DİYARBAKIR - Bölgede mütedeyyin kesimlere yapılan saldırıları kınamak amacıyla yazılı basın açıklaması yapan Âlimler Cemiyeti, PKK/KCK/BDP`nin, devletle yaptığı anlaşmadan sonra savaş stratejilerini dindar halka kaydırdığını vurguladı.

Yapılan saldırılardan kaygı duyulduğu belirtilen açıklamada, "Son zamanlarda Diyarbakır, Mersin, Cizre ve Silopi gibi yerlerde Huda Par, Mustazaflar Cemiyeti ve onlara yakınlığıyla bilinen İslami derneklere, seri saldırıların yapılması son derece kaygı vericidir." denildi.

Saldırılara suskun kalan kesimlerin, bu tavırlarının saldırıları dolaylı olarak destekledikleri anlamına geldiğini belirten Alimler Cemiyeti, "Marksist örgüt PKK tarafından yapılan bu saldırıların, yine onun çizgisinde siyaset yapan parti/partiler tarafından kınanmaması veya olanlara karşı suskun kalması dolaylı olarak saldırıları desteklediklerinin ifadesidir. İftira ve karalamaları ile birlikte, sosyal medyaları üzerinden söz konusu saldırıları iftiharla üstlenmeleri ise çok daha endişe vericidir." ifadelerine yer verdi.

Âlimler Cemiyeti, basın açıklamasının devamında, "PKK ile devlet arasında yapılan Barış Süreci`nin ardından dindar kesimlere yapılan saldırılar susmazken `Barış Süreci PKK`nin namlusunu dindar kesimlere mi yönlendirdi?` sorusunu akıllara getirmektedir. PKK ve taraflarının tehdit ve psikolojik baskıyla Müslüman halkı sindirmeye çalışmaktadırlar. Barış süreci dedikleri devletle anlaşmalarından sonra PKK-KCK-BDP, savaş stratejisini dindar halka kaydırmıştır. Bir yandan din kisvesi altında kiralık belam`larıyla Müslüman halkın dinini yozlaştırıyor, gençlerini kötü yollara düşürüp yoldan çıkarıyorlar, öbür yandan da eski adetleri olduğu üzere tehdit, korkutma ve psikolojik baskıyla Müslüman halkı sindirmeye çalışıyorlar."denildi.

İslami kesim ve oluşumlara da seslenilen açıklamada "Bunun böyle gitmeyeceği ve iyi bir netice vermeyeceği aşikârdır. Zira bu halk Müslümandır, bu güne kadar dindarlığından ödün vermemiştir ve vermeyecektir. Ancak bu halkın elinden tutacak, ona güven verecek rehberlere ve yol göstericilere ihtiyaç vardır. Bunu sadece İslami sivil toplum kuruluşlarına ve Hür Dava Partisine bırakmakla sorumluluktan kurtulamayız. Bu itibarla, bölgenin hassasiyetini ve söz konusu güruhun huyunu bilen tüm Alimlere, Seydalara, Kanaat Önderlerine, İslami çevrelere ve oluşumlara sesleniyoruz! Müslümanlar tarafından kapanmış olan bu fitne kapısının tekrar açılmaması için görev alın ve bu halkın başına oynanmak istenen bu oyunu boşa çıkarın. Sesinizi ve gücünüzü birleştirin ki, Allah da gücünüze güç katsın ve heybetinizi artırsın." denildi.

"Fitne uykudadır, onu uyandırana Allah lanet etsin."
Vicdan sahiplerini göreve çağıran Alimler Cemiyeti,"Fitneyi uyandıranlara Allah lanet etsin. Müslüman halk bu güne kadar fazlasıyla çekti, bir daha çekmesin! Yangın küçükken söndürülmelidir. Yangın ne kadar büyürse zararı da o kadar büyük olur. Fitne uykudadır, onu uyandırana Allah lanet etsin. Fitne çıkarmak isteyenin önüne geçilmez ve zamanında ona müdahale edilmezse, yaş ve kuruyu yakan yangın gibi fitnesi zamanla her tarafı yakıp yıkacaktır. Şu halde sözümüzün geçtiği her yere ve herkese nasihat etmeliyiz. Yeniden bölge huzurunu kaçıracak olaylara meydan vermemek için taşkınlık yapanları uyarmalı ve itidale çağırmalıyız. Siyasiler de söz, söylem ve eylemlerine dikkat etmeli, fayda getirmeyen söylem, hareket ve ikrarlardan sakınmalıdırlar. Bazen ağızdan çıkan bir söz, yaydan çıkan oktan daha fazla yaralayıcı olabilir. Yangını söndürmeye benzinle değil, suyla gidilmelidir." ikazları yapıldı.

"BDP ve yandaşlarına sesleniyoruz, bu halk Komünizm`i kabul etmeyecek!"
Alimler Cemiyeti, basın açıklamasının son bölümünde,"Bu vesileyle Müslüman dindar halkımızı barışa, sükûnete ve itidale çağırıyoruz. Şiddet ve taşkınlık bu güne kadar kimseye fayda sağlamamıştır. Şiddete bulaşan, kendine kast etmiştir. BDP ve yandaşlarına da şunu söylüyoruz, Eğer siz bu halkın davasını güdüyor, halkın yararına siyaset yapıyor ve çalışıyorsanız, halka ve halkın değerlerine saygılı olmalısınız. Doksan yıldır dayatma zulmüne rağmen Kemalizm`i kabul etmeyen Müslüman halk, otuz yıldır zulümle dayatılmaya çalışılan komünizmi de kabul etmedi ve etmeyecektir." ifadeleri kullanıldı. (Hüseyin Yalçın - İLKHA)