Halkımız Bu Farkı Görmeli
Batman’da bir düğüne yapılan silahlı saldırının ardından BDP/PKK/KCK`lılar mal bulmuş mağribi misali olayı bahane ederek birçok bölgede fitne ateşini yakmaya devam ediyor.
Çözüm sürecinin ağır işlemesinin bahanesi midir yoksa Başbakan RTE’nin Hüda-Par’ın görüşme talebini kabul etmesinin hazmedilmemesi midir bilinmez ama ortada bir gerçek var; o da BDP/PKK/KCK’nın her zaman ki gibi kandan istifade etme çabasından başka bir şey değildir.
Batman’da yaşanan olayların bahane edilmesi ve birçok STK’ya ses bombası atılmasının, taşlanmasının en büyük müsebbibi yine BDP/PKK/KCK’nın yöneticileridir. Batman’da yaşanan olayın gerçek yüzü ortaya çıkmadan Hüda-Par’ı sorumlu tutması bunu göstermektedir.
Daha önceleri bölgede yaşanan herhangi bir olayda “HİZBULLAH” diye nara atan BDP yöneticileri yaklaşan yerel seçimden olsa gerek şimdi “HÜDA-PAR” deyiveriyor. Bu üslup BDP/PKK/KCK’nın saldırılarının asıl sebebini de ortaya koyuyor. Hüda-Par’ın yaklaşan yerel seçimler için yapılan anketlerde birinci sırada olmasının endişesinin bir yansımasıdır.
Ayrıca faillerin ortaya çıkmadan BDP’li yöneticilerin yaptığı açıklamalara baktığımızda “HÜDA-PAR” ı devlet zanneden bir yaklaşım tarzı vardır. Olayın faillerinin ortaya çıkmasını devletten değil de Hüda-Par’dan istemek BDP’nin o kadar yıllık siyaset tarihinde siyasetten zerre kadar bir şeyler öğrenemediklerini ve “dağ siyaseti” ile “ova siyasetini” birbirine karıştırdıklarını göstermektedir.
HÜDA-PAR yöneticileri ile BDP yöneticilerinin olaydan sonra ki açıklamalarını alt alta yazdığımızda kimin olayı proveke ettiğini rahatlıkla görebiliriz. İşte Hüda-Par yöneticilerinin açıklamaları:
Hüda-Par Batman İl Başkanı Aydın Gök
“Bir gencimizin hayatını kaybetmesi ve birkaç kişinin de yaralanması olayında partimizi suçlama kolaylığına kaçmak, asıl failleri himaye etmektir. Bu suçlama ve iftiralar, faillerle suç ortaklığından farksızdır. Olayın aslı ortaya çıkarılmadan ve hiçbir delil olmadan ateşe benzin dökercesine sorumsuz açıklamalar yapmak halkımıza yapılacak en büyük kötülüktür. BDP’nin bugüne kadar Hüda Par teşkilatlarına ve üyelerine yapılan onlarca saldırıya karşı sessiz kalması, Batman da yapılmak istenen provokasyona zemin hazırlamış, provokatörlerin elini güçlendirmiştir.
Bu olayın aydınlatılmasını herkesten çok bizler istemekteyiz, bir an önce aydınlığa kavuşturulmasını diliyoruz. Bu menfur hadisenin bir an önce aydınlatılması için devlet üzerine düşeni yapmalıdır. Olayın fail-i meçhul kalması, halkımız arasına fitne koymaya hizmet eder. Olayın tüm yönleri adli veya siyasi boyutuyla araştırılmalıdır. Soruşturma çok yönlü ve objektif biçimde yapılmalı, fail veya failler bir an önce tespit edilip adalet önüne çıkarılmalıdır.
Bu menfur olayda hayatını kaybeden gencimize bir kez daha Allah-u Teala’dan rahmet, ailesine sabr-ı cemil ve yaralananlara da acil şifalar diliyoruz.”
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı
“Bu cinayetin ve saldırıların Türk devleti ve AKP hükümeti ile bağı görülmelidir. Sadece Huda-Par’la ilgili görmek olayı eksik değerlendirmek olur; dolayısıyla da tedbir ve bu saldırılara karşı mücadelede yetersiz kalınır.
Halkımız ve demokrasi güçleri bu cinayetlere karşı protestolarını her yerde yükseltmeli ve bu saldırılara dur demelidir. Bu saldırıların arkasında AKP ve yeşil Ergenekon’un varlığı görülmelidir. Bu saldırıların durdurulması için AKP`ye karşı tutum ortaya konulmalı ve mücadelenin bir boyutu da AKP`nin bu kirli savaşına karşı olmalıdır. Halkımız bu saldırıların devlet ve AKP tarafından yaptırıldığı bilinciyle bir iki günlük protestolarla sınırlı kalmayarak bu saldırıların üzerine gitmelidir. Bu cinayetleri protesto eden yaygın gösteriler yapılmalıdır.”
Fark Ortada…
Hüda-Par ve KCK tarafından yapılan açıklamalar belirgin bir şekilde kimin kan ve nifak istediğini kimin de huzurdan yana olduğunu ortaya koymuştur. Gerek BDP’li vekillerin yaptığı açıklamalar gerek PKK’nin şehir yapılanması KCK’nın yaptığı açıklamaları tüm halkımız bilmelidir.
Bu açıklamaları aynı zamanda İslami kesimler ile beraber devlette görmelidir. Doksanlı yılları andıran açıklamalarla kimin bölgede huzur istemediği kimin çözüm sürecini provoke ettiğini bilmelidir.
Bu arada yapılan onlarca saldırıya rağmen halkın maslahatını göz önüne alarak saldırılara fiili bir cevap vermeyen Hür Dava Partisi yöneticilerini de tebrik etmek gerekmektedir.
Münir AYDIN / Analiz