Varlığımızı adadığımız davamızı korumaya çalışıyoruz
Gazze temsilcimiz Ahmet Eburtimaya konuşan HAMAS liderlerinden Dr. Mahmud ez-Zahar, Gazzenin içinde bulunduğu zor şartlara dikkat çekti. Mısır cuntasının tünelleri yıkması, esir edilmek istenen siyonist askerler ve israile çıkan tünel gibi birçok konuya değinen Dr. Zahar, Varlığımızı adadığımız davamızı korumaya çalışıyoruz dedi.
Siyonist işgalci rejimin yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze’de hayat devam ediyor etmesine ancak gerek halk ve gerekse HAMAS yönetimi çok büyük sıkıntılar çekiyor.
Gıda ve yakıt sıkıntısının yaşandığı şehre günlük en fazla 6 saat elektrik verilebiliyor. Hastanelerde yaşam ünitelerine bağlı hastalar ise ölüm kalım savaşı veriyor.
Gazze temsilcimiz Ahmet Eburtima’ya konuşan HAMAS liderlerinden Dr. Mahmud ez-Zahar; Gazze’nin içinde bulunduğu durum, Mısır Cuntası’yla ilişkiler, israil’e çıkan tünel, esir edilmek istenen siyonist askerler ve Filistin iç barışı gibi birçok konuda sorulara cevap verdi.
Türkiye’ye yönelik de mesaj veren Zahar, Türkiye’de laikliğin katı bir uygulamasının yaşandığını hatırlatarak bunun İslam ümmetine başarılı bir liderlik sergileyen Osmanlı’nın Türkiye’sine yakışmadığını belirtti.
HAMAS lideri Zahar, manevi değerlerin güçlendirilmesiyle Türkiye’nin yeniden eski rolüne kavuşabileceğine dikkat çekti. Sözü daha fazla uzatmadan sizleri söyleşimizle baş başa bırakıyoruz.
TÜNELLERİN YIKILMASI GAZZE’Yİ HER AÇIDAN OLUMSUZ ETKİLEDİ
Özellikle Mısır’daki darbe sonrası Gazze’deki son durum nedir? Neler söylemek istersiniz?
Mısır’da meydana gelen darbeden sonra darbe rejiminin tavrı mübarek rejiminden de kötü bir hal almış durumda. Darbeci rejim baskıcı politikalarını sürdürebilmek için sözde “terörle mücadele” etmeyi kendine kılıf olarak uydurdu.
Mısır cuntası, böyle bir kılıf içinde Avrupa’da ve birçok Arap rejimi nazarında “terör örgütü’ olarak lanse edilen HAMAS’ın bu işin içinde olduğunu söylüyor. Mısır cuntası, terörle mücadele ettiğini(!) göstermek için Sina’daki olayları bahane ederek bunların HAMAS tarafından desteklendiğini iddia etti.
Oysa bu iddiaların tümü asılsız ve mesnetsizdir. Buna rağmen darbeciler, Gazze’nin hayat damarları olan tünelleri yıktılar. Bu da her açıdan Gazze’yi olumsuz etkiliyor.
MISIR’LA İLİŞKİLERİN NORMALE DÖNECEĞİNİ BEKLEMİYORUM
Siz HAMAS’lı bir lider olarak, Mısır’ın darbeci yönetimiyle ilişkilerin normalleşmesini bekliyor musunuz?
Şu an Mısır yönetiminin Körfez ülkelerinden başka ilişki kurabileceği ve ilişki kurmayı düşündüğü bir ülke yok. Mısır’daki medyanın HAMAS aleyhinde ahlaksız kampanyalar yürüttüğü bir dönemde doğrusu ilişkilerin normale döneceğini beklemiyorum.
HALK İLE HÜKÜMET ARASINDA İLİŞKİLER GAYET İYİ
Tünellerin yıkıldığı, ambargonun sıkılaştırıldığı bir dönemde HAMAS yönetimi, vatandaşların sıkıntılarını hafifletmek için ne gibi girişimlerde bulunuyor? HAMAS’ın halk ile arası nasıl?
HAMAS, Ramallah yönetimiyle ve başka çevrelerle ambargonun hafifletilmesi ve elektriğin normal şekliyle verilebilmesi için yoğun girişimlerde bulunuyor. Gazze hükümeti vatandaşa hizmeti esas alan bir hükümettir. Bu kapsamda farklı alanlarda birçok projeyi hayata geçirdi ve geçirmeye devam ediyor. Örneğin Gazze’de güvenlik sorunu yok. Yollar yapılıyor. Ağaçlandırma faaliyetleri hızlandırılıyor. Yoksullara iş imkânı, geçim kaynakları sağlanıyor. Mevsimlik işçi alımıyla işsizlik hafifletilmeye çalışılıyor. Maaşlarda iyileştirmeler yapılarak zamanında ödeniyor. Gazze’de halk ile hükümet arasında ilişkiler gayet iyidir.
ABD VE İSRAİL, EL-FETİH İLE HAMAS’IN UZLAŞMASINI İSTEMİYOR
İç barışın sağlanması çerçevesinde El-Fetih ile HAMAS arasındaki görüşmeler ne aşamada?
Şu an çalışmalar tamamen durmuş vaziyette.
Çünkü Amerika ve siyonist rejim, el Fetih’le HAMAS’ın uzlaşmasını istemiyor. Ekonomik ve siyasi baskılara maruz kalacağı korkusuyla Mahmut Abbas’ın bu konuda inisiyatif alacak gücü ve iradesi yoktur. Dolayısıyla bu şartlarda HAMAS ile el-Fetih’in arasındaki iç barışın sağlanması noktasında bir ilerleme beklemiyorum.
