Ankara'da "Irkçılığa Karşı Kardeşliği Savunuyoruz!" temasıyla basın açıklaması düzenlendi
Suriyeli mültecilere yönelik artan ırkçı saldırılara karşı Ankara Sivil Toplum Kuruluşları "Irkçılığa Karşı Kardeşliği Savunuyoruz!" temasıyla ortak basın açıklaması yaptı.
Ankara Peygamber Sevdalıları Derneği, AGD Ankara Şubesi, AGEMDER, AYBİR, AYDER, Beşir Derneği, Büyük Doğu Akıncılar Derneği, Cihannüma Ankara Şubesi, Çağrı-Der, Farukiye Vakfı, İHH Ankara Şubesi, İMH Ankara, İDH Ankara, Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği, Kudüs Bilinci Derneği, MAZLUMDER Ankara Şubesi, Medeniyet Vakfı Ankara Şubesi, Önder Ankara, Özgür-Der Ankara Şubesi, Safa Vakfı, Saye Derneği, Şehir ve Medeniyet Derneği, Umran Kültür ve Medeniyet Hareketi, Ümmet Hareketi Derneği, Vahdet Vakfı, Verenel Derneği, Yedi Hilal Ankara, Yetim ve Öksüzler Derneği'nin destek verdiği "Irkçılığa Karşı Kardeşliği Savunuyoruz!" temasıyla ortak basın açıklaması yaptı.
MAZLUMDER Ankara Şubesinde gerçekleştirilen basın açıklamasını, STK'lar adına Özgür-Der Ankara Şube Başkanı Yasemin Öğüt, okudu.
Öğüt, "Türkiye sistematik bir şekilde icra edilen ırkçı nefret dalgalarıyla esir alınmaya çalışılıyor. Sosyal medya ve siyaset arenasında köpürtülen ırkçı söylem, sokaklara taşınarak yalanlarla, kışkırtmalarla ve dezenformasyonlarla provokasyonlar tertipleniyor. Son günlerde Kayseri’de meydana gelen hadiseler, Antalya Serik ilçesinde Suriyeli bir gencin katledilmesi, ülkemize sığınan misafir kardeşlerimize yönelik ırkçı nefretin yeni bir tezahürü olmuş, masum insanları hedef alan saldırılar ülkemiz ve toplumumuz adına yeni bir utanç vesikası olmuştur. Provokatör kitleler Kayseri’de hiçbir insani, hukuki ölçü gözetmeksizin vicdansızca, vandallık yaparak masum insanların işyerlerine, araçlarına saldırmış, kentte bulunan tüm Suriyeli kardeşlerimizi hedef almışlardır. Yine aynı ırkçı saldırganlık Antalya’da Suriyeli bir gencin evinde hayatına kastetmiştir." dedi.
Suriyelilerin mağduriyetlerine değinen Öğüt, açıklamasının devamında şunları aktardı:
"Suriye’de Esed rejiminin katliamlarından kaçarak Türkiye’ye sığınan, belli kesimlerce sürekli hedef gösterilen, en ağır işlerde düşük ücretlerle çalıştırılan, medya yoluyla sürekli aşağılanan, adeta köle muamelesi gören Suriyeliler yine bir bahaneyle vahşi saldırıların mağduru olmuşlardır. Bir kişinin işlediği suç nedeniyle bütün bir toplumu hedef almanın büyük bir günah, utanılması gereken bir çirkinlik ve hukuki olarak apaçık bir suç olduğu ortadadır. Ekonomik krizi, kültürel farklılıkları ve demografik sorunu gerekçe göstererek linç kültürünü mazur göstermeye kalkmanın merhametle, vicdanla, insafla, hukukla ve insanlıkla asla bağdaşmayacağı ortadadır. Devletin Suriyeli göçmenlerle ilgili kabartılan ırkçı, hukuksuz dalgaya prim vermemesi son derece önemlidir. Vandallığın, kışkırtıcılığın cezasız kalmaması için emniyet ve yargı makamlarının görevlerini eksiksiz yapması elzemdir. Türkiye, devletin koruması altında olan insanların can ve mal güvenliğini korumak ve onurlu bir hayat sürme haklarını sağlamak zorundadır. Medya, bürokrasi ve toplumun her kesiminde kararlı bir duruşla bu saldırgan ırkçı zihniyetle mücadele edilmelidir."
Öğüt, "Kayseri’de başlayan ve başka şehirlere de sirayet eden ırkçı vandallara hesap sorulmaya başlanması, faillerin yakalanarak tutuklanması bir nebze yüreklere su serpmiştir. Irkçı saldırganların ve azmettiricilerin hak ettikleri cezayı almaları tüm vicdan ehli insanların beklentisidir. Türkiye Suriye rejiminin zulmünden kaçarak kendisine sığınan mazlumları, bir avuç ırkçının, vandalın, insafsızın merhametine terk etmemelidir. Bu topraklar eskiden beri mazluma, muhtaca, yolda kalmışlara yuva olmuştur. İnsaf, vicdan ve merhametten yoksun ırkçı çevrelerin bu güzel hasletleri yok etmesine izin verilmemelidir. Kim olursa olsun, hangi etnik unsura ait olursa olsun insanların dini, canı, malı ve namusuna kastetmek, hukuku ve insan haklarını ayaklar altına almak asla kabul edilemez." ifadelerine yer verdi.
Son olarak Öğüt, "Bizler, Ankara’daki sivil toplum kuruluşları olarak, hayatını kaybeden gence Allah'tan rahmet, olaylarda yaralanan, evleri ve araçları ateşe verilen misafir kardeşlerimize geçmiş olsun diyoruz. Irkçı saldırılarda maddi ve fiziksel zarar gören Suriyelilerin yanlarında olduğumuzu, kardeşlik hukukunu zedeleyen her türlü eylemi şiddetle kınadığımızı vurguluyoruz. Mazlumlara saldıran, vandallık yapan, evlerini, arabalarını yakan, işyerlerini yağmalayan kişilerin, ırkçı söylemlerle kitleleri tahrik eden sosyal medya hesaplarının, kin ve nefret yayan siyasilerin, suçlarıyla orantılı olarak cezalandırılmalarını bekliyoruz. Benzeri saldırıların başka illerde de olmaması için İçişleri Bakanlığını gerekli tedbirleri almaya, siyasileri mülteciler konusunda sorumlu bir dil kullanmaya, bazı belediyeleri ırkçılığa varan insan haklarını ihlal eden ayrımcı uygulamalarından vazgeçmeye, devleti göçmenler konusunda daha ciddi politikalar geliştirmeye, kamuoyunu da sağduyuya davet ediyoruz." şeklinde belirtti. (İLKHA)