda o kişilerin cezalandırılması gerekir. Onun için bence ilk yapılması gereken iş soykırım suçuna karışan kişilerin soruşturulması ve cezalandırılmasıdır." şeklinde konuştu. Yapılması gereken işin soykırım suçuna karışanların cezalandırılması olduğunu söyleyen Yılmaz, "Vatandaşlık ile ilgili soykırım suçunun yanında çok ufak bir ceza olur. Vatandaşlıktan çıkardığınız şöyle bir sakıncası var. Vatandaşlıktan çıkarınca yargılama yapamayacaksın. Türkiye vatandaşı olan bir kişinin başka ülkede yaptığı suçtan dolayı yargılayabilirsiniz ama Türkiye vatandaş olmayan bir kişiyi yargılayamazsınız. Onun için ben o kişilerin önce yargılanması gerektiğinden yanayım." dedi.  

"GAZZE'DE İŞLENEN SOYKIRIM DÜNYA TARİHİNİN EN BÜYÜK SOYKIRIMLARINDAN BİR TANESİDİR"

Savcılıklara bu suça ortak olanları niye yargılamıyorsunuz? diye sorulması gerektiğini söyleyen Yılmaz, "STK'ların veya vatandaşların suç duyurusunda bulunmasın mı? Bunların hiçbiri de kabul edilebilecek bahane değil. Soykırım en ağır suçlardan bir tanesidir. 10 binlerce insan öldürüldü. Gazze'de işlenen soykırım dünya tarihinin en büyük soykırımlardan bir tanesidir. Bu konuda yapılması gereken savcılar bir an önce soruşturma açması ve o kişilerin yakalanmasıdır. Vatandaşlıktan çıkarılma cezasının ben bir ödül olacağını görüyorum. Bu konuda savcılar niye harekete geçmiyor sorusunu cevaplandırılmasını istiyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

SOYKIRIMCILARIN YARGILANMASI İÇİN İMZA KAMPANYASI

HABER MERKEZİ- Gazze'de soykırım suçuna karışan çifte vatandaşların yargılanması içi imza kampanyası başlatıldı. HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Milletvekili arkadaşları, 28 Aralık 2023’te TBMM Başkanlığına “soykırım suçu” ve “insanlığa karşı suç” faillerinin Türkiye’de daha kolay ve etkili yargılanabilmelerini; soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlardan yargıdan kaçanların vatandaşlıktan çıkarılmalarını ve malvarlıklarına el konulmasını öngören "kanun teklifi" sunmuştu. Söz konusu kanun teklifinin Genel Kurulda öne alınarak yasalaşıp yürürlüğe girmesi için herkesten, insanlık onurunun kurtarılması adına destek talebinde bulunuldu. Change.org'de imza kampanyası başlatan HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk Başkanlığı, kampanyanın önemine dikkat çekerek "158. sıra sayısı ile basılıp TBMM'de Milletvekillerine dağıtılan Kanun Teklifi’nin Meclis’in tatile gireceği 31 Temmuz’dan önce Genel Kurulun gündemine girmesini ümit ediyoruz. Aksi halde Kasım veya Aralık aylarına erteleneceği ve etkisinin azalacağı kaygısı içerisindeyiz." dedi. (İLKHA)

Avukat Altun:

siyonistlerin yargılanması

KANUN TEKLİFİ YASALAŞMALI

HÜDA PAR'ın, Türkiye vatandaşı soykırımcı siyonistlerle ilgili Meclis'e sunduğu kanun tasarısının çok kıymetli olduğunu belirten Avukat Cihad Altun, Meclis'e gelecek tasarının zaman kaybetmeden yasalaşması gerektiğini söyledi.

