Şüphesizki Küresel emperyalizmin kirli oyunları yeryüzünün her zerresinde vuku bulmakta, mazlum halkların üzerine kurulan desiseleri dünkü sıcaklığını korumaktadır. Kandan beslenen tarihin beşeri ideolojik mücadeleleri yine tarihin ilk günü gibi yalan ve iftiralar gündemdeki sıcaklığını korumaktadır. Bu vakıa tarihin şehadetiyle, zamansal değil çağlar üstüdür, mekânsal değil evrenseldir. Bu minvalde son zamanlarda batmanda yaşanan bir takım kirli oyunlar bahsettiklerimizin günümüze yansımalarındandır.

Sosyalist bir pratiğe sahip PKK ve hareketin uzantılarından olan KCK-BDP-YDG-H çeteleri tarihin tecrübelerinden etkilenmeyen bir hal ile kurdistan bölgesinde “kana kan dişe diş” sloganlarıyla bir defa daha maskelerini mazlum halkların önlerinde düşürmektedirler. Şüphesiz ki her vakanın bir arka planı olduğu gibi son zamanlarda yaşanan PKK`nin Hüda-Par ve İslami hareketlere saldırı olaylarınında bir arka planı bulunmaktadır.

Barış süreci ve Mustafa Karasu
Bilindiği gibi PKK`nin yaklaşık 30 yıllık silahlı mücadelesi AKP hükümetinin İmralı Öcalan görüşmeleri sonucunda bir barış sürecini doğurmuştu. Kamoyundan saklanan görüşmeler tam kesinlik kazanmadıysa da örgütün silahlı kuvvetleri Irak’ta kamplardaydılar. Daha sonra sadece yüzde yirmisinin çekildiğini belirtmişlerdi. Kandil ve İmralı çekişmeleri- hükümetin gizemli işleri bir belirsizlik yumağına dönmüştü. İşte tamda bu sırada silahlı mücadelenin alevi kolunu temsil eden Mustafa karasu barış sürecinin bir ütopya olduğu bu mücadelenin devam etmesi gerektiği ile ilgili bir çıkış yapmıştı. Bu şahsın bu sıralarda Oslo görüşmeleri ve Mossad ile birlikteliğine dair bazı istihbari veriler ortaya çıkmıştı. Yine aynı sıralarda Hizbullah ve Hüda Par ile ilgilide bir çıkış daha yapmıştı. Bu diyaletik şunu işaret ediyor, acaba barış sürecini istemeyen PKK`nin silahlı kadrolarının bir çıkar çatışmalarının bir ürünü müdür?

Kurtlar Vadisindeki Feller Aramızda
Kurtlar vadisine konu olan eski CIA çalışanlarından ve Türkiye dinler arası diyalog sekreterlerinden olan Fuller yaklaşık bir sene önce bir röportajında AKP`nin radikalleştiğini, Ortadoğu`daki boşluğu dolduramadığını, Amerika ile aralarında sıkıntı olduğunu, AKP yerine yeni bir sosyalist sol partiin gerektiğini (HDP`ye işaret) ve Amerikan`ın bunu istediğini ve Türkiye`deki silahlı sosyalistlerin barış sürecine ihtiyaç duyduğunu, Türkiye`nin islamlaştığını yani bir sene sonraki projelerini anlatmıştı. Ve Hüda Par`ın İhvan ve Mısır ziyaretleri Fuller ve CIA’yı ne kadar etkilemişti, Türkiye Hizbullah’ı ile ilgili araştırmalar yapan CIA Hizbullah’tan ne istediği merak konusu.

Bu bilgiler ışığında yapılan saldırıların devam edeceğini, Hizbullah`ın eline silah almayacağını, kinlerinden kuduran zalimlerin ise göreceği bir şey olacak… Zafer sabredenlerindir.