REFAH, SİYASİ TAVİZ KOPARMAK İÇİN KAPALI TUTULUYOR
Gazze için çok stratejik bir öneme sahip Refah Sınır Kapısı hakkında HAMAS’ın değerlendirmesi nedir?
Mısır’ın Libya’yla, Sudan’la siyonist rejim’le sınır kapıları var.
Bunların hepsi açık vaziyette ve yoğun bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. Ama Gazze’nin dünyaya açılan Refah Sınır Kapısı kapalı tutuluyor. Ama biz biliyoruz ki bu, bizden siyasi tavizler koparmak amacıyla koz olarak kullanılıyor. Gazze’nin maruz kaldığı ambargonun ilk sorumlusu sanıldığının aksine israil değil, Oslo süreciyle kurulan Ramallah yönetimidir. Ramallah yönetimi, bu ambargonun zeminini ve şartlarını daha önceden hazırlamıştır.
REFAH’IN KAPALI OLMASININ SEBEBİ, EL-FETİH
Refah Sınır Kapısı konusunda el-Fetih’le anlaşabileceğinizi bekliyor musunuz?
El-Fetih, siyonistlerle anlaşarak bugün Refah Sınır Kapısı’nın bu durumda olmasına sebep olmuştur. Mevcut geçiş rejiminden el-Fetih yönetimi, yandaşlarını zengin etmiştir. Dolayısıyla onlar için Refah Sınırı’nın bu süreçte kapalı olması çok büyük bir sorun teşkil etmiyor. Neticede olan, Gazze halkına oluyor.
30 DEFA SİYONİST ASKERLERİ ESİR ALMA GİRİŞİMİ OLMUŞTUR
Siyonistlerin bulduğu Gazze tüneli, HAMAS’ın israil’e sürpriz yapma kapasitesini ne ölçüde etkiledi veya zarar verdi?
Hayır, zarar vermemiştir. Çünkü Filistin direnişinin seçenekleri ve direnişi sadece Gazze ile sınırlı değildir. Buna Batı Şeria’yı ve israil’in işgal ettiği toprakları da eklemek gerekir.
Siyonistler, 2013 yılının ilk dokuz ayında bazıları çok ileri dereceye varmış olmak üzere 30 defa siyonist askerlerinin esir alınması girişimlerinin olduğunu itiraf etmişlerdir. Yani Filistinli mücahitler dokuz ay içinde 30 farklı olayda siyonist askerleri esir almak için harekete geçmiştir. Bu uğurda bazı şehitler verilmiştir. Demek ki Filistin direnişinin sürprizleri bitmez.
VARLIĞIMIZI ADADIĞIMIZ DAVAMIZI KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ
Mısır’daki darbe ve Suriye olayları HAMAS’a bölgede ne gibi alternatifler sundu?
Biz bölgesel bir güç değiliz. Bizim bölgesel bir rol oynama hesabımız da yok. Kim bizi desteklerse bizim şartlarımız bellidir. Faaliyetlerimizden de anlaşılacağı üzere varlığımızı adadığımız davamızı korumaya çalışıyoruz.
Biz Filistin halkı olarak daha önce birçok ülke tarafından kandırılmaya alıştık. Bundan dolayı adımlarımızı ona göre atıyoruz.
Türkiye isterse yeniden eski rolüne kavuşabilir
HAMAS ve Filistin halkının Türkiye halkına ve hükümetine yönelik bakışı nasıl?
İslam ümmeti, kendi akidesi ve medeniyet birikimiyle tamamen ters düşen laikliğin katı bir uygulamasına Türkiye’de ve başka ülkelerde şahit olmuştur. Bunun sonucunda Müslüman halklar kendi medeniyetlerinden, geçmişlerinden koparılmış belirsiz bir istikbale sürüklenmiştir.
Bu durum beş asır boyunca İslam ümmetine başarılı bir liderlik sergileyerek ümmeti mezhepsel ve diğer etnik fitnelerden
koruyan ve büyük bir medeniyet inşa eden Osmanlı’nın Türkiye’sine yakışmıyor. Son yıllarda Türkiye’nin kaydettiği siyasi ve ekonomik gelişme ve refah düzeyinin artması, manevi değerlerin güçlendirilmesiyle taçlandırılmalıdır. Türkiye’nin yeniden eski rolüne kavuşması, ancak bu şekilde söz konusu olabilir.
Mahmut ez-Zahar kimdir?
Mahmut ez-Zahar, HAMAS hareketinin en önemli liderlerinden birisidir. 2006 yılında HAMAS hükümetinde Dışişleri Bakanlığıgörevine getirilen Dr. Mahmud ez-Zahar, aslında tıp doktorudur. Ancak siyasi kariyerinin yanı sıra sinema, edebiyat ve kültür faaliyetlerine de oldukça ilgili biri olarak tanınıyor.
1988’de siyonistler tarafından tutuklanan Zahar, 1992’de Lübnan’a sürgün edildi. 10 Eylül 2003 tarihinde israil’in bir F-16 uçağıyla evine attığı yarım tonluk bombadan yaralı olarak kurtuldu. Ancak bu olayda, en büyük oğlu Halid’i ve korumasını şehid verdi. 15 Ocak 2008’de Kassam Tugayları’nın içinde bulunan ikinci oğlu Hüsam’ı şehid verdi. Mahmut ez-Zahar, halen Gazze’de siyasi ve kültürel faaliyetlerini sürdürüyor.