HÜDA PAR milletvekilleri tarafından Meclis'e sunulan Türkiye vatandaşı soykırımcı siyonistlerin yargılanmasına yönelik kanun teklifine destek verdiklerini ifade eden Altun, tüm milletvekillerinin tasarıyı destekleyip bir an önce kanunlaşmasına katkı sunması gerektiğini vurguladı. Geçtiğimiz günlerde HÜDA PAR milletvekilleri tarafından Meclis'e bir kanun teklifinin sunulduğunu anımsatan Altun, "Bu kanun teklifi ise siyonizmin Gazze'de gerçekleştirmiş olduğu katliamlara katılan ve Türkiye'de çifte vatandaş siyonistlerin yargılanabilmeleri ve gerekirse mallarına el konulmasına yönelik bir kanun teklifidir. Bunun genel kurulda görüşülebilmesi için 9 Temmuz'da bir oylama yapıldı ve bu teklif kabul edildi. Dolayısıyla bundan sonraki süreç bu yasa teklifinin yasalaşma sürecidir." dedi.

"KANUN TEKLİFİ YASALAŞIRSA DÜNYA ÜLKELERİNE EMSAL TEŞKİL EDECEK"

HÜDA PAR milletvekillerinin Meclis'e sunduğu yasa teklifinin içerik itibariyle çok kıymetli olduğuna dikkat çeken Altun, şöyle devam etti: "Çünkü siyonistlerin Filistin'de uyguladığı katliamlara katılan çifte vatandaş kimliği taşıyanların artık Türkiye vatandaşı olmaktan çıkarılmaları gerekmekte olduğu belirtiliyor. Bizim memleketimizin suyunu içip ekmeğini yedikten sonra Gazze'ye gidip Müslüman kardeşlerimize yönelik katliam gerçekleştiriyorlar. Bizlerin de o katliamlara karşı en azından bir tepki oluşturabilme adına ve dur diyebilme açısından Türkiye vatandaşlığı taşıyan siyonistlerin vatandaşlıktan çıkarılmalarına yönelik kanun teklifinin yasalaşması halinde bu dünyada hem emsal teşkil etmiş olacak hem de diğer ülkelere de bu konuda bir adım atmaları için somut bir örnek olmuş olacaktır."

"MECLİS TATİLE GİRMEDEN KANUN TEKLİFİ YASALAŞMALIDIR"

Bu açıdan Meclis'teki siyasi partilerin milletvekillerine çok ciddi görev düştüğünü belirten Altun, "Çünkü bunun yasalaşması gerekiyor ve bunun 31 Temmuz'da Meclis tatile girmeden önce yasalaşması gerekiyor. Bunun için de Meclis'teki tüm siyasi partilerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Bununla beraber sivil toplum kuruluşlarının da bu manada yapabilecekleri şeylerin olduğunu düşünüyoruz. Bunun için yürüyüşler, imza kampanyaları düzenlemeleri, sosyal medya kampanyaları yapmaları gibi bir dizi programlar icra etmeleri gerekiyor ki söz konusu yasa teklifi yasalaşsın." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

STK Temsilcileri:

BU YASA EMSAL TEŞKİL EDECEKTİR

HÜDA PAR tarafından Meclis'e sunulan Türkiye vatandaşı soykırımcı siyonistlerin yargılanmasına yönelik kanun teklifine destek veren STK'lar, bu kanunun yasalaşması durumunda diğer ülkeler için de emsal teşkil edebileceğinin altını çizdi.

7 ekimden bu yana yapılan katliamlara tepki gösterirken Türkiye'den 4 bin kişinin israil saflarında Gazze halkına yönelik katliamlara ortak olmasını kabullenemediklerini dile getiren STK temsilcileri, bu yönde geçmişte soykırım suçu işleyenlere yönelik bir sözleşmenin olduğunu ve bugün HÜDA PAR'ın yasa teklifiyle bu sözleşmenin yasallaşmasının kamu vicdanını rahatlatacağını belirterek Türkiye'de bu tür soykırım suçuna ortak olanları istemediklerini ifade etti. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İhvan-Der Başkanı Ali Sarıhan, 7 Ekim sonrasında daha önce görülmedik bir durumla karşılaşıldığını, işgal rejiminin resmi kayıtlara göre 40 binin üzerinde Müslümanın şehid, yüzbinlerin yaralanmasına, Gazze'nin adeta harabe şehre dönüşmesine neden olduğunu belirtti.

