Şakir Direkçi: Hacıların, orada kazandığı güzel alışkanlıklarına döndükten sonra da devam etmesi gerekir
Hac ibadetini yerine getirerek, orada büyük bir makama ulaşıldığını söyleyen Molla Şakir Direkçi, Hac ibadeti yapılığı esnada bazı alışkanlıklar edinildiğini ve Hacdan döndükten sonra da bu alışkanlıkların devam ettirilmesi gerektiğini söyledi.
İslam'ın 5 temel şartından biri olan Hac ibadetini yerine getirmek için dünyanın birçok ülkesinden Müslümanlar, büyük bir heyecan ve şevkle kutsal toprakların yolunu tuttu.
Hacıların, hacdan döndükten sonra dikkat etmesi gereken hususlar ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Molla Şakir Direkçi, hacı adayının yaptığı hac ibadetinin şuurunda olması gerektiğini ve o makamı kaybetmemek için elinden geleni yapması gerektiğini belirtti.
"Mikat sınırında kalp Allah ile buluşmaya hazırlanır"
Hac ibadetinin kısaltılmış bir hayat olduğunu söyleyen Direkçi, "Hac ibadetinde üç aileyi tanıma arayışı vardır. Bunlardan birincisi Hazreti Âdem ile Hazreti Havva'nın hayatını anlama. İkincisi Hazreti İbrahim ile Hazreti Hacer'i anlama ve üçüncüsü ise Peygamberimiz ve Hazreti Hatice'yi anlama arayışı vardır. Bu arayışlarda Hac ibadeti tövbe ile başlar, tekbir ile devam eder. Uçakta giderken mikat sınırına yaklaşıldığında 'mikat sınırına yaklaşıldı' anonsu yapılır. Mikat sınırı Allah'ın rahmeti ile buluşma vaktidir. Kalp ise Allah ile buluşmaya hazırlanır.'' diye konuştu.
"Hacda bir makam yakalarsınız"
Hac ibadetini yapınca Allah'a 'haccı kolay kıl' diye dua edildiğini belirten Direkçi,''Ettiğimiz dua, zorluklara sabır edeceğim, Allah'ın zikrinden ayrılmayacağım anlamına geliyor. Hacda geçen günler, insanı sabra ve zikretmeye alıştırıyor. 'Makamı İbrahim' dediğimiz, insanlığın en yüksek olduğu makamına doğru bir yükseliş vardır. Hacı adayı aslında bu makamın arayışında. Her geçen gün, hacı adayı için bir basamak oluyor. Bu makam yakalandıktan sonra artık basit şeylere kızmıyorsunuz, gıybetten kaçıyorsunuz, namazı vaktinde kılmaya çalışıyorsunuz. Kısacası makamı İbrahim'deki zikir ve şükürleri yapmaya çalışıyorsunuz. Sizler artık bir makama yükseliyorsunuz. Öyle bir makamdan düşmek, sahibi için büyük bir zaradır. Örneğin namazı kılabilecek kadar ayet ezberlemek farzdır ama o ayetleri unutmak haramdır. Çünkü siz namaz kılarak Allah ile buluşuyorsunuz. Öyle bir makamdan mahrum kalmak haramdır. Bu da aynı şekilde siz hacca giderken bir makam yakalarsınız ve sonrasında o makamdan geri kalmak sahibi için bir bedel ister."dedi.
"O makamdan başka bir makama göz dikmek, sahibinin kendisini kaybetmesidir"
Direkçi, "Umre' ye gidecek olan kardeşlerimize diyoruz ki 'Hazreti Âdem ile Havva'yı iyi anlayın'. Hazreti Âdem ile Havva'yı öz anne ve babalarınız olarak görün. Kendinizi onların oğullarına ve kızlarına yakışır hareket ile mesul görün. Bayan kardeşlerimize diyoruz ki 'anneniz hazreti Hacer'i iyi tanıyın, yaptığınız hareketler anneniz Hacer'e yakışır olsun'. Bu bir makamdır. Bu makamı yakaladıktan sonra insanın kendisini sürekli asalet hattında görmesi bir erdemliktir. Bunu unutması ve bundan düşmesi onun için büyük bir kayıptır. Çünkü makamı İbrahim övülen bir makamdır. Hazreti Havva'nın, Hacer'in ve Hatice'nin duruşu övülen bir duruştur. Bu duruşları öğrendikten sonra mümkün mertebe korumaya çalışılmalı ve basit durumlar siz o makamdan düşürecek kadar güçlü olmamalıdır. Eğer güçlü oluyorsa muhtemelen hacı yaptığı hacdan iyi anlamamıştır. Peygamberimiz diyor ki 'o haccı mebrur, insan annesinden doğmuş gibi tertemizdir'. Annesinden doğmuş olan bir insan ilk yaratılan babası Âdem gibi tertemizdir. O makamdan başka bir makama göz dikmek, sahibinin kendisini kaybetmesidir. Onun için sürekli o makamı hatırlamak lazım eğer hatırlarsa o insanın faydasınadır." şeklinde konuştu
Yaptığımız hac ibadetinin insana hayatın bir gün bitmeye mahkûm olduğunu ve günlerimizin sayılı günlerden ibaret olduğunu hatırlatması gerektiğini belirten Direkçi, "Bu hatırlatma sürekli akılda olup kişinin sürekli iyiliğe ulaşması gerekir ki o makamdan düşmesin. Bilmelidir ki iyilik, onun için çok büyük bir hazinedir. İyilikten her uzaklaşma, hazineyi ve asaleti kaybetmedir. Kendini kaybeden insan sersemdir. Eğer hacı yaptığı haccın şuurunda ise bu makamı kaybetmemek için elinden geleni yapar ve o makama dönük bir zarar gördüğünde de bunu kendisi için büyük bir facia olduğunun farkında olur. Onun için sürekli kendini korur ve coçuklarına tavsiye eder." diye konuştu.
"Eve döndüğünüzde de aileniz içerisinde de bu alışkanlık kendini göstermeli"
Hac ibadetinin meşakkatli bir ibadet olduğuna dikkat çeken Direkçi, son olarak şunları kaydetti: "Onun için Allah'a dua ediyoruz ve diyoruz ki' Allah'ım bana haccı kolaylaştır bana öyle bir bünye ve erdemlik ver ki ben o meşakkati küçük göreyim'. Bazen otel odalarından, arkadaşlarınızdan, otobüslerden ve yoldan rahatsız olursunuz. Ama hepsine rağmen siz biliyorsunuz ki bir imtihan içerisindesiniz. Çünkü geliş amacınız ibadettir ve hep o ibadet sizi zihinde tutuyor. Aslında evde olsanız sizin tepki vereceğiniz konuları orada hiç tepki vermiyorsunuz. Bu sizde bir alışkanlık oluyor. Eve döndüğünüzde de aile içerisinde de bu alışkanlık kendini göstermeli. Bu alışkanlık sizi o makamda tutmalı. Allah muhafaza bir gün o makamdan düşüşe yönelik bir hareket olduğu zaman direk Allah'a zikredip tekrar makama dönüşün yolları aranmalıdır." şeklinde konuştu. (İLKHA)