Mehmet Aydın

TÜİK’in haziran ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıklamasının ardından memur ve memur emeklisi ile SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin alacakları zam oranı netleşmişti. Memur maaşlarına temmuz zammının gerçekleştirilmesinin ardından asgari ücretli özel sektör ile en düşük memur maaşı arasındaki farkı iki katını aşmıştı. Asgari ücretin ocak ayındaki alım gücüne oranla geriye gitmesi ise sendikaları harekete geçirdi. 9 Temmuz'da asgari ücretteki ara zam talebiyle ilgili iki önemli gelişme yaşandı.

DİSK, TÜRK-İŞ VE HAK-İŞ’TEN ORTAK AÇIKLAMA GELDİ

Ortak basın toplantısında asgari ücrete yönelik yapılan açıklamalarda kullanılan ifadeler şöyle: "Ülkemizde kayıtlı çalışanların yarısına yakını asgari ücret seviyesinde gelir elde etmektedir. Asgari ücrete yapılacak artış diğer bütün ücret seviyelerine yapılacak zam oranlarını da etkilediğinden bütün işçileri doğrudan ilgilendirmektedir. İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline gelmiştir.

Enflasyonu yükselteceği iddia edilerek asgari ücrete zam yapılmamasını işçilerin kabul etmesi mümkün değildir.

Ülkedeki yüksek enflasyonun sebebi dar ve sabit gelirli işçiler değildir. Yüksek enflasyonun sebebi, hızla artan döviz kuru, dışa bağımlı üretim gibi nedenler başta olmak üzere sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır. Enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerin enflasyonu düşürmek için fedakârlık etmesi beklenmemelidir. İşçiler enflasyonun nedeni değil, mağdurudur. Açlık sınırı altında kalan asgari ücrete Temmuz ayından geçerli olmak üzere zam yapılması gerekmektedir."

“İŞÇİ MALİYETİNİN ENFLASYONA ETKİSİ YÜZDE 4.5”

TÜİK Başkanı Çetinkaya, akademik çalışmalara göre, Türkiye'deki şirket karlarının enflasyonu yukarı taşıyan bir etkiye sahip olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye'deki şirketler enflasyonist ortamı kullanarak normalde alması gereken karlardan daha yüksek fahiş karlar elde ediyorlar. Enflasyondan bağımsız şirket karlarına bağlı bir fahiş fiyat artışı var. Bu etki, pandemi sonrasından itibaren gözlemleniyor." dedi.

Habertürk’te yer alan habere göre Çetinkaya, “Avrupa'da da şirket kârlarının enflasyon üzerindeki etkisinin yüzde 45, işçilik maliyetlerinin ise yüzde 4,5 olduğunu” ifade etti.

Bu kapsamda işçilik maliyetinin enflasyon üzerindeki etkisinin daha az olması nedeniyle asgari ücrete ara zam talebinin yeniden gündeme gelmesi bekleniyor.