"TÜRKİYE’DE KALAN 16 BİN ÇİFTE VATANDAŞ İSRAİL İÇİN BİRER ASKER ADAYIDIR"

Bu katliamlardan dolayı dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de Müslümanların meydanları boş bırakmayarak basın açıklamalarıyla, yürüyüşleriyle ve boykotlarla ellerinden gelen tepkiyi gösterdiğini kaydeden Sarıhan, çifte vatandaşlık meselesine vurgu yaparak şunları söyledi: "Devlet düzeyinde de başta Cumhurbaşkanı olmak üzere yetkililer söylem bakımından üst perdeden tepkilerini gösterdiler ve halen de 'israil, terör devletidir' diye söylemleri vardır. Dünya kamuoyu biraz daha somut adımlar beklemektedir. Bunlar, geçte olsa ticari alanda atılan adımlardır fakat zaman geçtikçe yeni şeyler öğreniyoruz. Ülkemiz vatandaşı olup ülke imkanlarından faydalanan 20 bin çifte vatandaş varmış. Bu 20 bin çifte vatandaştan 4 bininin savaş sürecinde israil ordusu bünyesinde katliamlara ortak olup kardeşlerimiz katlettiğini öğrenmiş olduk. Bunu da HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı'nın kamuoyuyla paylaşmasından öğrendik. Bu da şu demektir ki Türkiye de kalan 16 bin çifte vatandaş israil için birer asker adayıdır."

"HÜDA PAR'IN YASA TEKLİFİNE MECLİSTEKİ 6 PARTİDEN DESTEK GELMESİ SEÇMENLERİNİN DE AYNI BEKLENTİ İÇERİSİNDE OLDUĞUNU GÖSTERİYOR"

Sarıhan, "Bu uzun süren bir ihmalin sonucudur. Lanetlenmiş ve katliamlarıyla nam salmış bir topluma bu kadar sayıda vatandaşlık vermenin sonradan dönüşümü böyle oluyor. Aynı zamanda israilde yaşayan 25 bin Türkiye vatandaşının olduğunu da öğrendik. Zararın neresinden dönülürse kardır mantığıyla yetkililerin bir an önce bu konuya el atması ve HÜDA PAR'ın bu teklifini dikkate alması gerekir. Nihayetinde HÜDA PAR'ın bu yasa teklifine meclisteki 6 partiden destek geldi. Bu da 6 partinin seçmeninin de aynı beklenti içerisinde olduğunu gösteriyor." dedi. Bu yasanın kamuoyunu ve hatta dünya Müslümanlarının gönlünü rahatlatacağın söyleyen Sarıhan, "Türkiye'nin dünya ülkelerindeki konumu farklıdır, herkes umut gözüyle bakıyor. Emsal olması hasebiyle Türkiye en kısa zamanda bu lanetli topluluğa askerlik yapanları vatandaşlığından çıkarmalı, Türkiye'deki mallarını derdest etmelidir. Bu konuda halen geç kalmış değil. Biz bunu yaparsak başka ülkelerde aynı yolu izleyerek kendi vatandaşlıklarından çıkaracaklardır. Bu da onlarda büyük bir paniğe neden olacaktır." ifadelerini kullandı.

"ÜLKEMİZDE SİYONİST İSTEMİYORUZ"

İşgal rejiminin 7 Ekim'den bu yana Gazze'de düzenlediği saldırılarda kadın ve çocuk demeden binlerce insanı katlettiğini hatırlatan Mil Diyanet-Sen Diyarbakır Şube Başkanı İdris Akdeniz, "israilin soykırım saldırılarına Türkiye'den giden çifte vatandaşların da katıldıkları ortaya çıkmıştı. Bilindiği gibi Terör Çetesi İsrail'in Gazze'deki soykırım saldırılarına katılan ve Türk vatandaşlığı bulunan çifte vatandaşların, 'mal varlıklarına el koyulması, vatandaşlıktan çıkarılmasına' ilişkin HÜDA PAR'ın sunduğu kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi önergesi kabul edildi. Bunun yasalaşması durumunda diğer ülkelere de emsal teşkil edecektir." şeklinde konuştu. Akdeniz, "Biz Mil Diyanet-Sen olarak, tüm siyasi partilere çağrı da bulunuyoruz. HÜDA PAR'ın mecliste kabul edilen bu önergesi mutlaka tüm siyasi partiler tarafında desteklenmeli, bu kanun çıkmalı ve 50 bin den fazla Müslümanı katleden israil çetesinde savaşanlara bu ceza mutlaka verilmelidir. Çünkü Mil Diyanet-Sen olarak ülkemizde siyonist istemiyoruz." diye belirtti.

"SOYKIRIM İŞLEYENLERİN TÜRKİYE'DE AYRICALIKLI VATANDAŞ STATÜSÜNE GİRMELERİNE HİÇBİR VİCDAN MÜSAADE ETMEZ"

HÜDA PAR'ın meclise sunduğu yasa teklifiyle ilgili Gazze'deki soykırımın vahşet noktasında doruğa eriştiği bu günlerde böylesi bir kararın alınmasının önemli olduğunu ifade eden Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkan Vekili Recep Güneş, Gazze için atılan her adımın yanında olduklarının altını çizdi. Bir an önce bu yasa teklifinin, meclis yetkilisi, ana muhalefet ve muhalif partilerin kişisel çıkar ve itirazlarını bir kenara bırakarak bu konu üzerinde hemfikir olmaları gerektiğini ifadelerine ekleyen Güneş, "Eğitim Bir-Sen olarak çağrımız, bu önemli konuyla ilgili herkesin ortak noktada birleşmesi ve bu kanunun acilen meclisten çıkarılıp yasalaşmasını talep ediyoruz. Çünkü Yahudi 4 bin Türkiye vatandaşının bu soykırıma ortak olduğu kamuoyuyla paylaşıldı. Bu soykırımı işledikten sonra ellerini kollarını sallayarak Türkiye'ye gelip ayrıcalıklı vatandaş statüsüne girmelerine hiçbir vicdan müsaade etmez." dedi. Güneş, "Türkiye soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırması sözleşmesini 9 Aralık 1948'de imza ve onaya sunmuş, 12 Ocak 1951'de yürürlüğe koymuştur. Türkiye'de var olan bir sözleşmenin yasalaştırılması ve kanun haline getirilmesi, soykırım suçunun karşılıksız bırakılmaması Türkiye'deki vatandaşları vicdanen rahatlatacağı kanaatindeyiz." ifadelerine yer verdi.

"TÜM PARTİLER FİKİR VE İDEOLOJİLERİNİ BİR KENARA BIRAKIP BU KANUN TEKLİFİNE ÖNCELİK VERMELİ"

Kur'an Nesli Platformu Diyarbakır İl Koordinatörü Cihat Kaplan ise israil vahşetinin tüm barbarlığıyla devam ettiğini ve Filistin'de bebekler, çocuklar, gençler, kadınlar ölmeye devam ederken maalesef tüm dünyada içimizi rahatlatacak herhangi bir kararın çıkmadığını dile getirdi. Kaplan, "Bilindiği üzere HÜDA PAR'ın meclise sunmuş olduğu çifte vatandaşlarla ilgili bir kanun teklifi vardı. Yani Türkiye vatandaşı etiketini taşıyıp soykırımcı israil saflarında katliam gerçekleştirenler hem vatandaşlıktan atılsın hem de mal varlıklarına el konulup aile ve gençlik fonuna aktarılsın. Bu karar bizi çok sevindirdi. Gerçekten biz de bu soykırımı yapan kişilerin ellerini kollarını sallayıp ülkemizde yaşamalarını istemiyoruz." "Unutmayalım her gün onlarca masum bebek bu canilerin kurşunlarıyla can veriyor" ifadeleriyle katliamların devam ettiğine vurgu yapan Kaplan, şunları söyledi: "HÜDA PAR ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisindeki tüm partiler fikir ve ideolojilerini bir kenara bırakıp bu soykırımı gerçekleştiren caniler için ivedilikle bu kanun teklifine öncelik vermelerini ve meclis genel kurulundan geçirmelerini istiyoruz." (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir